Paylaş
Havai fişeklerinin görsel efektini bir kenara bırakırsak; zaman zaman tehlikeli olduğunu da kabul ediyorum.
Ama gerekli önlemler anılıyorsa ve makul saatlerde atılıyorsa benim hiçbirine itirazım yok.
İzmir Valiliği zaten bu sınırlamayı OHAL süreci olarak sınırlamış.
Demek ki; sonrasında devam edecek.
OHAL kapsamında havai fişek yasaklanabiliyorsa kentin ulaşımını felç eden grev de ertelenmeli.
Çünkü İzmir’de 15 gündür vapurlar çalışmıyor.
Teknik ayrıntıya girmek istemiyorum.
Çünkü ne sendikacıyım, ne de belediye bürokratı...
Sadece bir vatandaş olarak söylemeliyim ki; bu işin bir an önce çözümlenmesini istiyorum.
Vapur seferlerinin yapılmaması bütün yükü karayoluna yükledi; üzerine tramvay çalışmaları da binince İzmir trafiği bir kaosa dönüştü.
Bence bu hepimize ders olsun.
Hep yazıyorum.
İzmirliler denizi daha çok kullanmalı.
***
Şimdi bir de bugünden itibaren DİSK’e bağlı Genel İş Sendikası uyarı eylemi yapacak. Belediye’deki tüm birimlerde 10 bin işçi yarım gün iş bırakacak. ESHOT otobüsleri bugün 06.00-08.00 arasında çalışmayacak.
Dediğim gibi bu bir uyarı, sonrası da gelebilir.
***
Herkes hakkını, emeğinin karşılığını almalı.
Buna itirazım yok.
Sendikalar çalışanın özlük haklarını sonuna kadar da korumalılar.
Benim itirazım; sendikalarımızın sadece ücret sendikacılığı yapmalarına...
Hem işverenin, hem de sendikaların üzerine düşeni yapması gerekiyor.
Arada kalan yine vatandaş olacak.
İlk itiraz Urla’dan geldi
Emlak vergi artışlarına ilk itirazı yapan Urla Belediyesi oldu. Başkan Sibel Uyar, “Artış asgari değer üzerinden değil, en üst düzey olan alım satım rayicine göre yapılmış” dedi.
Yani eleştirilerimizde haklıymışız.
Ama bir uyarı yapmak istiyorum.
Bu fahiş artışlar sadece Urla özelinde değildi.
Eğer değişmezse en küçük artış bir önceki ödediğimizin yüzde 70’inden fazla...
Hatırlatayım; enflasyonun yüzde 10’larda olduğu bir ülkede, maaş zamlarının da enflasyona göre ve çoğu zaman altında kaldığı bir ülkede yüzde 100’ler, 200’ler ve daha fazlalarını nasıl istersiniz.
Urla Belediyesi’nden sonra diğer belediyelerin de itiraz etmelerini bekliyoruz.
Güzelim ormanlar kül oldu
Ciddiyim.
Çocuklarımızı müzelere götürür gibi orman yangınlarının olduğu alanlara götürsünler.
Dün Orman ve Çevre Bakanı Veysel Eroğlu Bayındır’daki yangın bölgesinde incelemeler yaptı.
Ajanslardan gelen fotoğrafları görünce felaketin büyüklüğünü bir kez daha gördük.
Güzelim orman arazileri kül olmuş, geriye kapkara tepelikler kalmış.
Kimbilir o ağaçlar kaç yılda yetişti, kim bilir o ormanlar nasıl oldu?
Ve geriye sadece bu fotoğraflar var şimdi...
Biliyorum yeni fidanlar dikilecek; ama yeniden orman diyebilmemiz için yıllar geçecek.
Her yıl bu haberleri vermekten yorulduk.
Ve bakıyorsunuz; çoğu insan hatasından dolayı oluyor.
Küçük bir ihmal her seferinde büyük bir felakete neden oluyor.
Çocuklarımız daha iyi anlar.
Çünkü büyükler anlamıyor.
Ne kadar uyarı yapsan da, ne kadar önlem alsan da sonuç değişmiyor.
Ormanlar yanmaya devam ediyor.
Çocuklar o yaşlarda bu gerçeğin farkına varırsa bari büyüdüklerinde bu hataları yapmazlar.
Adalar mı bizim kıyılar mı?
Birçok Yunan dostumla konuştum.
Bizim turizmcilere kötü haberlerim var.
Adalar tıklım tıklım dolu...
Türk turistlerden çok memnunlar, çünkü doluluğu sağlayan en önemli ülke olarak Türkiye’yi görüyorlar.
Mikanos patlamış durumda.
Bir de Mikanosluların fiyat dertleri yok.
Yani katma değeri çok yüksek bir turizm yapıyorlar.
Çeşme, Bodrum dolu gibi gözükse de; biliyorum ki turizmciler memnun değil, esnaf şikayetçi...
Ev sahiplerini, mülk sahipleri gelecek yıllarda bu rakamlardan kiraya verebilirler mi bilemiyorum.
Ev fiyatlarının doyma noktasına geldiği söyleniyor.
Özetle...
Bu günler geçer ama iyi bir planlamayla geçer.
Şimdi masaya oturma zamanı...
Ama masanın etrafında bütün taraflar olmalı.
Ve objektif değerlendirmeler yapılmalı.
Paylaş