Paylaş
Elbette bu süreci yönetmek çok kolay değil.
Her devlet imkanları doğrultusunda vatandaşına destek oluyor.
Devletin yapması gerekenler var ama vatandaşa düşenler de bulunuyor.
Dün de yazdım, bazıları eleştirdi.
Normaldir.
Söylemek istediğim şuydu;
Kapanmalar gerçekten doğru yapılmaz, evden eve dolaşmalar devam eder, alışveriş bahanesiyle ziyaretler sürerse bir sonuç alınamaz.
Kovid 19’la daha uzun yıllar yaşayacağımızı, hayatımıza devam etmemiz gerektiğini de biliyorum.
Ama bunun için yeteri kadar aşılanma ve tedbirlerin titizlikle ve doğru uygulanması gerektiğini yine hatırlatıyorum.
Defalarca yazdım, bir kez daha yazayım.
Yiyecek sektörü için devletin bu sefer farklı bir destek paketi açıklaması gerekiyor.
Sektörde böyle bir beklenti var.
Ve haklı da görüyorum.
İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Zekeriya Mutlu, bu süreçte defalarca uyardı ve açıklamalar yaptı.
Ve yine diyor ki;
“İşletmeler 17 gün kapalı olacak, o zaman bu sürece denk gelen çek, senet, elektrik, su, vergi gibi ödemelerin de faizsiz şekilde bir ay süreyle ertelenmesi uygun olacak. Çünkü bu süreçte işletme ticari faaliyet yapamayacak, gelir sağlayamayacak. Yasaklar Ramazan Bayramı’nı da kapsıyor. Mal alan, yatırım yapan, borca giren işletmeler bulunuyor. Dolayısıyla çalışması zorunlu durdurulan işletmelerin ödemelerinin de ertelenmesi doğru olacak...”
Çok haklı...
Bu beklentiyi devletin de yönetmesi gerekir.
Size Hollanda’dan örnek vereyim
HOLLANDA kısıtlamaları dün itibaren gevşetti.
23 Ocak’tan bu yana 21.00-04.30 ve 31 Mart’tan beri 22.00-04.30 saatlerinde sokağa çıkma yasağı uygulanıyordu.
4 Ekim 2020’den bu yana paket servisi yapabilen restoranlar sadece teraslarını her gün 12.00 ila 18.00 saatlerinde açabilecek. Terasta en fazla 50 kişi sosyal mesafeye uyarak bir arada oturabilecek.
Yaklaşık 3 ay kapalı kaldıktan sonra randevulu çalışan mağazalar kapılarını her metrekareye bir müşteri alma şartı ile tamamen açabilecek.
Daha önce ev ziyaretlerinde 13 yaşından büyük sadece 1 kişi ağırlanabilirken artık 13 yaşından büyük 2 kişi misafirliğe kabul edilebilecek.
Vaka sayılarının azalması durumunda 11 Mayıs’tan itibaren kısıtlamaları gevşetme konusunda ikinci plana geçilecek.
Yani anlatmaya çalıştığım buydu.
Evet; hayat durmuyor.
Ekonominin çarkları dönüyor.
Ancak herkes işini bitirdikten sonra kendi kişisel kampanyasına geri dönüyor.
Ve tabii paket servisi yapabilen restoranların ciro kayıpları devlet tarafından yüzde 75 karşılanıyor.
Büyük Altay
büyük Mustafa
MUSTAFA Denizli’yi futbol oynarken seyrettim. Müthiş bir sol ayaktı. Bana göre sadece Türkiye’nin değil, dünyanın en iyilerindendi. Futbol bilgisini de kimse tartışamaz. Yakaladığı başarılar, şampiyonluklar zaten bunun kanıtı...
Bütün bunların ötesinde Denizli’nin dostluğu, sohbeti da ayrı güzeldir. Türkiye ve dünya meselelerine kafa yorar. Vefalıdır. Geldiği yeri asla unutmaz.
Ve bana göre Altay’ın en ihtiyacı olduğu zamanda ve camiadan gelen beklentilere cevapsız bırakmayarak müthiş bir iş yaptı.
Kalan maçlarda Altay’ın başında olacak Mustafa Denizli...
Altay Başkanı Özgür Ekmekçioğlu’nu da tebrik ediyorum.
Dilerim Altay Süper Lige çıkar ve Denizli de kulüpte kalıcı başarılara imza atmak için kalır.
Bizim kulüpler
bunu yapabilir miydi?
FUTBOLDA genç yeteneklere sahalarda yer verilir ama iş genç teknik direktörlere gelince biraz soru işaretleri olur.
Aslında iyi örnekler de yok değil.
İlk teknik adamlık kariyerinde Real Madrid’i başarıdan başarıya taşıyan Zidane...
38 yaşında Barcelona’nın başına geçip bir taktik dehasına dönüşen Guardiola...
41 yaşında Barcelona’yı çalıştırıp Katalan ekibine çağ atlatan Frank Rijkaard...
Ama hepsini geride bırakacak bir başarı öyküsünü son günlerde izliyorum.
Julian Nagelsmann...
Daha 30’ların başında…
Alman devi Bayern Münih gelecek sezondan itibaren Julian Nagelsmann’a emanet...
33 yaşında dünyanın en iyi takımlarından birini yönetecek Nagelsmann’ın performansını gerçekten merak ediyorum.
20 yaşındayken diz bağlarında yaşadığı bir sakatlıktan sonra futbol oynayamayan Nagelsmann’ın o günden sonra başlayan teknik direktörlük kariyeri bana göre bir film konusu olacak kadar ilginç...
Sizce bizim büyük kulüplerimiz 33 yaşında bir hocayı takımın başına getirir mi?
Kapanma trafiği
TAMAM, bugünden itibaren kapanacağımız için herkes ihtiyaçlarını almak için sokaklardaydı. Ve daha çok kendi araçlarını kullandılar. Ama inanın büyükşehirlerin ulaşım problemi bundan sonra da devam edecek. Pandemi sonrasında imkanı olan toplu taşıma kullanmayacak ve bu travma kolay bitmeyecek. Sadece İstanbul’dan da bahsetmiyorum. Artık bütün büyükşehirlerimiz ulaşımda yapısal ve köklü çözümler bulmak zorunda.
Paylaş