Kimse bir daha imar affı istemesin

Ve her seferinde dedim ki...
“Devletin vatandaşıyla barışmasına, el sıkışmasına itirazım yok. Ama imar aflarına karşıyım...”
Ben böyle yazınca birkaç yerden çıktığı belli olan binlerce mesajlar geldi.
İçinde hakaretler de vardı, ağır yorumlar da...
Ben yine doğru bildiğimi yazmaya devam ettim.
Devletin vatandaşıyla barışmasına kimin itirazı olabilir.
Benim de yok...
Ama yıllar içine yapılan imar aflarının Türkiye’nin şehirlerini ne hale getirdiğini görüyoruz.
Ve her depremden sonra aynı şeyleri söylemekten bıktık.
Türkiye birçok konuda olağanüstü performans gösterdi.
Sanayide, teknolojide, sağlıkta ve birçok alanda...
Ama maalesef şehirleşmede sınıfta kaldık.
Şehirlerimiz büyürken altyapı yatırımları yetersiz kaldı.
99’daki körfez depreminden sonra yeniden düzenlenen imar yönetmelikleri kağıt üzerinde yeterliydi belki ama denetimleri de eksik yaptık.
Türkiye genelinde yapı stokumuzun sorunlu olduğunu bile bile imar afları çıkararak mevcut durumu daha da ağırlaştırdık.
Bizler kentsel dönüşümü doğru, sağlıklı, modern şehirleşmeye uygun yapalım derken; bu yazılarımız eleştiriler aldı.
Biz yine tekrar etmeye ve doğruları yazmaya devam edelim.
Türkiye’de bir daha kimse imar affı istemesin.
Biliyorum siyasetçiler sokaktan gelen bu beklentiye göre hareket ediyorlar.
Artık siyasiler de bu isteklere kulaklarını kapatsınlar.
İmar afları Türkiye’yi sıkıntıya sokmuştur.
Sonuçlar ortadadır.

Gönüllüler AFAD’a üye olun

Türkiye’nin her yerinden gönüllüler arıyor, nasıl hareket edeceklerini soruyor.
Kimse kafasına göre hareket etmesin.
Krizin koordinasyonunu yapan AFAD’a gönüllü olmak şimdilik en doğrusu...
Çünkü bölgedeki arkadaşlarımızla konuşuyoruz.
Yardımlar geliyor ama bir yığılma söz konusu.
Bunu da yönetmek gerekiyor.
Bölgeye uzun yıllar yardım etmek gerekiyor.
Bekleyin...
AFAD’ın yönlendirmesi olmadan hareket etmeyin.

Borsa niye kapatılmadı

99 depreminden sonra borsa bir hafta kapalıydı.
Doğrusu buydu...
Bu sefer kapatılmadı ve şirketlerin değerleri üç günde yüzde 20 eridi.
Bence borsa kapalı olmalıydı.
Uzmanlar da böyle söylüyor.
Ve hatta diyorlar ki, işlemler geriye dönük iptal edilebilir.
Ne kadar mümkün bilemiyorum ama eğer mümkünse bunu da yapmak gerekiyor.
Birçok okurumuz bu düşüncede, aktarmak istedim.

Bu zibidileri izlemeyin bile

Ben sosyal medyanın olumlu yönlerini seviyorum, olumsuz bulduğum tarafları da her zaman eleştiriyorum.
Bu krizlerde de sosyal medyanın dünya kadar faydası var.
Toplumun bilinçlenmesi, bilgi sahibi olması, farkındalık yaratmak için...
Arada çıkan o zibidilere bakmayın.
Yok sayın, izlemeyin bile...

Şimdi sağlıklı kararlar verme zamanı

Türkiye’nin gündeminde çok konu var.
Bir yandan ekonomi, yıllardır mücadele ettiğimiz terör, altyapı yatırımları, komşularla ilişkiler, Ukrayna-Rusya savaşı ve birçok diğer konu...
Ve elbette seçime gidiyoruz.
14 Mayıs mı olur, 18 Haziran mı; yoksa uzlaşılarak belirlenecek yeni bir tarih mi bilemiyorum.
Kim ne derse desin; bu depremden sonra önceliklerimiz değişecek.
Değişmeli de...
Türkiye’nin doğru, sağlıklı, güçlü değişimi için kentsel dönüşüm gündemin başına yerleşmeli.
Ben kentsel dönüşümü sadece yıkılan binalar yerine yenilerinin yapılması olarak görmüyorum.
Aslında bu değişim, dönüşüm geleceğin de tasarlanmasıdır.
Ve Türkiye için gerçekten önemlidir.
Her krizden dersler çıkararak hareket etmeliyiz.
Yoksa her seferinde başa dönüyoruz.
Eğer körfez depreminden yeteri kadar ders almış olsaydık, bugünkü tablo bu kadar ağır olmazdı.
Şapkamızı masanın üstüne koyalım ve sağlıklı düşünelim.
Tabii bu yaraları sardıktan sonra...