Paylaş
Halkından hiç kopmayan, dostlarını hiç unutmayan, tanımadıklarını bile kucaklayan biriydi.
Siyaseti sadece bağlı olduğu parti için değil; tüm Türkiye için yapardı.
Bazen aykırı bir ses olmaktan çekinmezdi.
Doğruya doğru, yanlışa yanlış derdi.
Örneğin telefonu 24 saat açıktı; gecenin bir vaktinde hızır gibi yetişirdi.
Öyle telefonla filan değil; kalkar gelirdi.
Çekinmez, üşenmez, gocunmaz yaz da olsa, kış da olsa yanınızda olurdu.
Kötü gün dostuydu; iyi günleri de kaçırmazdı.
Çantasındaki o küçük birkaç defterde her şey yazardı.
Oğlum Atlas’ın doğumgünü bile not edilmişti.
Eminim on binlerin telefonları, doğum günleri, evlilik yıldönümleri de vardı.
Başkalarının stresini bir sünger gibi çeker, başka bir hava getirirdi bulunduğu ortama...
O yüzden bazıları için Işılay Hanım, bazıları için “Sayın Bakan”, bizler için de Işılay ablaydı.
Vekil, başkan, bakan olmak isteyenler Işılay ablanın hayatını, yaptıklarını bir okusunlar.
Neden mi?
Çünkü makamlar geçici, dostluklar bakidir.
Siyaset üstü olmak, kalmak kolay değildir.
Her fikirden, her görüşten insanın saygınlığını, sevgisini kazanmak bir beceridir.
Soyadı gibi saygındı.
Ve unutulmaz bir siyasetçiydi.
Ölüm yıldönümünde dostları, bizler onu andık.
Işıklar içinde uyusun.
Gençler politika yapmalı
SİYASET ilginç bir kurum...
Siyasetçiler de...
Siyasetten uzak ama mesleğim gereği tam da siyasetin ortasında bir insan olarak şunu söylemem gerekir.
Gençler politika yapmalılar.
Siyasete kalite, nitelik kazandırmalılar.
Üslubunu, tonunu değiştirmeliler.
Evrensel bir bakışı yerel dokunuşlarla süslemeliler.
Dünü mıncıklamayı bırakıp geleceği konuşmalılar.
Ve siyasete saygınlık kazandırmalılar.
Evet;
Ben gençlerden umutluyum çünkü onları izliyor, beklentilerini takip ediyorum.
Bunları da sadece Türkiye’ye özgü yazmıyorum.
Çünkü siyaset kendi adanızda yapılmıyor.
Siyasete girenler unutmasın
BİR şey daha var.
Siyasete girenler çıkmasını da bilmeli.
Siyasete girenler makamların geçici olduğunu da bilmeli.
Siyasete girenler arkadaşlarından, dostluklarından daha değerli bir şey olmadığını da bilmeliler.
Siyasete girenler ne küçük, ne büyük dağları kendilerinin yaratmadıklarını bilmeliler.
Siyasete girenler her şeyin bir sonu olduğu gibi o koltukları bırakmanın da zamanı olduğunu unutmamalılar.
Uğur Bayar çok haklı
ÖZELLEŞTİRME İdaresi eski başkanı, sevgili dostum Uğur Bayar sosyal medya hesabından şunu paylaştı.
“Bir tatil beldesinde; sabah 05.00’de kapının önünde darbuka çalanlar tarafından uyandırılıp, ikaz ettiğinde küfür yediğin, bu insanların saygısızlığını eleştirdiğinde de halkı aşağılamakla suçlandığın ülkenin adı nedir?”
Bir turizm beldesinde elbette eğlence olacak.
Ama biz her şeyi abartıyoruz, sınırları bilmiyoruz.
Eğlenmek isteyenler kadar dinlenmek isteyenleri de unutuyoruz.
Ve itiraz ettiğinde, uyardığında karşında küstahça cevap verenler bulabiliyorsun.
Türkiye’nin bütün tatil beldeleri için bir manifestoya ihtiyaç var.
İbiza’ya gittiğinizde, Mikanos’ta olduğunuzda kurallar böyledir.
Sabaha kadar eğlenebildiğiniz mekanlar ayrıdır, kentin dışındadır ya da genel manifestolara uymak zorunda kalırsınız.
Ortası yoktur.
Uğur Bayar çok haklı...
Hazırlık yapan kazanacak
WWF; Dünya Doğayı Koruma Vakfı, Türkiye Başkanı da Uğur Bayar’dır.
Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran ile bir protokol imzaladılar ve Plastik Atıksız Şehirler Ağı’na dahil oldu. Çeşme Belediyesi bu adım ile 2 yıl içinde plastik kirliliğini yüzde 30 azaltmayı taahhüt etti. Büyükşehir Belediyesi de İzmir’in 2025 ile 2030 yılları arasında plastik atıkların doğaya karışmadığı bir şehir olacağını taahhüt etti.
Şimdi bunlar kuru bir imza gibi görülüyor. Ama inanın öyle değil. Bugünün gençleri çok daha çevreci ve duyarlı. Seyahat ederken bile bu ayrıntıları dikkate alıyorlar.
Çevre, doğa gibi kavramlar pandemi sonrasında daha da önem kazanacak.
Şimdiden hazırlık yapanlar da kazanacak.
Paylaş