Paylaş
Bu da büyükşehir adaylarının ocak ayı başında belli olacağını gösteriyor.
Cumhur İttifakı’nın çatısı devam ediyor ama bu sefer yerel seçimlerde ittifak olmayacak.
MHP İstanbul üzerinden bir çıkış yapmıştı, süreç sekteye uğrayınca bu sefer Ankara kozunu ortaya çıkardı.
Melih Gökçek olur ya da olmaz ama son dönemde MHP, gündemi belirleyen partilerin başını çekiyor.
Dün grup toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan “Melih Gökçek bizim dava arkadaşımızdır, beraber yürüyeceğimizi düşünüyorum” diyerek bir adım attı ama Gökçek’in kararının ne yönde olacağını göreceğiz.
Gökçek’in MHP’den Ankara adaylığı seçim sonucunu elbette etkileyebilir.
Devlet Bahçeli gazetecilerin sorusu üzerine “İstanbul için de bir sürprizimiz olabilir” demişti.
Tabii sürprizin ne olduğunu söylemedi ama Gökçek çıkışını gördükten sonra İstanbul için de herkes bir beklenti içine girdi.
İzmir; MHP’nin Ankara ve İstanbul’a göre daha zayıf olduğu bir yer...
Ama 99’da MHP’nin İzmir’deki çıkışını da hatırlatmak isterim.
O seçimlerde MHP yüzde 17 oy alarak ikinci parti olmuştu.
Sonraki seçimlerde ve özellikle belediye seçimlerinde MHP tabanı büyükşehirde tercihini Aziz Kocaoğlu’ndan yana kullandı.
Ancak meclis üyeliklerinde de partisine sahip çıkmayı ihmal etmedi.
Çatıdaki ittifak dursa da; MHP’nin oyları yine CHP’nin büyükşehir adayına gider mi göreceğiz.
Ya da Bahçeli; Ankara ve İstanbul’daki taktiği benzer bir stratejiyle MHP tabanının sahip çıkacağı, belki de başka partilerden de oy alabilecek bir ismi mi önerecek, bunu da göreceğiz.
Satranç oyunu devam ediyor.
Her parti rakibinin adaylarını tahmin etmeye ve buna göre bir strateji belirlemeye çalışıyor.
İzliyoruz...
Demokrasiyle taçlandırmalıyız
SOSYAL medyada paylaşılan fotoğraflara baktım, yazıları, yorumları okudum.
O coşkuyu, sevinci, gururu bütün benliğimle hissettim.
Hem de Türkiye’nin her yerinden, her bölgesinden paylaşılan fotoğrafları...
Biz Egeliyiz, Akdenizliyiz; bazen duygularımızı kontrol edemiyoruz.
Siyah ve beyaz gibiyiz.
Ya çok mutlu oluyoruz, ya çok karamsar...
Arasını bulmakta zorlanıyoruz.
Olaylar karşısındaki toplumsal tepkilerimiz de öyle...
Bazen birbirimizi çok ağır eleştiriyoruz.
Kutuplaşıyoruz...
Karşımızdakini dinlemeyi bilmiyoruz, tahammül edemiyoruz.
Ya da karşımızdakini ikna etmek yerine baştan reddediyoruz.
Alkışlamıyoruz, takdir etmiyoruz.
Kabul etmiyoruz...
Böyleyiz işte...
Ama şunu söylemeliyim.
Söz konusu Cumhuriyetimiz, vatanımız olunca bir anda her şeyi unutuyoruz.
Aynı konuda birleşiyoruz.
Bir anda tek yürek, tek yumruk oluyoruz.
Cumhuriyetimizin 95’inci yaşını coşkuyla kutladık.
100’üncü yaşını daha güçlü bir demokrasiyle taçlandırmalıyız.
Değişim mesajı veriyorlar
EGE Genç İşadamları Derneği’nin kuruluşu benim ekonomi muhabirliği yaptığım dönemlere gelir. Kuruluşunu çok iyi hatırlıyorum, ilk toplantıları çok iyi biliyorum. EGİAD bana göre Türkiye’nin en dinamik sivil toplum örgütlerinden biri oldu. Hep iyi başkanlar, yönetim kurulları çıkardı. Sadece bölgenin değil, Türkiye’nin gündemine katkılar koydular. Son başkan Aydın Buğra İlter, çok başarılı bir dönem geçirmesine rağmen yeniden aday olmayacağını, değişime inandığını söyledi. EGİAD eski geleneğine dönüyor.
Ben buna inanıyor ve destek veriyorum.
Başkanlıklar belirli dönemlerde yapılmalıdır.
Ve bu sadece sivil toplum örgütleri için değil, siyaset için de böyle olmalı.
Soroptimistlerin eğitim aşkı
TÜRK Soroptimistleri çok başarılı işler yapıyorlar. Özellikle eğitime verdikleri destekleri çok önemsiyorum. Karşıyaka Soroptimist Kulübü bu akşam kız çocuklarımız adına bir konser yapıyor. Atatürk Kültür Merkezi’ndeki Copeart konserini kaçırmayın.
Paylaş