Paylaş
Hafta sonu yasaklarına, 21.00 sonrası sokağa çıkma yasağına rağmen böyle...
Aslında aşı haberlerinin geldiği bu günlerde çok daha iyi olmamız gerekirdi.
Ama olmuyor.
Olmadığını Avrupa da gördü.
Zannetmeyin tedbirleri ucundan tutan sadece bizleriz...
Fransa yasakları biraz sıkınca Fransızlar sokaklara döküldü. Amerika’da maske karşıtı protestolar da dikkat çekti.
Hollanda, İsveç, Norveç gibi ülkelerde zaten maske de yoktu.
Ama gördüler ki olmuyor, her seferinde en başa dönülüyor.
Fransa önce sıkı tedbirler getirdi.
Bunu Almanya izledi, şimdi de Hollanda...
Avrupa’nın büyük çoğunluğu ocak sonuna kadar kapalı...
Türkiye de kısmen kapalı diyebiliriz.
Restoranlar, kafeler kapalı.
Hafta sonu sokağa çıkma yasağı var.
Yılbaşında dört gün karantina olacak.
Ekonomiyi kapatmadan evlere kapanmanın doğru olduğunu düşünüyorum.
Ama rakamlar gösteriyor ki; işten çıkınca eve gidiyor, evlerde toplanmaya devam ediyoruz.
Karamsarlığım ondan, iyimserliğim aşıdan geliyor.
Bilim insanlarımızla
gurur duymalıyız
KORONAVİRÜS aşısını Almanya’da yaşayan Prof. Dr. Uğur Şahin ile Özlem Türeci bulmuştu. Koronavirüsün ilacını da bulan yine bir Türk oldu. Alman biyoteknoloji şirketi Formycon Prof. İbrahim Benter’in geliştirdiği ilacın bir alternatif tedavi olduğunu açıkladı.
Bu iki haberle ne kadar gurur duysak azdır.
Pandemi süreci hepimize sağlık ordumuzun ne kadar güçlü olduğunu bizlere gösterdi.
Ayrıca çok sayıda ve nitelikli bilim insanımıza sahip olduğumuzu kanıtladı.
Dikkatinizden kaçmamıştır.
Haber programlarına zaman zaman yurtdışından bilim insanlarımız katıldı.
Hepsi de dünyanın yakından bildiği üniversitelerde, kurumlarda çalışıyor.
Ben bütün bu isimlere bir bilim elçisi gözüylü bakıyorum.
Hepsi Türkiye’yi en iyi şekilde temsil ediyorlar.
Gönül ister ki; ürettiklerini Türkiye’den dünyaya anlatsınlar.
Belki bizim için erken ama gelecek için hazırlıklı olmamız gerektiğini unutmayalım.
Bu bilim insanlarına tanınan imkanları şimdi olmasa da yakın bir gelecekte bizim de sunuyor olmamız gerekir.
İmkanlar sağlanınca olağanüstü başarılara imza attıklarını görüyor ve biliyoruz.
Türkiye bilime, teknolojiye odaklanmalı.
Siyaseti günlük hayatından çıkarmalı, siyaseti politikacılara barıkmalıdır.
Bakın o zaman çok daha güçlü bir Türkiye olacak.
Göreceksiniz...
Neden aşı olacağım?
ÇÜNKÜ bu salgından toplumun çoğunluğunun bağışıklık kazanmadan kurtulamayacağımızı anladık.
Çünkü sürü bağışıklığını savunan ülkelerin en başa döndüklerini, tedbirlerin her seferinde daha da sıkılaştırıldığını gördük.
Yeni normali sevemedim, ben eski alışık olduğum normali özledim.
Ailemle, dostlarımla, arkadaşlarımla bir araya gelerek, kalabalıklar içinde konuşmayı da özledim.
İş arkadaşlarımı da, iş yaptığım dostlarımı da özledim. Zoom’dan da, Facetime’dan da, Meet’ten toplantılar yaptık ama yüz yüze gibi olmadığını her seferinde gördük.
O yüzden ben ilk fırsatta aşı olacağım.
Kredilere yapılandırma şart
ESNAFA yapılacak kredi yardımı gerçekten önemli. Devletin daha fazlasını da yapacağını düşünüyorum.
İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Zekeriya Mutlu destek için teşekkür ediyor ve bazı beklentileri de dile getiriyor.
Ve bunları şöyle sıralıyor;
“Vadesi gelmiş borçlar ve ödemelerimiz en az bir yıl süreyle ertelenmeli. Küçük işletmelere 3 yıl vadeli, bir yıl geri ödemesiz, sıfır faizli krediler tahsis edilmeli. İşyeri kapalı olanlara elektrik, doğalgaz gibi girdileri için ortalama fatura düzenlenmesi adil olmalı, bu giderler için faturalandırma yapılmamalı. Gelir vergisinden ve hak kaybına uğratılmadan 2020 yılı SGK primlerinden muaf tutulmalı.”
Şunu biliyorum.
Salgının ilk döneminde krediler için uygulanan yapılandırma esnafı ayakta tuttu. Görünen o ki; hayata kaldığımız yerden devam edebilmek için baharı görebilmemiz gerekir.
İşletmeler açık olsa bu krediler ödenir.
Ama kapalı olunca bahara kadar zamana ve desteğe ihtiyaçları olacak.
Paylaş