Kentler büyüyor bizler yaşlanıyoruz

YILLAR önce Almanya’da bir medya zirvesine katılmıştım. Yuvarlak masanın etrafında toplanan gazeteciler olarak bize verilen konuları tartıştık, fikir alışverişinde bulunduk. Benim olduğum masa demokrasi, azınlık hakları gibi konuları ele aldı. Ben de elimden geldiğince Türkiye’yi, bizim coğrafyayı anlatmaya çalıştım.

Haberin Devamı



Bizim toplantı bittikten hemen sonra bir başka yuvarlak masaya misafir olarak gittim.
Alman medyası ilginç bir konuyu tartışıyordu.
Alman nüfusu yaşlanıyordu. Çocuk yapma oranı da düşmüştü. Yaşlanan anne babalara çocuklar bakmalı mıydı; daha doğrusu bakıma muhtaç anne ve babaya bakmak yasalarla düzenlenebilir miydi?
Çünkü Alman medyası bazı örnekler üzerinden bu tartışmayı sürdürüyordu.
Öyle ilginç örnekler veriliyordu ki; o gün için bizde olması, yaşanması bile akla gelmezdi.
Türkiye gibi aile kavramının çok güçlü olduğu, geleneklerin öne çıktığı bir ülkede anne, babalar, aile büyükleri evlerin hep misafiri kabul edilir.
Bir bakım evinde geri kalan hayatı geçirmek fikri bize hala yabancı gelir.
Gerçi Türkiye’de de birçok değişiyor. Kentler büyürken çekirdek aileler küçülüyor, yaşam koşulları da ağırlaşıyor.
Şimdilerde yaşlılar da çocuklarına yük olmadan hayatlarını devam ettirmek istiyor.
Yani bu yeni kavramlarla, bu yeni toplumsal olaylarla yüz yüze geliyoruz.
Türkiye’nin gündemi de değişiyor.
İşte bu koşullara çözümler üreten insanlardan biri doktor Gökhan Gürel’den bahsetmek istiyorum.

 

