Milaslıların gözü kulağı Cumhurbaşkanı Erdoğan’da

Sadece bu yıl değil; önümüzdeki dönemin en önemli gündem maddelerinden biri enerji olacak.
Türkiye göreceli olarak biraz daha şanslı gözüküyor ama bizi de bekleyen zorluklar var.
Geçenlerde yazmıştım.
TES-İŞ ve MADEN-İŞ Sendikaları Yatağan Şubeleri bir açıklama yapmıştı ve demişlerdi ki; “Bizim de ülke olarak yerli kömürle enerji üreten santrallere olan ihtiyacımız her zamankinden daha fazla. Yatağan, Yeniköy, Kemerköy Termik Santralleri çalışmak, enerji üretmek zorunda. Bu santralleri çalıştırmak için kendi topraklarımızda milyonlarca ton kömürümüz bulunmaktadır. Teknolojinin bu kadar ilerlediği bir dönemde çevreci kaygılarla kömür kullanmamak ya da yerli kömürü yerin altında bırakarak dışarıdan kömür ithal etmek akıl karı değildir. Sendika şube yönetimleri olarak, çevreyi ve ağaçları korunmanın yanında bu santrallerde ve madenlerde çalışan üyelerimizin haklarını, çıkarlarını korumak ve yüceltmek bizim en temel görevimizdir.”
YK Enerji Genel Müdürü Serhat Dinç “Yıllık 1 milyar doların üzerinde doğal gaz ithalatını önlüyoruz” demişti.
Yeniköy Kemerköy Termik Santralleri’nde var olan bazı yasal sorunlar nedeniyle 2.5 yıldır yeni kömür sahası açılamıyor.
Ve burada işin sonuna gelinmiş durumda.
Bu santraller bölgedeki linyitin özelliklerine göre dizayn edildiği için taşıma kömür kullanması çok zor.
Geçtiğimiz günlerde yeni linyit yataklarının kullanımı için mahkemeden olumlu karar çıktı. Muğla 1. İdare Mahkemesi’nin kararına itiraz edilerek konu İzmir Bölge İdare Mahkemesi’ne taşınmıştı. İzmir Bölge İdare Mahkemesi 7. Dava Dairesi de yerel mahkemenin kararını haklı buldu ve kaynağın kullanılması gerektiğini hükme bağladı. Şu anda santralde çalışan 3 bin 100 işçi ve aileleri bu kararın uygulanmasını bekliyor. Milas’taki işçilerin gözü kulağı Muğla’yı ziyaret edecek olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’da. Bölgenin en büyük işverenleri arasında yer alan YK Enerji, işçiler ve ailelerinden oluşan 14 bine yakın kişinin yanı sıra bölge ekonomisi için de önem taşıyor.
Her gittiğimde bölge halkı bizlerden konunun takipçisi olmamızı istiyor.
Biz de yakından takip ediyoruz.

