Paylaş
Etrafımda bunu gözlemliyorum.
Borsaya olan ilgi aslında tasarruflar açısından önemli bir gelişme...
Çünkü borsaya girerken, şirkete ortak oluyorsunuz.
Finansal okur yazarlık arttığı sürece bu ilgiyi çok değerli buluyorum.
Ancak bizde birçok konuda olduğu gibi kulaktan dolma bilgilerle, arkadaş tavsiyeleriyle, sosyal medya yönlendirmeleriyle yatırım yapıyoruz.
Bu dönemde aslında küçük yatırımcılar büyük hayal kırıklıkları yaşamadı.
Yani büyük dalgalanmalar, büyük çöküş olmadı.
Dolayısıyla bir kriz anında bu küçük yatırımcıların nasıl hareket edeceklerini tam bilemiyoruz.
Genellikle borsaya yatırım yapanlar o şirkete ortak olduklarında uzun vadeli bir yolculuğa çıkarlar.
En az bir yıl ve daha fazla bir süreden bahsediyorum.
Oysa bizde uzun vade bazen bir haftayı, bir ayı geçmiyor.
Borsaya ilgi duyanlar mutlaka finansal okur yazarlığını da geliştirmeli...
Ama daha önemlisi kripto paralar...
Geçenlerde yazmıştım.
O kadar çok kişi son günlerde kripto paraları takip ediyor ki...
Büyük, dev şirketlerin bir ödeme aracı olarak kabul etmeye hazırlandığı bir dönemde kripto paralara uzak kalmak elbette mümkün değil ama Türkiye’deki bu ilgiyi biraz abartılı buluyorum.
Örneğin son günlerde çok popüler olan Dogecoin...
İş insanı Elon Musk’ın tweetleriyle yön buluyor.
Dogecoin son 6 ayda yüzde 30 bin kazandırmış.
Müthiş bir performans...
Ama dediğim gibi hep kazanmaya alışmış bir yatırımcı grup var.
Ve bu hareketlerin spekülatif olduğunu asla unutmayın.
Ve bu piyasalara yatırım yapacaksanız; bugün ihtiyaç duymadığınız bir parayı yatırın.
Evini, arabasını satıp bu piyasalara girenleri duyuyorum.
Sonra çok üzülürsünüz şimdiden söyleyeyim.
20’li yaşlara dönmek
ne kadar eğlenceliydi
SOSYAL medyanın eğlenceli kısmını seviyorum.
Bana iyi de geliyor.
Hayatın siyasetten ibaret olmadığını bana hatırlatıyor.
Tabii tamamı değil.
Bazen de insanlar fikirlerinden dolayı linç ediliyor.
Sosyal medyada yüz binlerce kullanıcı ‘20yaschallenge’ akımına katılarak gençlik fotoğraflarını paylaştı.
Ne de güzel oldu.
İnsanlar arşivlerine girip 20’li yaş fotoğraflarını aradı.
Belki de rutinden uzaklaşıp gerilere gitti, anılar tazelendi.
Bunu çok sevdim, çok da eğlenceli buldum.
Her şey aşılanmaya bağlı
VAKA sayısında hala Çanakkale ortalamaların üzerinde gidiyor. 10 bin kişide 439.11, Balıkesir 318.88, Manisa 223.63, İzmir 223.34 vaka görülmüş.
Çanakkale beni bu süreçte çok şaşırttı.
Ve liderliği de devam ediyor.
Şu belli oldu ki; bu kısmi kapanmadan sonra bile istediğimiz düşüş olmayacak.
Şimdiden sonrasını konuşmalıyız.
Geçen yazı unutmayalım.
Havalar ısınınca tedbirler kadar bizler de gevşedik.
Sonraki ayların ne kadar zor geçtiğini biliyoruz.
Bu sene aşıların artacağını düşünürsek, tedbirleri tam uygulamamız halinde çok daha iyi olacağımızı düşünüyorum.
Bir yandan ekonomiyi durdurmadan pandemiyi yönetmek, bir yandan da vaka sayılarını azaltmanın peşindeyiz.
Ben tünelin sonundaki ışığı gördüğümüzü düşünüyorum.
Her şey aşılanmaya bağlı...
Mutfağın kültürünü de
anlatmak gerekir
İZMİR Mutfak Kültürü Derneği, ilk Olağan Genel Kurulu Toplantısı’nı yaptı. Pandemi koşullarına uygun bir şekilde yapılan toplantıya bazı üyeler fiilen, bazıları da dijital ortamdan katıldılar.
Bu dönemin toplantıları böyle artık...
Divan Başkanlığını Müjde Tönbekici’nin yaptığı Genel Kurul Toplantısı’nda Sibel Önbaş oy birliği ile Yönetim Kurulu Başkanlığı’na seçildi. Yönetim Kurulu’nda Aysun Tuncay ve Elgin Esen Kemahlıoğlu Başkan Yardımcısı, Sinem Çelikten Sekreter, Sayman Ezgi Yaman, Özler Kılıçdağı ve Güler Köstem üye olarak yer aldılar.
Ben mutfak kültürünü çok önemsiyorum.
Ve unutulmaması, geliştirilmesi gerektiğine inanıyorum.
Tanıtımda mutlaka gastronomi öne çıkmalı.
Festivalleri özledim
ALAÇATI Ot Festivali’ni özledim.
O kalabalıkları, o cıvıl cıvıl sokakları...
Alaçatı’nın renkli insanlarını...
Ve yine Urla Enginar Festivali’ni...
Harika enginar yemeklerini, birbirinden farklı sofraları...
Uzun süren sohbetleri...
Gerçekten özledim.
Paylaş