Seçim süreci başlamıştır

Yüksek Seçim Kurulu’nun takvimi ayrıdır; teşkilatlarınki ayrı...
Gerçi partiler parti içi çekişmeleri, kırgınlıkları en aza indirmek için genelde YSK takvimine uyarlar, ama siyasetin doğası asla buna izin vermez.
Nitekim CHP için seçim startı verilmiş gözüküyor.
İstanbul’da İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı milletvekilli adaylığı için görevini bıraktı, yeni başkan Murat Karayalçın oldu.
Karayalçın deneyimli bir siyasetçi, ama ismi daha çok Ankara’yla simgeleşmiş biri... İstanbul’da belli ki bir ağabey formülü ağırlık kazandı.
Anlaşılabilir, çünkü CHP için 2015 seçimleri geçmiştekilere göre daha fazla önem kazanmış gözüküyor.
İzmir’de ise önümüzdeki Salı günü Ali Engin istifasını verecek; Engin de aday...
CHP İzmir yönetiminden de istifalar bekleniyor.
Şimdi İzmir için İstanbul’da olduğu gibi bir “ağabey formülü” mü, yoksa bir il başkanlığı yarışı mı olacağı merak ediliyor.
Kulislere bakıldığında çok kişinin ismi telaffuz ediliyor.
Ama biliyorum ki; adı geçen kişilerin çoğu aynı zamanda 2015’te yapılacak genel seçimlere de aday...
O yüzden CHP İzmir’de atama yerine olağanüstü kongreye giderek; bu koltuğa hevesli bir adayın seçilmesi parti içinde daha olumlu karşılanıyor.
Çünkü seçilen il başkanı; partiyi seçimlere hazırlayacak.
Kafasında vekillik gibi bir hedefi olmayacak, aday olacaksa da bir sonraki dönemi bekleyecek.
Ön seçim beklentisinin çok olduğu İzmir’de; il başkanlığı seçimi de bir prova olabilir.
Sandığa gitmek her zaman iyidir.

Göztepe niye Karşıyaka’yı beklesin ki!

Anlaşıldı ki; İzmir’in stat meselesi giderek çözümsüzlüğe gidiyor.
Baksanıza önerinin daha ne olduğuna bakılmadan, masaya oturulmadan, kent için hangisinin daha doğru olup olmayacağı tartışılmadan karşı cevaplar veriliyor.
Uzun zamandır eleştirdiğim bir konu bu...
“Basın bülteni siyasetçiliği”nden bir türlü kurtulamıyoruz.
Karşılıklı atışmalarla, karşılıklı suçlamalarla problemler nasıl çözümlenecek.
Anlayamadığım bazı şeyler de var.
Örneğin Spor Bakanlığı Göztepe’nin stadının başlaması için Karşıyaka’nın çözümünü şart koşuyormuş.
Niye böyle bir yaklaşım içinde olunduğunu anlamış değilim.
Göztepe’nin yerle ilgili bir derdi yok ki; kulübün başkanı 15 bin kişilik düşünülen tesisi büyütmek için finansman modeli de önerdi.
Bilebildiğim kadarıyla bu öneri de uygun görüldü.
Göztepe niye Karşıyaka’yı beklesin ki!
Ve Karşıyakalılar...
Sizler de neyi bekleyeceksiniz?
Önerimi daha önce yazmıştım.
Olağanüstü kurulu toplayıp sandığı Karşıyakalıların önüne getirmek en doğrusu gözüküyor.
Madem siyasetçiler anlaşamıyor, madem her biri kendi tarafına çekiyor.
Ve “basın bülteni siyasetçiliği” yapanlar konuyu çözümsüzlüğe götürdüklerinin, inatlaşmayla işi çıkmaza soktuklarının farkında değiller...
O zaman çözümü bulmak yine size kalmıyor mu?

Olur böyle şeyler

Dokuz gol yenir mi; oluyor işte...
Futbol bu...
Galatasaray sahaya yedek ağırlıklı bir kadroyla çıksa da; bir yedeği Balçova Yaşam Spor’un toplam değerinden daha fazladır.
Dokuz gol yiyip bir gol atsa da; Balçova Yaşam Spor’un buraya kadar gelmesi bile bana göre bir başarıdır.
Herkes dokuza takılmış durumda ama bunu da atlamamak gerekir.
Kulüp sadece iki yıllık; Bölgesel Amatör Lig’deki ilk senesinde grubunda şampiyon oldu.
Balçova Belediyespor olan ismi FBM Yaşamspor’a dönerken önce Balıkesir’i, ardından Elazığspor’u eledi. Ziraat Türkiye Kupası’ndaki ilk maçında da Diyarbakır ile deplasmanda 2-2 berabere kaldı.
9-1; bir kaza, talihsizlik olarak görelim.
Kolay değil; Galatasaray’ın karşısında oynamak...
Balçova Yaşam Spor’u tebrik ediyorum.
Herşeye rağmen iyi gidiyorlar.