 
26 muhtardan ortak açıklama

BÖLGEDEKİ 26 muhtar ortak bir basın açıklaması yaptı. Gürceğiz Mahalle Muhtarı Ersoy Yılmaz okudu.
Şöyle denildi; “Bugün burada işçinin, emekçinin hakkını savunabilmek için elimizden gelen mücadeleyi burada başlatıyoruz. Bizler Milas’a bağlı 26 köyün muhtarı olarak bizim dışımızda ilerleyen, asla fikrimizin sorulmadığı bir dönem yaşıyoruz. Yaşadığımız toprakları, köylerimizi, bahçelerimizi, zeytinliklerimizi bir kere görmemiş, herhangi bir köyümüzün kahvesinde oturup bir çayımızı içmemiş, bize ne yiyip içtiğimizi, ne istediğimizi sormamış insanlar bizim kaderimiz hakkında konuşuyor. Bizi bilmeyen, tanımayanlar ‘Yeniköy Kemerköy santralleri kapatılsın, kömür çıkarılmasın’ diyorlar. Acaba biliyorlar mı, burada bulunan 26 köyde yaşayanların önemli bir kısmı santral sayesinde geçimini sağlıyor, evine ekmek götürüyor, çocuklarını büyük şehirlere üniversiteye gönderebiliyor. Santralde çalışan binlerce kişinin çok büyük bir bölümünü Milas halkı oluşturuyor. Yani Milaslı binlerce aile santralden geçimini sağlıyor. Köylü kadınlarımız linyit sahasında yürütülen arkeolojik kazılarda çalışıyor. Hatta bu kadınlar arasında evinin tek başına geçimini sağlayanlar da var, ilk defa ev sahibi olanlar da, kızlarını aldıkları maaş sayesinde üniversiteye okumaya gönderenler de... ‘Tarih yok ediliyor’ diyenler dönüp bugüne kadar çıkarılan, koruma altına alınan eserlere baksın, bu sayede Ören’de bir arkeoloji parkı bile oluşturuldu. Doğayı ve ormanı savunduğunu söyleyen sözde çevreciler ‘zeytinliklerimiz, ormanlarımız’ derken Çökertme, Mazı, Bozalan, Gürceğiz, Türkevleri’ndeki büyük orman yangınlarında bizler bölge halkı olarak mücadele ederken neredeydi?”
Bu açıklamalar önemli.
Devletin kurumlarında dikkate alınacağından eminim.
Ben de arada gittiğim bölgede bu hassasiyeti görüyorum.
Ve bir an önce adım atılması gerektiğini düşünüyorum.

 
Futbolun spor olduğunu unutmayalım

FUTBOLU bütün dünya seviyor.
Milyonlar tuttukları takımlarının arkasından gidiyor; gönül verdiği renkleri karşılıksız seviyor.
Yalnız bizde bu ruh hali bazen dengesiz olabiliyor.
Akdenizlilik ağır basıyor.
Ya çok seviyoruz ya yerin dibine batırıyoruz.
Ya çok seviniyoruz ya da karalar bağlıyor, hasta oluyoruz.
Oysa futbolun spor olduğunu çabuk unutuyoruz.
Sporda yenilmek de var, kazanmak da...
Sonuçta hep başarı da yok, sürekli başarısızlık da...
İşin kuralı belli; disiplinli çalışacaksınız, iyi bir planınız olacak, geleceğe yatırım yapacaksınız, inanacaksınız ve bunun için elinizde geleni yapacaksınız.
Ben spora böyle bakıyorum.
Ve spor yaparken de, bir spor karşılaşmasına gittiğimde de çok eğleniyorum.
Bana çok iyi geliyor ve yoğun iş temposundan biraz uzaklaşıp kendimle kalabiliyorum.
Siz de öyle yapın.

 
Uzun vadeli bakın

FUTBOLLA ilgili yazdıklarıma örnek mi?
İşte Trabzon’da yaşananlar...
Teknik direktör Abdullah Avcı 5-0’lık Alanyaspor yenilgisinden sonra karşılaşmanın ardından yaptığı açıklamada istifa sinyali vermişti.
Avcı camiadan gelen ağır eleştirilerden de etkilenmişti.
Oysa geçen yılın şampiyonuydu Trabzon...
Neyse ki sağduyulu bir taraftar grubu bu gelişmelere kayıtsız kalmadı.
Taraftarlar Avcı’nın evinin önünde toplandı. Tezahüratlarla sevgi gösterisinde bulunan taraftarlar deneyimli teknik direktörün görevi bırakmamasını istedi.
Avcı’nın kararını gözden geçirdiği belli “Ayağınıza sağlık, ben de sizi seviyorum. Duygularınız, destekleriniz için teşekkür ederim. Mücadeleye devam edeceğiz” dedi.
İş şimdilik tatlıya bağlandı.
Ama emin olun, ilk yenilgiden sonra yeni tartışmalar başlayacaktır.
Yapmayın, uzun vadeli bakın.