O meşhur sözün doğru olduğu anlaşıldı

Siyasette 24 saatin bile uzun olduğu gerçeği bir kez daha kanıtlandı.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, altılı masaya sert eleştiriler getiren bir çıkış yaptı.
Ve dedi ki;
“Milletin ortak iyiliği için iyi niyetlerle oturduğumuz 6’lı masa, artık potansiyel adayların tartışıldığı bir ortak akıl platformu olmaktan çıkmıştır. Tek bir adayın tasdiki için çalışan, bir noter masasına dönüşmüştür.”
Aylar önce “Masadan kalkan masanın altında kalır” diyen Akşener’di. İYİ Parti’yi buraya getiren birçok neden olduğunu konuşmasında sıraladı Akşener ve bir çağrıda bulundu.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na “Milletimiz, sizleri sevdi, bağrına bastı ve bugün de çok kritik bir kırılmanın eşiğinde, sizi göreve çağırıyor” dedi.
Cuma gecesi bir araya gelen bu iki başkan da “Kılıçdaroğlu’nun yanındayız” mesajı verdi.
Şimdi ne olacak?
Altılı masa ortak imzayla süreçle ilgili uzlaşmaya vardıklarını ve 6 Mart günü adaylarını açıklayacaklarını söylemişti.
Masa İYİ Partisiz, beşli olarak bugün toplanacak.
Büyükşehir belediye başkanları da bir araya gelecek.
Ve ben yine Demirel’in o sözünü hatırlatıyorum.
24 saatte bile her şey değişir.
Eksildiğini sandığımız o masa kaldığı yerden de devam edebilir.
Beşli masa olabilir.
Beşli masaya yeni partiler de destek verebilir.
Yeni ittifaklar da ortaya çıkabilir.
Cumhur İttifakı genişleyebilir.
Hepsi olasılıklar içinde...

Demokrasi uzlaşma sanatıdır

HER fırsatta yazıyorum.
Demokrasi kolay bir iş değil.
Sabretmek, hissetmek, içselleştirmek, öngörü içinde hareket etmek, ikna olmak, beraber hareket etmek, aynı görüşte olunmasa bile asgari müştereklerde buluşabilmek...
Ve daha fazla konuşmak, daha fazla istişare etmek, daha fazla dinlemek...
Demokrasinin zorluğu buralardan geliyor.
Ama hepimiz biliyoruz ki; daha iyisi yok.
Ve demokrasiyi güçlendirmek için bu zorlu yollardan geçmek zorundayız.
Egolarımızı askıya asarak hareket edebilmeliyiz.
Ben eksikleri olmasına rağmen Türk demokrasisine güveniyorum.
Düşe kalka demokrasimizi güçlendireceğiz.
Hepimize önemli görevler düşüyor.
Vatandaş olarak oylarımıza sahip çıkacağız.
Sivil toplum örgütleri aracılığıyla sesimizi duyuracağız.
İlgilenenler için siyaset yolunun her zaman açık olduğunu unutmayacağız.
Hangi partiden olduğundan daha çok siyasette yaptıklarınız, katkılarınız önemli olacak.
Evet biliyorum kolay değil.
Ama demokrasi de bunu gerektiriyor.
Demokrasi bir uzlaşma sanatıdır.

Hepimizin çabası daha iyi bir Türkiye

İYİ Parti lideri Meral Akşener’in açıklamalarını çok sert bulanlar var.
Metni kimin hazırladığını bilmiyorum.
İYİ Partililer önemli konuşmaları Akşener’in kaleme aldığını söylüyorlar.
Bilemiyorum.
Uzun yıllardır siyasetin dilinin sert olduğunu yazanlardanım.
Liderlerin üslubu yumuşamayınca diğer kadroların da yumuşamıyor.
Hatta altta daha da sertleşiyor.
Ben sadece siyasette değil; hayatın her alanında ince bir diplomasiden yanayım.
Mutlaka bir boşluk, bir ara, bir mesafe, geri dönülebilecek bir alan yaratılmasından yanayım.
Çünkü hayat böyle...
Olaylar gelişiyor, insanlar değişiyor.
Ve hiçbirimiz dün olduğumuz yerde değiliz.
Ama şunu da bilin.
Bu durum sadece Türkiye’ye özgü de değil.
Dünyada siyasetin dili hep sert...
Önemli olan buna rağmen buluşabilmek, uzlaşabilmek...
Kolay mı?
Değil biliyorum.
Ama hepimizin çabası daha iyi bir Türkiye, daha iyi bir dünya...
Bu da demokrasiden geçiyor.
Hepimiz daha fazla demokrasi istiyoruz.

Deprem konusu
hep masada olmalı

SİYASET öne çıkınca deprem gündemin ikinci planına düştü.
Düşmesin...
Siyaset ne kadar yoğun olsa da; bundan böyle depremi konuşmalarımızda hep geçirelim.
İzmir’de yaşayınca aslında depreme de biraz alışık oluyorsunuz.
Çünkü çocukluğumdan beri neredeyse her ay İzmir ve çevresi sallanır.
O yüzden biz hep küçük sallantıları enerji boşalması diye bakardık.
Ama son depremden sonra hepimizde bir korku başladı. Çünkü uzmanlar da yaklaşmakta olan İstanbul depremiyle birlikte Anadolu’daki birçok canlı fay hattının hareketlendiğini söylüyor.
Tabii kimse tarihini, zamanını bilemez ama Türkiye’nin gündemi ne olursa olsun depremi asla unutmamalı.

Keşke listelerde
yeni isimler görsek

VE yine değişmezse 14 Mayıs’ta seçimlere gideceğiz.
Biliyorum listelerin büyük bölümü yine aynı kalacak.
Mevcut vekiller yine aday olacak.
Ama en azından yüzde 20’lik, 30’luk bir yenilenme olsa ve Meclis’te yeni yüzler görsek çok mutlu olacağız.
Bu yazdıklarım her parti için geçerli.
Çünkü partilerin de kendilerini yenilemesi gerekiyor.
Bu da yeni kadrolarla olabilir.
Parti genel merkezlerinin bu hazırlığı olup olmadığı bilmiyorum.
Keşke son dakikaya kalmasa ve zaten belli olan seçim tarihine aylar önce bu hazırlıklar yapılsa.
Bakalım yaşayıp göreceğiz.