Paylaş
Ama İzmir’de sivil toplum örgütlerinin liderleri her ay belirlenen bir gündem için toplanırlar.
Aslında gündem olmasa bile toplanabiliyor olmalarını çok önemsiyorum.
Bunun adına “başkanlar kurulu toplantısı” deniyor.
Bu kurulda hem ticaret, sanayi odalarının başkanları, hem meslek odalarının, önemli sivil toplum örgütlerinin ve federasyonların, konfederasyonların başkanları bulunuyor.
Yani geniş bir kitleyi kucaklayan kuruldan bahsediyoruz.
Ben İzmir’in demokrasiye bakışını, bir araya gelme kültürünü o yüzden hep örnek gösteriyor ve bir rol model olması gerektiğine inanıyorum.
Son dönemde “Karpuz gibi ayrıldık” ya da “Çok ayrıştık” gibi yorumları çok sık duymaya başladık.
Bu toplumsal meselelerde bir araya gelemediğimizi gösteriyor.
Oysa konuşmak lazım, diyalog kurmak lazım, buluşmak lazım.
Hatta aynı fikirde olunmasa bile tartışmak lazım.
Toplumu ancak böyle ileriye götürebilir; uzlaşma zeminini ancak böyle sağlayabiliriz.
Belki resmi bir kimliği yok bu başkanlar kurulunun, belki burada konuşulanların resmi bir eylem planına dönüşmesi de zor.
Ama bir masa etrafında, bunca başkanın toplanıyor olması bile İzmir’in artısıdır.
İşte bu fotoğraf da o toplantılardan birinde çekildi.
Türkiye’nin o yoğun gündemi içinde köşeme taşıyamamıştım.
Kadına şiddete dikkat çekmek için başlatılan “İzmir’i turuncuya boya” kampanyası sırasında toplanan başkanlar kurulu turuncu atkılarını takıp böyle poz vermişlerdi.
Diyorum ya, İzmir’in başkanları da farklıdır.
Bravo sana Göztepe
LİGİN ilk yarısı bitmek üzere...
Ve Göztepe zirveden sadece üç puan geride, altıncı sırada...
Bana göre büyük bir başarı...
Emeği geçen herkesi kutluyorum.
Takımın ruhunu bozmadan, birkaç takviyeyle Göztepe çok daha iyi bir çıkış yakalayacaktır ikinci yarıda...
Avrupa liglerine katılmak, Göztepe’nin bu yılki hedefi olmalıdır.
Doğrusunu söylemek gerekirse; bu başarının kentteki izdüşümü bana göre hala çok cılız.
Bunun en önemli nedeni de; statsızlık...
Süper Lig’deki Göztepe’nin stadı bitmiş ve daha büyük statlarımız olsaydı bu çıkışla Göztepe 30, 40 binlere oynardı.
Hep söylüyorum.
İzmir futbolundaki altyapı sorunu çözülmeden kalıcı başarılar beklemek hayal olur.
Hepsi cennetlik insanlar
KİT-VAK...
Kemik İliği Transplantasyon ve Onkoloji Merkezi Kurma Geliştirme Merkezi Vakfı...
Vakıf çocuklarımız için bir çare kapısı oldu yıllarca...
Yüzlerce minik çocuğumuz hayata döndürüldü.
Binlercesine yol gösterildi.
Yetmedi aileleri için çareler düşünüldü.
Çünkü sadece çocuklar hastalanmıyordu, onlarla birlikte anne, babalar da perişan oluyorlardı.
KİT-VAK gönüllüleri var ya; hepsi cennetlik insanlar...
Gece gündüz demeden çalıştıklarını biliyorum.
İmkansızı gerçeğe dönüştürdüklerini de biliyorum.
Geçen gün işte o eserlerden biri daha açıldı.
Dokuz Eylül Üniversitesi KİT-VAK Abdulrezzak Sancak Konukevi hizmete girdi.
Folkart’ın, Mesut ve Metin Sancak’ın katkılarını unutmamak gerekir.
Kemeraltı gece de yaşamalı
İZMİR Ticaret Odası Kemeraltı’ndaki Başdurak camisini ve altındaki dükkanları restore ettirdi.
Şimdi sırada Şadırvanaltı varmış.
Geçenlerde İstanbul Hürriyet’ten gelen haberci dostlarımızla küçük bir Kemeraltı turu yaptık.
Ben arada gidip vakit geçiriyorum.
Kemeraltı’nı yaşamak hoşuma gidiyor.
Ama hatırlıyorum çocukluğumuzda geceleri de bir hareket olurdu.
Uzunca bir süredir hareketlilik yok gibi...
Hatta uçaktan İzmir’e baktığınızda Kemeraltı bölgesini gece kapkaranlık görürsünüz.
Kemeraltı gibi bir yerin geceleri de yaşaması gerekir.
Ve inanın yaşarsa çok da güzel olur.
Paylaş