Nisanı hep birlikte atlatalım

CUMHURBAŞKANI Erdoğan 100 milyarlık bir ekonomi paketi açıkladı. Birçok sektöre teşvik geliyor, bazı önlemlerin de alınacağı sözü veriliyor.
Adımlar iyi ama bence daha geniş kapsamlı bir paket ihtiyacı da doğacaktır.
Neden mi?
Bank of America bir açıklama yaptı. Ve dedi ki;
“Resmi olarak ekonominin durgunluğa girdiğini ilan ediyoruz, dünyanın geri kalanına katılıyoruz ve bu derin bir düşüş. Bu süreçte birçok kişi işini, servetini kaybedecek ve ciddi güven kaybı olacak...”
Ama bankanın bir öngörüsü de var.
Bank of America; ekonomideki daralmanın ciddi olmasına rağmen bu düşüşün kısa ömürlü olacağına inanıyor.
Nisan ayında önemli bir düşüş beklediklerini, temmuz ayına kadar ekonominin biraz daha normale dönmesini öngörüyorlar.
Ben de aynı görüşteyim.
Nisan marttan daha kötü geçecek.
Mayıs ayıyla birlikte normale dönmeye başlarız, her şeyin yerli yerine oturması da temmuzu bulur.
Temmuzda “Kalan sağlar bizimdir” diyemeyiz.
Bu gemide herkesin olduğunu unutmamalıyız.
Ben teşviklerin daha geniş kapsamlı ve tabana yayılarak alınması gerektiğini düşünüyorum.
Örneğin sağlık sektörü bence en fazla teşviği hak eden sektör...
Turizmin toparlanması daha uzun bir süre alacak.
Turlarını satan firmalar ama hizmet alamayan müşteriler de var.
Koronalı günler geçse de büyük çoğunluk bu seyahatlerini yapmak istemeyebilir.
Müşteriler haklı ama tur operatörleri de yaşamak zorunda.
Elbette oteller de, otellerde çalışanlar da…
Yine örneğin onbinlerce, milyonlarca esnaf, küçük işletmeler...
Ki, Türkiye’nin yüzde 90’ı onlardan oluşuyor.
Esnaf ne yapacak?
Kira ay başında gelecek, çalışanlar maaş bekleyecek.
Çark yavaş döndüğü için kirayı nasıl verecek, işçi çıkarmadan hayat nasıl devam edecek?
O yüzden her ülke yeni düzenlemeler getirecektir.
Nisan gerçekten çok önemli...
Sadece koronavirüsle mücadele için değil; ekonomimiz için de, psikolojimiz için de bu ayı geçirmemiz gerekiyor.
Zamanı durdurmak mümkün değil ama nisanı, nisanın ödemelerini ötelemek, en azından temmuz sonrasına taşımak şart...
Şimdi herkese görev düşüyor.
Elbette devlet elinden geleni yapacaktır.
Ama devlet olanakları sınırlı olduğuna göre herkesin karşısındaki kişiye, kişilere, kurumlara 1 aylık tolerans tanıması gerekiyor.
Yoksa hayat duracaktır.
Kimse bunu istemiyor.
Bu günler gelip geçer.
Göreceksiniz; nisan sonundan itibaren her şey yerli yerine oturacak, hayat devam edecek.
Ama nisanı hep birlikte atlatalım.

Fütürizmi severim
komploları değil

MICROSOFT’un kurucusu Bill Gates şirketteki bütün görevlerinden ayrıldığını açıkladı.
Hemen bir komplo teorisi devreye sokuldu.
Efendim, dünyayı yöneten şirketlerin başındaki kişiler geçmiş altı ayda görevlerinden ayrılmış da, bu bir küresel krizin hazırlığıymış da, bakalım daha neler olacakmış da...
Dediğim gibi ben fütürizmi seviyorum.
Geleceğin falını değil, geleceğin senaryolarını çalışanların hikayelerini seviyorum.
Komplolara da inanmıyorum.
Hayatın basit gerçeklere dayandığını düşünüyorum. O kurguların sadece filmlerde olabileceğini düşünüyorum.
Nitekim bu korona krizi biraz olsun bunları düşünmemizi sağladı.
Yalın, sade olmayı.

Doktorlar için maske
kampanyası yapalım

KOLONYA kalmamış; hadi anlıyorum.
Makarna kalmamış, onu da anlıyorum.
Nisanda bu kriz bittikten sonra kolonyalı günler devam eder.
Uzunca bir süre makarna almayız, böylece stokları da tüketiriz ama...
Bu kadar maskeyi ne yapacağız?
Maske kalmamış hiçbir yerde...
Ve daha önemlisi hastanelerin bir çoğunda doktorlara sınırlı sayıda maske verilebiliyormuş.
Uzmanlar uyarıyor, konuşuyor.
“Sağlıklı insanların maske kullanmasına gerek yok, hijyen kurallarına uysunlar yeter” diyorlar ama söz geçiremiyorlar.
Asıl maske takması gereken yaşlılar, hastalar ve de doktorlarımız...
Doktorlarımız için geçen akşam saat 21.00’de ışıkları bir dakika söndürdük ve balkonlarımıza çıkarak onları alkışladık.
Çok güzel bir jest oldu.
Ama bence doktorlarımız için bir kampanya başlatalım.
Hangi hastanenin ihtiyacı varsa maskeleri alıp onlara verelim.
Ve gereksiz yere maske kullanmayalım.

HİSTERİ

VİKİPEDİ histeri için şöyle diyor;
“Özellikle duygusal reaksiyonlarda taşkınlık, ani sinirlenme, hareket bozuklukları, geçici kişilik değişimi... Denetim dışına çıkıp aşırı hayal gücü veya korkular... Histeri hastası kendindeki ruh sağlığının bozukluğundan habersizdir.”
Galiba hepimiz biraz öz, biraz fazla böyle bir ruh haline girdik.

Sınav yapacağım kişiler

BAYILIYORUM bu instagrama...
Herkes şimdi okuduğu kitapları koyuyor.
Tabii çok seviniyorum.
Tanıdıklarıma mesaj atıyorum.
“Birkaç güne sınav yapacağım” diyorum.
Bazılarından cevap alamıyorum.