Haberin Devamı

Bakımevi yerine evde bakım

GÖKHAN Gürel beyin ve sinir hastalıkları uzmanı... Söylemeliyim; alanında çok başarılı bir tıp insanı, çok farklı teknikler kullanıyor, dünyadaki yeni gelişmeleri çok yakından takip ediyor.
Gökhan Gürel’in bir grup arkadaşıyla kurduğu bir şirket var; adı Galenos...
Evde bakım hizmetleri veren bir proje bu...
www.evdebakimizmir.com adresine girdiğinizde ayrıntılı birçok bilgiye ulaşmanız mümkün...
Gökhan Gürel; Darüşşafaka kurumunun da yıllardır konsültan nöroloji uzmanıdır. Geçmişte İzmir MS Derneği Başkanlığı da yaptı.
Hala MS Araştırmaları Derneği kurucu üyesi ve ikinci başkanıdır.
Hem kliniği, hem de hizmet verdiği kurumlar yoluyla ona ulaşan Alzheimer, MS, Parkinson hastalarını, dolayısıyla aileleri çok yakından izliyor. Ayrıca felçli ya da başka nörolojik nedenlerle yatağa bağımlı pek çok hastanın evde tıbbi takibini de yapıyor.
Bu takipler sırasında görüyor ki; hastaların aileleri birçok konuda çaresiz.
Hastaların hastaneye taşınması, yatak yaralarının bakımı, evde damar yolundan uygulanması gereken tedavilerin yapılması, tıbbi cihazlar konusunda ortaya çıkan sorunların giderilmesi, hasta bakıcı bulunması, evde doktor hizmeti alınması gibi pek çok konuda aileler sıkıntılar yaşıyor.
***
Eve doktor çağırabilirsiniz; ama doktorun verdiği ilacı uygulayacak, iğneyi vuracak, serumu takacak hemşireyi her zaman bulamıyorsunuz.
Hemşireyi bulsanız da; sorun çıkaran tıbbi cihaz konusunda doğru desteğe ulaşamıyorsunuz.
Sonuçta birçok kişi ‘merdiven altı’ diye tanımlanan sağlık simsarlarının eline kalıyor.
Ya da genellikle de yurtdışından gelmiş, oturma ve çalışma izni olmayan, çoğu zaman sağlık konusunda yetkinliği olmayan bakıcılara razı oluyorsunuz.
***
Gökhan Gürel; bu fikrin nasıl doğduğunu şöyle anlatıyor.
“Yatağa bağımlı, bakım hastaları için önceleri ‘bakım evi’, ‘huzurevi’ açmak gibi bir fikrim vardı. Sonra düşündüm ki; bu yolla ancak 40-50 kişiye ulaşabilirim. Bu sayı, sorunu çözmek noktasında denizde damla kalıyordu. Ayrıca 40 - 50 kişilik huzurevinin maliyeti 5 trilyonun üzerinde çıkıyordu ki bu benim için de hastalar için de yüksek maliyet demekti. Oysa iyi bir sağlık organizasyonu ile bakım hastalarının ve yakınlarının sorunlarını, çok daha düşük maliyetle, hem de evlerinde çözmek mümkündü. Bu amaçla Galenos şirketini kurduk. www.evdebakımizimir.com isimli bir web sitesi oluşturduk. Örneğin felç nedeniyle ya da başka nedenlerle yoğun bakımda yatan, hastaneden taburcu edilmek istenen hastaların yakınları bize ulaşıyorlar. ‘Bu durumdaki hastaya evde nasıl bakacağız?’ diyorlar. Bu hastalar daha taburcu olmadan önce ekibimiz hastaneye gidiyor. Hastayı takip eden, ameliyatını yapan ya da tedavisini gerçekleştiren sağlık ekibi ile irtibata geçiyor ve gerekli bilgileri alıyor. Hemen ardından hastanın evine giden ekibimiz bu bilgiler ışığında evi hastanın tıbbi ihtiyaçlarına göre dizayn ediyor. Havalı yatak, tıbbi cihaz, yara bakımı, pansuman, hasta bakıcı, hemşire, fizyoterapist, doktor ne ihtiyacı varsa organize ediyor.”
***
Bu organizasyonun içinde serbest çalışan doktorlar, hemşireler, fizyoterapistler ve her şeyden önemlisi İŞKUR güvencesiyle istihdam edilen hasta bakıcılar var.
Yani huzurevine gitmek istemiyorsanız ya da yakınlarınızın evden uzaklaşmasını istemiyorsanız alternatif çözümler getiriyorlar.

Haberin Devamı

Kentler büyüyor bizler yaşlanıyoruz

Sağlık turizminde
yapılacak çok şey var

ÇANAKKALE’den Antalya’ya kadar olan geniş coğrafya bana göre dünyanın en güzel yerlerinden...
Bizim nüfusumuz yaşlanıyor ama Avrupa nüfusu çoktan yaşlandı.
Ve bu konuda çözümler arıyorlar.
Türkiye’nin geriatri, yaşlı bakım konusunda yapabileceği çok şey var.
Avrupa’nın büyük sigorta fonları yüksek bedellerle hizmet alıyorlar ve buna rağmen mutlu değiller.
Oysa Türkiye sağlık turizmi açısından sonsuz olanaklar sunabilir.
İyi doktorlarımız, iyi hastanelerimiz var.
Bütün bunların yanında müthiş bir doğamız, coğrafyamız var.
Avrupa’nın bu sigorta şirketleri için en doğru adres Türkiye’dir, Ege’nin kıyılarıdır.


Ege’nin kıyıları kışın başka güzel

Haberin Devamı

BANA göre Ege kıyılarının en keyifli dönemi başlıyor. Sessiz, sakin ve kış... Örneğin Bodrum müthiş olur, Kuşadası harikadır, Fethiye ve Marmaris’e doyum olmaz. Çeşme, Alaçatı için hayaller kurabilirim. Ayvalık’ı, Cunda’yı bir de kışın yaşamak lazım.
Özetle;
Benim için kıyılar kışın bir başka güzel oluyor.

Yazarın Tüm Yazıları