Pozitif ayrımcılıkla kadın siyasete girerse

Tansu Çiller’in genel başkanlığı, başbakanlığı Türk siyasetinde yepyeni bir dönem açmıştı.

Haberin Devamı

O günleri hatırlayın...
Çok sayıda kadın siyasete adım atmıştı.
Çünkü, önlerinde yeni bir örnek vardı.
Bir rol model...
Ancak bu pozitif hava çok sürmedi.
Koalisyondaki çatlamalar, belki de Çiller’den beklenenlerin hayata geçememesi ve daha birçok neden siyasete giren kadınlarımızın çok azını Meclis’e taşıdı.
Pozitif ayrımcılık, kadın kotası gibi kavramlar da Türkiye’de işlemedi.
Verilen sözler de tutulmadı.
Sonuç olarak bugün Meclis’te yüzde 10’ların çok altında kadınlarımız temsil ediliyor.
Belediyelerde de il genel meclislerinde de durum çok farklı değil...
Böyle olunca gerçek bir demokrasiden söz edemiyoruz.
İzmir’de de Ege bölgesinin diğer illerinde de aslında çok farklı bir görüntü sergilenmedi.
Oysa, batıdan daha fazla kadınımız Meclis’e gidebilirdi.
Geçenlerde Aysel Öztezel ile sohbet ederken konu yine kotaya geldi.
Öztezel, kotanın en azından uzun bir süre daha uygulanması gerektiğini düşünüyor.
Aysel Öztezel, yakın bir zamana kadar siyasetin içindeydi.
Doğru Yol Partisi’nde, Demokrat Parti’de Konak İlçe Başkanlığı ve Merkez Karar Yönetim Kurulu’nda görev yapmıştı.
Ege Kültür Sanat Vakfı Kurucu Üyeliği, EÇEV Kurucu Üyeliği, Ege Akdeniz Hizmet Vakfı Kurucu Üyeliği, Uluslararası Lions Dernekleri 118-R Yönetim Çevresi Federasyonu Kurucu Başkanlığı, Uluslararası Lions Dernekleri Türkiye Konfederasyonu Başkanlığı görevlerinde bulunduktan sonra siyasete girmişti.
Aysel Öztezel, şöyle konuşuyor:
“Kadın sadece cinsiyetine dair sorunlarını meclise taşımak onlara çözüm üretmek için değil, eşitliği tam anlamıyla yaşatabilmek amacıyla Meclis’te olmalı. Pozitif ayrımcılıktan her uluslararası örgüt, kurum ve kuruluş, kadınları yararlandırırken, aktif siyasette bu ayrımcılığın yapılmamasının anlamlı bir açıklaması da bulunmuyor. Kadın kotasının sadece Meclis’te değil, her görev için de gerekli olduğuna inanıyorum. Bu yönüyle kadın kotası sorunu sadece hükümetin değil, muhalefet ve M0eclis’te temsil edilmeyen partilerin dahi öncelikli sorunu olmalı. Yaklaşan seçimlerde, siyasi partilerin milletvekili listeleri hazırlanırken kadınlara şans vermelerini ve seçmen kadınının kendi sorunlarını ve hayat görüşlerini Meclis’e onların adına taşıyan kadınlara oy vermelerini umuyorum...”
Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verilişinin 77’nci yılındayız.
Aslında siyasette kadına pozitif ayrımcılık verilmesine özünde karşıyım.
Çünkü, politika yapabilecek ve bunu çoktan hak etmiş kadınlarımızın olduğunu düşünüyorum.
Önemli olan bu isimlerin bulunup çıkarılması ve Ankara’ya gönderilmesi...
Aksi halde sırf kotalar ve pozitif ayrımcılıkla siyasete girenler bir süre sonra ne yazık ki, koşullar gereği tasfiye olmaktan kaçamıyorlar.
Ama bugünkü ortam en azından bir süre daha bunu zorunlu kılıyor gibi...

Haberin Devamı

Milenyum çocuklarını takip edin sıkılmayın

Haberin Devamı

Bazen Türkiye’nin sıkıcı siyasetinden kurtulup yeni trendlere, dünyanın yeni uğraşlarını anlamaya vakit ayırıyorum.
Size de tavsiye ederim.
Ruhuma da hayal dünyama da iyi geliyor.
The Economist’te çıkan bir yazıdan bahsedeyim size...
Dergi 14 yaşındaki Robert Nay’den bahsediyordu.
Kimdi Nay?
Yeni nesil teknolojiyi takip edenler çok iyi bilir.
Bir süredir dünyada Angry Birds çılgınlığı yaşanıyor.
Yani akıllı telefonlardaki oyun çılgınlığını...
Angry Birds gibi olmasa da bedava uygulamalar listesinde bir oyun Apple’ın App Store’unda birinciliğe oturmuştu.
Bu uygulamayı da Robert Nay yapmıştı.
Apple’da en çok indirilen oyun olan Angry Birds’ü geride bırakmayı başarmıştı Robert Nay...
Bugüne kadar 1.5 milyon kez indirilen Bubble Ball isimli oyun, ücretsiz olarak App Store’dan indirilebiliyor.
Son günlerde bir IPad çılgınlığı yaşanıyor.
Sadece gençler değil, birçok kişi yanlarındaki IPad’lerinden gazeteleri okumaya, yazılarını yazmaya, bankacılık işlemlerini yapmaya, yazışmaya başladı.
Teknoloji geliştikçe işte gençlerin de merakı, ilgi alanları değişmeye başladı.
Örneğin; bahsettiğim Angry Birds oyununu 17 profesyonel programcı bir araya gelerek yapmıştı.
Bubble Ball isimli oyunu ise tek başına Nay geliştirmişti.
Dünya çok farklı noktalara gidiyor.
Milenyum çocuklarının sadece biri 17 profesyoneli geride bırakıyor, başka hayaller kurarak milyonlarca insanı peşinden sürüklüyor.
Bunu sadece Amerikalı gençler mi yapıyor?
Hayır...
Türk gençleri de bunu yapıyor, hem de en iyilerini...
Siyasetçiler ağır, değişmeyen gündemlerin peşinden koşarlarken; gençler bambaşka yerlere gidiyor.
Ruhunuz sıkıldığında siz de onlara bakın...
Gençlere...
Milenyumun bu parlak çocuklarına...

Yazarın Tüm Yazıları