Kentleri akapunkturla tedavi etmek

İZMİR Yüksek Teknoloji Üniversitesi öğretim görevlilerinden Yrd. Doç. Dr. Koray Velibeyoğlu’nun Urla Yarımada projesi Büyükşehir’in yarışmasında birincilik kazanmıştı.

Haberin Devamı

Velibeyoğlu, bir şehir plancısı, daha doğrusu bir tasarımcısı... Sıkışan, hepimizi boğan; o keşmekeşe dönüşen şehirlerimizdeki problemler için pratik çözümleri üretiyor, ama daha çok geleceğin kentleriyle ilgili öneriler sunuyor. Örneğin; “yaya dostu sokak tasarımları” yapıyor, bir yanda da “kentsel akapuntur” üzerine çalışıyor.
Kavramlar ilginç, ama bir o kadar da gerekli...
Velibeyoğlu anlattıkça ben de hayal kuruyorum, “Belki de bazı şeyleri sıfırdan yapmak gerekir. İzmir’i, İstanbul’u yeniden inşa etmek” diyorum; o, “Minik müdahalelerin bile kentleri nasıl değiştirdiğine inanamazsın” diyor.
Koray’ın Urla Yarımada projesinde sadece mimari yoktu. Bir kente ruh kazandırma halleri vardı. Caddelere, sokaklara ruh katmak, insanın içindeki yaratıcı yanımızı kışkırtmak...
Velibeyoğlu’nun tezi şu:
“Büyük ölçekli, uzun erimli çözümler zaman ve para gerektirir. Bu da enerji ve bazen de büyük yanlış yapma riski demektir. Küçük çözümler; hızlı, basit, ama az maliyetli değişimler getirir. Yaptığınız yanlış da olsa geri dönülebilir mesafeleriniz kalır. Fikirlerin, katılımın, bağlılığın ve insan girdisinin test edilebilme esnekliği küçük adımların özellikle kentlerin tasarımlarında daha öne çıkmasını sağlıyor...”

* * *

Haberin Devamı

Kentsel akapunktur önerisi de böyle bir şey...
Küçük bütçelerle büyük işler yapmak...
Geleneksel Uzakdoğu meditasyon ve iyileştirme yöntemi gibi... Bedendeki kendini iyileştirme mekanizmasının uyarılması gibi...
Bugünün İzmir’ini, İstanbul’unu düşündükçe “Nasıl yapılır?” diye kendi kendime soruyorum, ama bu işin uzmanları “olur...” diyor.
Anlıyorum ki, bunu yaşadığımız mekanlar için de yapmak mümkünmüş.
Kentin parçalarını birleştirerek yeni bağlar kurmak, böylece hayatın buluşma mekanlarını arttırmak, insanlara moral kazandırmak ve yeni bir rota oluşturmak çok da zor değilmiş.
Akapunkturun o vücudu güçlendiren ve yeniden ayağa kaldıran gizli büyüsü kentlerin de dönüşebileceğini söylüyor Koray...
Dünyanın ünlü tasarımcılarının birlikte çalıştığı Kuritiba’yı da örnek gösteriyor.
Kuritiba; Brezilya’nın Parana Eyaleti’nin başkenti... 35 yılda nüfusu üç kat artmış, 4.5 milyona çıkmış.
Kontrolsüz artış; işsizlik, trafik, içme suyu, çarpık kentleşme gibi çok büyük sorunları beraberinde getirmiş. Kentsel akapunkturu savunanlar bir araya gelip ortak çözümler üretmişler.
Koray Velibeyoğlu, “Şimdi gidin görün Kuritiba’yı” diyor ve ekliyor:
“Tarihi ve özgün değerler korundu, biraz da nostalji açığa çıkarıldı. Bu sayede Kuritiba, en fazla turist çeken yerlerden biri haline getirildi...”

* * *

Haberin Devamı

“Kentsel dönüşüm” aslında içini boşalttığımız bir kavram, belki de bunun yerine “kentsel akapunkturu” artık konuşmak gerekiyor.
“Genius loci”, tasarımcılar buna “yerin ruhu” diyormuş.
Madem böylesine yetenekli insan gücümüz var, madem dünyada aranan tasarımcıların bazıları hemen yanı başımızda, madem küçük bütçelerle büyük adımlar atılabiliyor, madem dünyadaki başarılı örnekler bu sayede şimdi çok farklı bir yerlerde... O zaman biz neden denemiyoruz?
İzmir’in ruhunu neden canlandırmıyoruz?

Yazarın Tüm Yazıları