Nitelikli göçü de yönetmek gerekir

Çünkü işe gidiş ya da dönüş saatlerine denk geldiğinde; neredeyse yarısı kadar bir süreyi İstanbul içinde harcıyorsunuz.

Ben her iki gidişimde de saatleri iyi kullandım ve beklediğimden daha hızlı istediğim yere gitmiş oldum.
Türk ekonomisi açısından İzmir ve İstanbul çok önemli kentler...
Her iki kent de Türkiye’nin yükünü taşıyan adreslerden...
O yüzden iki kent arasındaki bağlar ne kadar kuvvetli olursa, geleceğimiz için o kadar iyi olur.
Birkaç defa yazdım.
İki kent arasındaki direkt seferler uzun yıllardır rekor kırıyor.
Madrid’le Barselona arası değil, Paris ile Lyon ya da Nice arası değil; İzmir ile İstanbul arasındaki uçuşlar açık ara önde gidiyor.
Aslında bu veri bile iki kent arasındaki güçlü bağları gösteriyor.
Bence bu otoyol sayesinde ilişkiler daha da hızlanacak.
Sadece İzmir değil, yolun geçtiği birçok yer bundan nasibini alacak.
3.5 saatlik güzergahta Kocaeli, Yalova, Bursa, Balıkesir, Akhisar, Manisa direkt etkileniyor.
Dolayısıyla bu saydığım kentlerde de zaman içinde değişimler göreceğiz.
Önemli olan bütün bunlara hazırlıklı olmak...
İzmir’in nüfusunda son yıllarda artış gözlemleniyor.
Daha fazla erişilebilir olmak göçü hızlandıracaktır.
İzmir’in altyapısı şimdiden olumsuz sinyaller veriyor.
İstanbul’dan farksız bir kent içi trafiği yaşıyoruz.
Nitelikli göçten çekinmemek lazım ama iyi yönetmek şartını da unutmamak gerekiyor.

 
Hız limitleri yeniden düzenlenmeli

İÇİŞLERİ Bakanı Süleyman Soylu birkaç ay önce otoyollarda hız düzenlemesi yapmayı planladıklarını açıklamıştı.
Şimdi 120 artı yüzde 10’luk hız sınırı uygulaması bulunuyor.
Yani hız kontrolü olan otoyollarda 131’i geçemiyorsunuz.
Geçtiğinizde ciddi bir ceza ödüyorsunuz.
Soylu bunu 5 puan artıracaklarını söylemişti.
Yani 125 artı yüzde 10...
İzmir – İstanbul otoyolunda hız limiti yok.
Tabii şimdilik yok.
Ama 120 hız uygulaması olsa; iki kent arasındaki yol en az bir saat uzar.
Ben Soylu’ya katılıyorum.
5 puanlık bir ayarlamanın doğru olacağını düşünüyorum.
Çünkü yıllarımız artık iyi ve yeni nesil arabalar da eskiye göre çok daha güvenli...

 
Rekabet Karşıyaka aleyhine döndü

“KARŞIYAKALILARI üzmeyin” diye yazdım.
Çünkü Alsancak ve Göztepe statları bitiyor.
Altay, Göztepe ve Altınordu çok daha iyi statlarda maçlarını oynayacak.
İnanıyorum ki; hem sonuçlara yansıyacak, hem de kulüplerin geliri artacak.
Karşıyaka’nın bu rekabette geri kalmasını kimse istemiyor.
Çünkü Karşıyaka’nın İzmir sporundaki etkisi hep yüksek oldu.
Sadece futbolda değil; aslında farklı spor dallarında hep Karşıyakalı sporcuların ismi vardı.
Şimdi bazı okurlarım Karşıyaka stadını desteklediğim için eleştiriyorlar.
Kendilerine eski yazılarımı hatırlatmak isterim.
Ben Göztepe için Uzundere’yi, Karşıyaka için de Örnekköy’ü önermiştim.
Ve bu konuda ısrarcı oldum.
Ama hem Federasyon yetkilileri, hem spor otoriteleri, hem bakanlık bürokratları, hem kulüp yöneticileri bugünkü yerleri konusunda uzlaşmaya vardılar.
Temeller atıldı, inşaat bir noktaya kadar geldi.
Ki Göztepe; birkaç ay sonra bu statta maçlarını oynayacak.
Karşıyaka için durum biraz farklı çünkü itirazlardan dolayı inşaat birkaç kere durdu.
Ama bu stat için de bir altyapı yatırımı yapıldı.
Bazı okurlar beni sert eleştiriyor, taraf olmakla falan da suçluyorlar.
Kendilerine hem eski yazılarımı hatırlatırım, hem de Karşıyaka aleyhine oluşan bu yeni durumu...
Bu rekabet Karşıyakasız olmaz.
Olmasını isteyenler varsa onlar da Karşıyakalı sayılmazlar.

 
Üç unutulmaz insan

BİR haftada üç önemli kayıp oldu Türk tiyatrosunda...
Önce Özdemir Nutku, sonra da Yıldız Kenter ve Jale Birsel...
Üçü de dünya çapında sanatçılardı.
Hepsini yakından tanıdım ve çok sevdim.
Yerleri doldurulamaz.
Nurlar içinde uyusunlar...

 
İklim değişikliği gerçek oldu

KASIM da ekim gibi geçti. Bazı günler yaz gibi... Ama eli kulağındadır, soğuklar gelir. Geçen yıl olduğu gibi kaloriferleri mayısta bile geceleri yaktığımızı unutmayalım. İklim değişikliği gibi kavramlar geçmişte hepimiz için bir fanteziydi. Ama gerçek oldu.