Livaneli’nin filminde sürpriz İzmirli oyuncular

İZMİR’in yetiştirdiği yönetmenler, senaristler, dramaturglar, oyuncular mecburiyetten İstanbul’un yolunu tutuyor.

Haberin Devamı

Geçenlerde benim de hocam olan Prof. Dr. Özdemir Nutku’yla konuşurken, şöyle bir cümle kullandı: “İstanbul’da film endüstrisinde çalışanların yüzde 45’i İzmir bağlantılı çıktı. Ya İzmirli ya da İzmir’de eğitim almış kişiler. Bu gençlerimiz İzmir’de iş bulsalar giderler mi?”
Hocam, tam da yarama parmak bastı.
Yıllardır benim bir iddiam var. Dünyanın neresinde hemen hemen 365 gün güneş olan bir kent var, bölge var. Her bir ilçemiz doğal film platosu gibi...
Seferihisar’a git ayrı bir güzel, Çeşme’si, Foça’sı, Çine’si, Milas’ı, Bodrum’u, Cunda’sı...
Milyonlarca dolarlık platolar kurmaya gerek yok.
Hem fiziki şartlar çok uygun, hem de kalbi İzmir, Ege diye atan binlerce gencimiz var.
Çok eminim ki; Nutku’nun yüzde 45 dediği bu gençlerin en az yarısı imkan olsa geri dönecektir.
Film endüstrisi için de Ege Bölgesi’nde stüdyolar kurmakla İstanbul’da kurmak arasında ekoonmik anlamda çok da avantajlar vardır. Oyuncusu hazır, yönetmeni hazır, senaristi hazır...
¡
Hollywood’un birçok önemli yapıtı İtalya’daki film stüdyolarında çekildiğine göre, İzmir ve çevresi de doğal film platosu neden olmaz?
Nasıl Oscar’lı “Soğuk Dağ” filminin tamamı Romanya’da çekildiyse, “Troya” filmi Fas’ta çekildiyse neden Hollywood’un milyonlarca dolarlık bütçeli filmleri buralarda çekilmez.
Oscar’lı “Soğuk Dağ” filminin toplam bütçesi 80 milyon dolardı. 175 milyon dolarlık bütçeyle çekilen “Troya” filmi de bizim için kaçan bir fırsattı. Brad Pitt ve Eric Bana gibi ünlü oyuncuların rol aldığı filmi maliyetlerden dolayı Fas’ta çekme kararı aldılar.
Dikkatinizi çekerim; Hollywood değil Fas..
“Narnia Günlükleri” filmi için Türkiye öncelikli tercihler arasındaydı.
Ancak, Türkiye’de teşvik yasasının olmaması nedeniyle 180 milyon dolarlık dev bir bütçeye sahip olan bu film, Yeni Zelanda’da çekildi. Ben dev bütçeli Hollywood yatırımlarına sıra gelinceye kadar televizyonlardaki yerli dizilerle ve Türk filmleriyle bölgenin bir alışkanlık kazanmasından yanayım.
Son dönemde Doğu ve Güneydoğu’da çekilen dizilerin sayısı oldukça fazla... Belki de Ege’de çekilen filmlerin sayısı daha da arttırılmalı...
¡
İşte size bir örnek... Filmin adı: Veda...
Filmin senaryosu Zülfü Livaneli’ye ait.
Livaneli uzun yıllardır, Osmanlı’dan Türkiye’ye uzanan, ülkenin acılı ve çok zor yıllarının olduğu, Gazi Mustafa Kemal’in hayatından sahici, dokunaklı kesitlerin yansıdığı bir sinema filmi çekmek istiyordu. Livaneli, senaryoyu geçen sene bitirmişti. Önce filmi acaba bir başka yönetmen mi, çekse diye düşündü. Sonra kendisi çekmeye karar verdi. Zülfü Livaneli, büyük ve gerçekten dünya çapında da konuşulacak bir film çekiyor.
Gazi Mustafa Kemal’in tüm hayatını kapsayan incelikli kesitler, arada çocukluktan yana arkadaşı olduğu Salih Bozok’a dönen kameralar. İkili arasındaki arkadaşlık hikayesi...
Çok büyük, sır gibi saklanan bir final sahnesi. Film o kadar etkileyici ki, bazen çekimler yapılırken oyuncuların, tüm ekip ve set çalışanlarının gözleri doluyor.
Filmin büyük bir bölümü İzmir ve çevresinde yapılan canlandırmalarla çekiliyor.
Çekime Ayvalık Cunda’da eski bir Konak’ta Selanik canlandırmasıyla başlandı.
Diğer çekimler İzmir içinde Karşıyaka’da Latife Hanım Anı Evi’nde, İzmir çevresinde de Urla’da, Alaçatı’da çeşitli mekan ve tarihsel canlandırmalarla sürüyor.
Çekim İzmir çevresinde yaratılacak çok önemli sahnelerin olacağı sürpriz mekanlarda devam edecek.
Filmle ilgili tam 4 bin 500 kostüm hazırlandı. Filmin görsel yönetmeni, yönetmen yardımcıları, yabancı ve sinemada büyük ödüller almış isimlerden oluşuyor.
Filmin incelikli makyajlarını İtalyan bir ekip hazırlıyor. 200 kişilik film ekibinde çok sayıda yabancı ve Türk ortak çalışıyor.
Livaneli’nin seti çok uluslu bir set gibi anlayacağınız. Ekip bir günde saatlerce, hatta sabahlara kadar süren hummalı, heyecanlı bir çalışma içinde.
Filmin montajları yurtdışında, dünya sinema endüstrisinin çok önemli noktalarında gerçekleştirilecek.
Livaneli hem sanatsal anlamda, hem teknolojik açıdan, hem de hikayesiyle uluslararası çapta çok büyük, dokunaklı, çok etkileyici bir film yapıyor. Dünya sinema endüstrisinin de işin içinde olması, filmin evrenselleşmesinde çok olumlu etkenlerden biri olacak.
Filmin İzmir’den de sürpriz oyuncuları var.
Filmin; çekimleri İzmir çevresinde yapılan çok önemli, tüm Türkiye’de ve dünyada çok konuşulacak, zihinlerde iz bırakacak, özel ve çok etkili bir sahnesinde Konak Belediye Başkanı Dr. Hakan Tartan, eşi Aynur Tartan, gazeteci-yazar, belgeselci Nebil Özgentürk de, o dönemin çok özel hazırlanan kostümleriyle rol aldı.
Filmin İzmirli bir başka sürpriz oyuncusu ise gazeteci-yazar, şair ve Sabah Gazetesi’nin Ege Bölge Temsilcisi Ünal Ersözlü oldu.
Ünal Ersözlü de aslında Türkiye’de hayat hikayesi az bilinen, Zübeyde Hanım’ın ikinci eşi Selanik Gümrük Müdürü Ragıp Efendi rolünü üstlendi. Zülfü Livaneli’nin senaryosunu yazıp, yönettiği “Veda” adlı film 2010 yılında vizyona girecek.
¡
İşte, benim tezimi güçlendiren bir örnek...
Filmi merakla bekliyorum.

Yazarın Tüm Yazıları