OVP’ye dikkat çektiler ekonomiye destek verdiler

ÖNCE İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener önemli bir konuşma yaptı, dedi ki:

Haberin Devamı

“Enflasyon düşük seviyelere kalıcı olarak gerileyene kadar, mücadelenin hem para hem de maliye politikası yolu ile devam etmesini ve enflasyonun hızlı bir şekilde aşağı çekilmesi gerektiğine inanıyoruz.

Aksi takdirde enflasyonist ortam işletmelerimizin yüklerinin daha da artmasına yol açacak.

Enflasyonla mücadelede önümüzdeki birkaç ay kritik olacak.”

Özgener, meclis toplantılarında hep kritik uyarılarda bulundu.

Bu sefer de çözüm önerileri sunan bir konuşma yaptı.

Birkaç gün sonra İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, “Bugünün enflasyonu ile 70'li, 80'li, 90'lı yılların enflasyonunu karşılaştırmamak, karıştırmamak gerekiyor.

Bu enflasyon sosyolojik olarak çok daha farklı bir enflasyon” dedi.

Ve ekledi:

“O günlerin Türkiye'sindeki tüketim kalıpları, tüketim harcamaları ve tüketimin çerçevesi çok dar ve kısıtlıydı.

Haberin Devamı

Bugün ise 2000’li yılların başından itibaren 100-150 milyar dolarlık bir Türkiye’den 1.2 trilyon dolara yaklaşan ve zenginleşen, buna bağlı olarak tüketim alışkanlıkları değişen, hayatın her alanında daha rahat borçlanmaya gidilen, risk alınan bir Türkiye’de yaşıyoruz.

Çalışma dünyası ve günlük hayatın etik ve ahlak kurallarında bu enflasyonun oluşturduğu tahribat maalesef artarak kendini gösteriyor.”

Türk ekonomisi için önemli iki oda başkanı, çözüm yollarında da benzer öneriler getirdi.

Mevcut ekonomik programa bağlı kalınmasını, eylül ayında açıklanacak Orta Vadeli Program hedeflerinin gerçekçi olmasını istediler.

Ve bence en önemlisi bir acı reçete varsa toplumun geneline yayılan bir etkisinin olmasını istiyorlar.

Enflasyon için gerçekten de kritik bir döneme giriliyor.

 

Bir yemek Barselona’nın üç, dört katı olabilir mi?

 

TÜRKİYE’nin önemli iş insanlarından biri anlattı.

İstanbul’dan tatil için önce Bodrum’a, sonra Çeşme’ye gelmiş.

Yurtdışında okuyan kızı da Çeşme’de kendisine eşlik etmiş.

Akşam yemeğe çıkmışlar.

İkisi de hafif bir akşam yemeği yemişler.

Haberin Devamı

Masada abartılı hiçbir şey yok anlayacağınız.

Dedi ki:

“Birkaç hafta önce de kızımın yanına gitmiştim.

Üç gün beraber vakit geçirdik.

Her akşam da Barselona’nın bilinen restoranlarına gittik.

Çeşme ve Bodrum’da ödediğim hesaplar Barselona’nın üç, dört katıydı.

Türkiye’de artık fiyat dengesini bulmakta zorlanıyorum.”

Bu değerli dostum, enflasyonist dönemlerde herkese düşen görevler olduğunu, devlet ve özel sektörün birlikte hareket etmesi gerektiği uyarısında bulundu.

İşletmelerin içki fiyatlarına maliyetinin 10 katından fazla yazıyor olması bir süredir konuştuğumuz konuların başında geliyor.

Ama herkes görüyor ki bu sadece içkide değil, menülerde de yüksek rakamlar söz konusu.

Haberin Devamı

İSO Başkanı Erdal Bahçıvan’ın, “Çalışma dünyası ve günlük hayatın etik ve ahlak kurallarında bu enflasyonun oluşturduğu tahribat maalesef artarak kendini gösteriyor” yorumu da aslında bu gerçeği yansıtıyor.

 

Başka bir hayat her zaman mümkün

 

URLA’ya ilgi bugünün meselesi değil.

Pandemi öncesinde de Urla’yı keşfedip hayatını yeniden kuran çok insan oldu.

Pandemiyle birlikte bu süreç daha da hızlandı.

Şef restoranların sayısı da arttıkça ortaya başka bir Urla çıktı.

Şimdi de sanatla konuşulan bir yer haline geldi.

Geçenlerde D&R’ın bu yıl ilk defa düzenlediği D&R Urladam Kitap Festivali’ne katıldım.

İlgi de kalabalık da beklentimin çok üzerindeydi.

Urladam’ın kurucusu oyuncu yazar Ercan Kesal, harika bir konuşma yaptı.

Dedi ki:

Haberin Devamı

“Kitaplarla tanışınca, okumaya başlayınca, bu gerçekliğin dışında başka bir gerçekliğin de mümkün olabileceğini fark ettim.

Yaşadığımız hayatın dışında başka bir hayat var.

Ben başka bir hayatı yeniden inşa edebilirdim, bunu fark ettim.

Kişinin kendini test etmesi, kendisinden memnun olması meselesi çok önemli.

Kendimi ve sınırlarımı merak ediyorum.

Kendimle karşılaştığım anlar var hayatımda.

Kimi zaman çok üzüldüğüm anlar.

Herkesten beklediğim ama kendimden hiç beklemediğim şeyler yapmışım.

‘Nasipse Adayız’ kitabım böyle bir şey mesela.”

Kitap daha piyasaya çıkmadı, son rötuşlar yapılıyor.

Ama herkes gibi ben de çok merak ediyorum.

 

Bu söyleşiler bana çok iyi geldi

 

Haberin Devamı

D&R’ın Urla’daki festivali dört gün sürdü.

Ayşe Kulin, Kürşat Başar, İclal Aydın, İlber Ortaylı, Beyhan Budak, Murat Menteş, Gaye Boralıoğlu, Alper Canıgüz de oradaydı.

Harika söyleşiler dinledim.

Ayşe Kulin dedi ki:

“Yılların tecrübesiyle şunu söyleyebilirim ki bir kitabınızı tiyatro veya sinemaya uyarlansın diye vermek, kızınızı kocaya vermeye benzer.

Demek istediğim, artık o sizin elinizden çıkmış, başka birinin kontrolüne girmiştir.

Dolayısıyla artık siz müdahale edemezsiniz.

Çünkü sinema dili, tiyatro dili ve hatta roman dili farklıdır.

Dolayısıyla o kitap benim için çok kıymetliyse ve değişeceğini tahmin ediyorsam vermem, verdiysem de adaptasyon sürecine asla müdahale etmem.”

Urla’da hepimizi düşündüren, hayaller kurduran konuşmalar dinledik.

Bana çok iyi geldi.

Yazarın Tüm Yazıları