Nice yıllara Gözlem

BİR yazımda Şakir Paşa Ailesi’nin üyelerinden yazar Şirin Devrim’le yapılan bir röportajdan bir alıntı yapmıştım.

Devrim, hayatını şu cümleyle özetliyordu:
“Beni kurtaran tesadüflerdi. Zaten babam derdi ki, hayatta yalnız iki şey vardır. İyi ve kötü tesadüfler...”
Hep öyle oldu; tesadüfler hayatımın akışını değiştirdi, yaşantımı bambaşka bir yöne çevirdi.
Tıkandığım, yeni bir yol aradığım dönemlerde bu “iyi tesadüfler” bana yeniden ve güçlü başlangıçlar yapmamı sağladı.
Ben sürprizlere alışığım, tesadüflere de...
Şirin Devrim gibi beni aslında kurtaran tesadüfler oldu.
* * *
Ben gecenin sessizliğini seviyorum. O sessizlikte zamana yolculuk yapmayı, biraz geçmişe gitmeyi, daha çok geleceği hayal etmeyi...
Geçenlerde kendi arşivime girdim.
Eski fotoğraflara, eski yazılarıma, eski haberlere baktım.
Sakladığım bazı gazeteler, dergiler...
Ve Gözlem’in ilk sayısı...
26 Ağustos 1991 yazıyor üstünde...
Çetin Gürel ve ekibinin gazeteyi hazırlarken çekilen fotoğrafı...
O günleri bugün gibi hatırlıyorum.
Çetin Gürel’in telaşını; rahmetli Akın Kıvanç’ın haber peşinde koşuşunu, Erol Yaraş’ın planlar içinde kayboluşunu...
Tam 20 yıl olmuş.
Neredeyse bir çeyrek asır...
Tesadüfler dedik ya...
İşte, benim de Çetin Gürel’le tanışmam, tesadüflerden biriydi.
Gazetecilikten başka bir meslek düşünmeyen ben ve koskoca Sabah’ı yaratmış, Yeni Asır’a yıllarını vermiş bir Çetin Gürel...
Birçok gazetecinin yöneticisi, amiri, şefi, müdürü, genel müdürü...
Ama aynı zamanda herkesin sığınabileceği güvenli bir limanı, bir ağabeyi, bir dostu...
Öcal Uluç’un hayatımdaki rolü neyse, Çetin Gürel’in de rolü öyle oldu hep...
* * *
Çetin Gürel, gazeteci ve yönetici olarak geçenlerde 50’nci yılını tamamladı.
Kolay değildir bu meslekte 50 yılı geride bırakmak. Hem de dürüst kalarak, herkese örnek olarak...
Çetin Gürel; 1 Şubat 1960’ta Ege Ekspres Gazetesinde spor muhabiri olarak mesleğe başlamış. 1 Nisan 1961’de Demokrat İzmir Gazetesi Spor Servisi Sorumluluğunu üstlenmiş.
1 Mayıs 1976’ya kadar birinci sayfa sekreteri ve sorumlu yazı işleri müdürlüğü görevlerini yapmış. Ardından Yeni Asır’da haber merkezi koordinatörlüğü, sonrasında da yöneticilik yılları gelmiş.
Yeni Asır’ın genel müdürlüğü, daha sonra Dinç Bilgin ve Güngör Mengi’yle İstanbul macerası...
22 Nisan 1985’te yayınlanan Sabah’ta genel müdürlük ve yönetim kurulu üyeliği... Ve, 1990’da İzmir’e geri dönüş.
Finalinde de kendi gazetesinin patronluğu...
* * *
Gözlem, sektörde ilkleri yapan gazete oldu. Ekonomi gazeteciliğine yeni bir soluk getirdi.
Bakmayın, bugün büyük gazetelerin ekonomi sayfalarının çokluğuna...
90’ların başında bir, iki sayfayla sınırlı kalan bu sayfalar; Gözlem gibi gazetelerin sayesinde genişleme imkanı buldu.
Özel sektörün yeni projeleri, Türk girişimcilerinin başarı öykülerini ekonomi gazeteleri sayesinde öğrendik.
Bağımsız, bir gruba ait olmadan gazeteyi yaşatmanın ne kadar zor olduğunu çok iyi bilirim.
Çetin Gürel ve ekibi yıllardır bu mücadeleyi veriyor.
Haberin kalitesini ve güvenirliliğini koruyarak, objektiflikten uzaklaşmayarak ve doğru bildiğini yazmaktan çekinmeyerek...
Daha da önemlisi...
İzmir’den yaptığınız bir gazeteyi tüm Türkiye’ye dağıtarak... Her coğrafyada bürolar kurarak, onlarca gazeteciye iş vererek... Sürdürülen bir mücadele...
Kolay mı?
Ben de bir dönem Gözlem’in kadrosunda yer aldım.
O yılları onurla ve gururla hatırlıyorum. Haberle yoğrulduğumuz, İzmir’in iyi gazetecilerinin buluştuğu bir kadroyla...
* * *
Ve tesadüfler...
Ben tesadüflerin sadece bir tesadüf olmadığına inandım.
Hayat benim için öyle aktı.
Bir tanışma, bir buluşma... Yeni kapılar açtı, yeni ilişkileri başlattı.
Gecenin sessizliğinde hayatımı gözden geçirdim.
Arşivimin içinde kaybolarak...
Ve beni Çetin Gürel’le ve meslek büyüklerimle buluşturan o tesadüfler için içimden teşekkür ettim.
Nice yıllara Gözlem...
Yazarın Tüm Yazıları