Lezzete sevgi katmak

Osman Sezener, “Hayatımın odak noktası yemek, yemeklerimin esin kaynağı seyahat, seyahatlerimin en güzel yanı ise iyi malzeme avı” diyor. Bu pazar hayatın siyasetten ibaret olmadığını hatırlatmak istedim.
Deniz Sipahi’nin yazısı sayfa…

Ne varsa gençlerde var

SİZİ umutsuzluğa sürükleyecek çok şey bulabilirsiniz bu ülkede... Gündemin ağırlığından, sık değişmesinden, karartıcı haberlerden bunalmış durumdayız. Yine de benim iflah olmaz iyimser tarafım, mıknatıs gibi iyi haberleri, iyi şeyleri kendime çekiyor. Bugün size beni umutlandıran şeylerden bahsedeceğim.
Gençleri, yeni nesli bizlerden daha yaratıcı buluyorum. İlgilerinin, fikirlerinin, isteklerinin bu ülkenin yarınları için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bir kere kendileriyle barışıklar, özgüvenleri var, ne istediklerini biliyorlar ve ülke meseleleriyle düşündüğünüzden çok daha fazla ilgileniyorlar. Ayrıca, dünyayı da iyi biliyorlar. Hangi fikirlerin havada uçuştuğunu, hangi gelişmelerin öne çıktığını, hangi şartların oluşabileceğini çok önceden görüyorlar.
Seviniyorum; çünkü Türkiye bu gençlerle yükselecek.
Seviniyorum; demokrasi ancak bu gençlerin hayatımıza el koymasıyla güçlenecek.
Seviniyorum; çünkü siyasetten başka bir dünya olduğunu işte bu gençler büyüklerine gösterecekler.

Lezzetleri birleştirip içine sevgiyi katmak

İŞTE o isimlerden biri, Osman Sezener...
Bilkent Turizm’den sonra French Culinary Institute New York’ta aşçılık okudu. Ayrıca, Intitute of Culinary Education’da İtalyan mutfak eğitimi aldı. Çırağan Palace Hotel Kempinski, Avoce Restaurant New York, Le Cirque Restaurant New York, Tava Restaurant New York, Sunset Grill&Bar İstanbul’da çalıştı. Sonrasında da İzmir’in çok yakından bildiği bir adrese Pizza Venedik’e geri döndü. Baba Günter Sezerman zaten İzmir’in en iyi gurmelerinden biri olunca, yanına kızkardeşi ve yine mutfak sanatları eğitimi alan Melodi’yi de alınca muhteşem işler yapmaya başladılar. Osman, İzmir Ekonomi Üniversitesi Uygulamalı Yönetim Bilimleri Yüksek Okulu’nun öğretim görevlisi ve şefi aynı zamanda... O ekibe de birkaç kez misafir oldum; işini seven, Anadolu lezzetlerini dünyaya yaymak için hayaller kuran gençlerle tanıştım. Her biri ayakta alkışa değerdi. Söylemeden edemeyeceğim, İzmir Ekonomi Üniversitesi bu konuda büyük iş yaptı, gençlerimizin farklı alanlarda eğitim almalarına İzmir’de öncülük etti.
***
Osman Sezener, geçen akşam dünyanın en eski gastronomi derneği olan Chaîne des Rôtisseurs’ün İzmir yemeğini hazırladı.
Dernek, “Daima mutfak sanatlarına, yemek ve sofra kültürüne saygı duyacağımı sizlerin huzurunda taahhüt ederim” diyen üyelere sahip...
Ve yerel mutfağı öne çıkaran, yerel lezzetleri hatırlatan, kullanmayı teşvik eden, yöresel farklılıkları aynı tatlarda buluşturan mekanları, işletmeleri, şefleri desteklemeyi seviyor.
İşte Urla Bağcılık’ta yapılan son yemekte Osman, tam da bu felsefeye uyan bir menü hazırladı.
Anadolu’nun farklı bölgelerinden gelen hangi malzemeler mi vardı?
Kuşadası’nın kereviti, Balıklıova’nın sinariti, Tire’nin dana yanağı, Balıkesir’in kuzu sırtı, Ayvalık’ın kelle peyniri, Çeşme’nin barbunu, Karaburun’un karidesi, Hemşin’in tel peyniri, Datça’nın el açması, Ayvalık’ın zeytinyağı, Alaçatı’nın orkinosu, Söke’nin kefali, Seferihisar’ın armola peyniri, Çamlıhemşin’in tereyağı, Tekirdağ’ın porcini mantarı, Ödemiş’in patatesi, Bozdağ’ın kestanesi, Datça’nın bademi, Aydın’ın inciri, Bozdağ’ın petek kekik balı, Menemen’in domatesi, Seferihisar’ın limonu, Ayvalık’ın zeytini, Tire’nin kara üzüm pekmezi, Bozdağ’ın köpük helvası, Menemen’in salatalığı, Urla’nın pancarı, İzmit’in pişmaniyesi, Bozdağ’ın kağıt helvası, Bozdağ’ın böğürtleni...
***
Osman diyor ki...
“Hayatımın odak noktası yemek, yemeklerimin esin kaynağı seyahat, seyahatlerimin en güzel yanı ise iyi malzeme avı... Yaşadığım ve gezdiğim yerlerden, tadıp etkilendiklerimden, anılarımda biriktirdiğim, bereketli topraklarımızın bize sunduğu eşsiz ürünlerden derleme yapmayı seviyorum. Menülerimi hazırlarken üzerinde titizlikle durduğum yerel ürünlerin kullanılması, bunu yaparken de dünya mutfak trendleri ve teknikleriyle birleştirmek. Bizlere tanıdık gelen ürünlerin daha farklı bir şekilde yorumlanması, alışılagelmişin dışına çıkılması beni mutlu ediyor.”
***
En başa dönüyorum, yani gençlere...
Yeni dünya “Yaşadığın coğrafyayı unutma” diyor.
Ama bir şey daha diyor.
“Yaşadığın coğrafyayı dünyayla uyumlu hale getir” de diyor.
Büyükler bunu yapamadı.
Dünyanın da yaşadığı bölgenin de zenginliklerinin farkına varamadı.
Bugünkü dünyanın hali ortada...
Gençler bunun daha çok bilincinde...
Hayat, siyasetten ibaret değil, hayat lezzetli hale getirmek hepimizin elinde...
Osman Sezener’in yaptığı gibi pancarlı sorseyle, Seferihisar’ın armola peynirini, yıllandırılmış balsamik sirkesiyle düşünüp; çikolatalı tuz ve Alp çiçekleriyle bir lezzet tabağı yaptı.
Yanına sevgiyi de unutmadı.

Dünyanın en eski gastronomi derneği olan Chaîne des Rôtisseurs’ün İzmir başkanlığını Bülent Akgerman yapıyor. Akgerman; “Amacımız Anadolu’nun lezzetlerini hatırlatmak, yeniden keşfetmek” diyor.