Paylaş
Anlıyorum ki; süre bittikten sonra epeyce bir ayıklama olacak. Çünkü Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri’ndeki dosyaların sayısı epeyce fazla...
Ben deneyimli bürokratların gerekeni yapacağını, doğruyla yanlışı ayıracaklarını biliyorum.
Bakın; Türkiye birçok konuda önemli değişimler yaşadı.
Teknolojide birçok dünya ülkesinde, birçok sektörde açık ara öndeyiz.
Ama iş mimariye, şehirleşmeye gelince inanın listenin sonlarındayız.
Devletin ihmalleri elbette çok, afların getirdiği ağır bir tablo da masanın üzerinde duruyor.
Ama söylemem gerekir ki en büyük hata bizde, yani vatandaştadır.
Hepimiz, elbirliğiyle kentlerimizi yaşanmaz hale getirdik.
Ortaya kötü bir şehircilik ve faturası ağır bir kötü kentleşme bıraktık.
O yüzden doğru düzgün bir kentsel dönüşüm yapmak zorundayız.
İmar barışıyla birlikte nasıl bir fotoğraf çıkacak ayrıca düşünmemiz gerekiyor.
Çünkü imar barışı sorunları bitirmiyor sadece geçmişe bir sünger çekiyor.
Asıl iş bundan sonra başlayacak.
Bina stoğunun yarıdan fazlasının yıkılıp yeniden yapılması gerekiyor. Bu yapılırken en azından yeni bir sosyal dokunun kurgulanması isteniyor.
Devletin kaynakları sınırlı o yüzden bu dönüşüm özel sektör eliyle yapılacak.
İşte o aşamada devlete büyük görev düşüyor.
Kentsel dönüşüm köklü bir değişimi ifade etmeli, kentsel dönüşüm modern şehircilik adımlarının başlangıcı olmalı.
Birçok konuda liderliğe oynayan Türkiye’nin ya da bu iddiada olan bir ülkenin; kentleşmede sınıfta kalması kabul edilemez.
Hobi bahçeleri mi
yeni konut alanları mı?
BİR uyarı da; tarım arazileriyle ilgili geldi.
Birçok okurum bu konuda devletin uyarıcı olmasını istiyor.
Tarım arazilerinin içinde hobi bahçeleri adı altında konutlaşma yapılıyor.
Prefabrik tarzı evlerle yasalar deliniyor.
Giderek azalan tarım arazileri de konuta açılmış oluyor.
Bakın bu çok daha tehlikeli...
Ve mutlaka önüne geçilmeli.
Affı konuşmak zordur
EN doğru başlığı Hürriyet atmış.
“Bu müebbetin ağırı nerede” demiş.
Emine Bulut’u katleden eski kocası Fedai Varan’a mahkeme müebbet hapis cezası verince kamuoyunda büyük bir tartışma başladı.
Bazı olaylar elbette sembol oluyor.
Bu cinayet de onlardan biri oldu.
Korkunç görüntüler hala hafızalarımızda ve kolay kolay silinmeyecek gibi duruyor.
Kararın istinaftan döneceğini söyleyen uzmanlar var; dönmezse de Fedai Varan 25 yıl yatıp çıkacak.
Bugünlerde yeni bir affı tartışıyoruz.
Hep söylüyorum; devlet yumuşak elini vatandaşına göstermeli ama bunu yaparken ölçülü, adaletli ve vicdanlı olmalı.
O yüzden affı konuşmak, tartışmak zordur.
Affa karşı değilim ama affın kapsamı gerçekten önemli...
Çünkü toplumun vicdanını yaralayan bazı konularda ne devlet, ne de bir başkası kolay affeden olamaz.
Psikiyatristten bizi dinlemek
NETTALKS; söyleyecek bir sözü olan, farklı bakış açıları sunabilen, birikimleri ve deneyimleriyle ilham veren kişileri İzmirlilerle buluşturan sosyal bir platform.
Bir önceki konuşmacı Cem Yılmaz’dı ve güzel bir toplantı oldu.
Bu sefer ise yine çok yakından takip ettiğim ve severek okuduğum bir isim geliyor.
Gülseren Budayıcıoğlu; 11 Kasım Pazartesi günü İzmir Hilton Otel’de olacak.
Budayıcıoğlu; psikiyatrist...
Ama daha çok yazdığı kitaplarla tanınıyor.
“Hayata Dön” kitabından uyarlanan “İstanbullu Gelin” dizisi büyük ilgi gördü.
Camdaki Kız, Kral Kaybederse gerçekten toplumu, toplumun psikolojisini anlatan kitaplardı.
Türkiye’nin karmaşık bir ruh halinden geçtiği bu dönemde Gülseren Budayıcıoğlu’nu dinlemek iyi olacak.
NETTALKS etkinliklerindeki bilet geliri her seferinde bir başka kuruma bağışlanıyor.
Bu toplantının geliri ise psikoloji öğrencilerinin eğitiminde kullanılmak üzere Kurumsal Ruh Sağlığı Derneği’ne bağışlanacak.
Paylaş