Paylaş
Haberin kaynağı çevreci bir dernekti.
Haberde, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Ramsar Koruma Alanı içinde yer alan kumsala yol yapmak için beton bloklar yerleştirdiğini, bunun üzerine de Çevre ve Orman Bakanlığı Sulak Alanlar Şube Müdürlüğü’nün suç duyurusunda bulunduğu belirtiliyordu.
Çevre konusundaki aşırı hassasiyet nedeniyle, bu olay o günlerde epeyce yankı buldu.
Yine o dönemde Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, Ramsar Sözleşmesi’ne göre, sulak alanları koruma yetkisinin Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’ne verildiğini, Büyükşehir’in yaptığı çalışmanın da Fakülte’den gelen yazılı talep üzerine gerçekleştirildiğini söylemişti.
Su Ürünleri Fakültesi tarafından hazırlanan raporda, “Dalyanın verimliliğinin artırılabilmesi için Tuzla ile dalyan binası arasında kalan 4 bin 300 metrelik alanda denize paralel toprak yolun özellikle deniz tarafının taş dolgu malzeme ile güçlendirilmesi” ibaresi yer alıyordu.
Büyükşehir’e gelen talep yazısında da Homa Dalyan yolunun bazı bölümlerinde lodos nedeniyle bozulmalar olduğu ve bu nedenle dalyana karayoluyla ulaşımın sağlanamadığı belirtilerek “yolun bozulan kısımlarının deniz tarafının taşlarla desteklenmesi ve yolun onarılması” istenmişti.
***
Özetle...
Ege Üniversitesi ve Büyükşehir Belediyesi’nin Homa Dalyanı’nı korumaya yönelik çabaları kamuoyuna farklı aktarılarak “dalyanın elden gittiği” gibi bir sonuç çıkarılmıştı.
Ancak, dalyan bölgesine gidenler, üniversitenin talebiyle Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan işin ne kadar doğru olduğunu görecekti. Nitekim, kısa süre içinde işler tam tersine döndü.
Dalyanın denizle birleşmesini önlemek amacıyla “acil eylem planı”nın bir parçası olarak yol kenarına yerleştirilen beton bloklar, gösterilen aşırı tepki nedeniyle kaldırılınca korkulan oldu.
Lodosla yükselen deniz, kolaylıkla toprak yolu aşarak dalyanla birleşti ve Homa’nın özelliği büyük ölçüde bozulmaya başladı.
Şimdi Su Ürünleri Fakültesi yöneticileri, Kuş Cenneti’nde 281 tür olduğunu hatırlatarak, “Denizin, dalyanı yutmaması için önlem alınması şart. Bugüne kadar doğal yollarla korumaya çalıştık, fakat olmadı. Kesin bir tahkimat yapılması gerekiyor. Belediye bize gerekli işleri yapmıştı. Fakat Çevre İl Müdürlüğü, çalışmaları durdurdu. Oysa bu çalışmalar yapılmazsa Dalyan da, Kuş Cenneti de elden gidecek. Orada 20 yıl önceye kadar beş doğal dalyan vardı. Homa dışındakiler yok oldu. Deniz yuttu. Müdahale edilmezse, Homa Dalyanı’nı da deniz yutacak. Kuş Cenneti ağır bir darbe alacak. En küçük kuştan, şahine kadar oradaki bütün kuşlar ciddi biçimde etkilenecek. Tepeli pelikanlar üreyemeyecek” diye konuşuyor.
***
Peki şimdi sormak lazım?
Dalyan’ın korunması adına Üniversite ve Büyükşehir’in birlikte gerçekleştirdiği “acil eylem planı” karşısında bunca yaygara neden kopartıldı?
Denizin dalyana ulaşmasını önlemek için gerekli tedbirlerin alınmasına karşı çıkan çevreci grupların bu konuda bir önerisi var mıydı?
Beton blokların kaldırılması nedeniyle bozulan Homa Dalyanı’nın sorumlusu kim olacak?
Kim daha çevreci?
Tüm bunlar yaşanırken, Çevre İl Müdürü neredeydi?
Şimdi ne olacak?
Denizin yolu aşarak dalyanla birleşmesini hangi kurum, nasıl önleyecek?
Paylaş