Paylaş
Teklifi Meclis’e sunan BBP Genel Başkanı Mustafa Destici...
Destici gerekçesinde şu ifadelere yer vermiş; “Yüzbinlerce vatandaşımız ve binlerce aile iptal edilen yapı kayıt belgeleri neticesinde; idari para cezaları, yıkım kararları ve haklarında açılan ceza davaları sebebiyle telafisi güç mağduriyetler yaşamaktadırlar. Barınma ihtiyacını karşılamak üzere özel mülkiyetler üzerine yapılmış ve yapı kayıt belgesi almış, bir kısım yapı kayıt belgesi iptal olmuş ve iptal olma aşamasında olan yapılar; kamu zararı, iskan ve imar yönünden incelenmek sureti ile yapı sahiplerinin yaşadıkları mağduriyetlerin giderilmesi amaçlanmaktadır.”
Destici’nin iyi niyetinden kuşkum yok.
Ama imar aflarına kesinlikle karşıyım.
Çünkü bugün büyükşehirlerimiz geçmişte yapılan aflar nedeniyle büyük problemler yaşıyor.
Ne altyapı yetiyor, ne de kaynak...
Üstelik aflardan, barışlardan bir sonuç alınabilmiş de değil.
Kentler rahatlayacağına daha da büyük sorunlarla karşı karşıya kalıyoruz.
Her fırsatta yazıyorum.
Yurtdışına çıktığımda hiçbir şeye özenmiyorum.
Türkiye’de her şey var, daha fazlası da var.
Ama mimariyi, şehirciliği kıskanıyorum.
Düzenli şehirler gördükçe “Biz niye yapamıyoruz” diye kendi kendime söyleniyorum.
Siz beğeniyor musunuz?
Türkiye daha iyi bir şehirleşmeyi hak etmiyor mu?
Ki; son yıllarda çok başarılı örnekler de yapılıyor.
Dünyada birçok başarılı projeye imza atmış Türk müteahhitlerimiz var.
Harika işler yapıyorlar...
Kentsel dönüşümle birlikte bu fırsatı onlara vermeliyiz.
Şehirlerimizi modern, yaşanabilir hale getirmeliyiz.
İmar afları bu süreçleri hep uzatıyor.
Bir kez daha düşünelim...
Kuralları uyanları da düşünelim
EĞER af olacaksa, siyasiler bu konuda ısrarlıysa ve geçmişten gelen mağduriyetleri önlemek istiyorlarsa...
O zaman bir önceki aftan yararlanıp ödeme sıkıntısı yaşayanlarla ilgili bir karar alınabilir.
O vatandaşların ödemeleri için zaman tanınır, gerekirse kamu bankalarından kredi kullandırılır.
Ama geçen sürede yine imara aykırı hareket edenleri ödüllendirmeyelim.
O zaman işini doğru yapan, kurallara uyan vatandaşlara da haksızlık yapmış oluyoruz.
Devlet elbette vatandaşıyla barışabilir, affedebilir.
Ama bunun da bir sınırı olması gerektiğini düşünüyorum.
Ankersen’den dersler
İZMİR Spor Kulüpleri Birliği Vakfı’nın (İZVAK) toplantısına şehir dışında olduğum için katılamadım.
Ama toplantı notlarını büyük bir dikkatle okudum.
Misafir Göztepe’nin yeni Başkanı Rasmus Ankersen’di.
Bence ders niteliğinde şeyler söylemiş.
“Göztepe tarihiyle İngiltere Premier Ligi’nde bu yıl Sport Republic olarak devraldığımız Southampton’dan daha büyük bir kulüp” demiş.
Çok haklı...
İzmir’in kulüplerinin büyük kısmı da öyle...
Ve önemli bir şey daha söylüyor deneyimli bu spor adamı...
“Seçim şansım olsa hemen Süper Lig’e çıkmak isteriz. Şu an amacımız önce altyapıyı en iyi şekilde sağlamak, güçlendirmek ve sonra Süper Lig’e çıkmak. A takımdan altyapıya kulübün tüm birimlerinde aynı takım savunması ve aynı hücumunu oturtmaya çalışıyoruz. Bunun için altyapı çok önemli. Aslında bunu buz dağı gibi görebiliriz. Buz dağının zirvesi sonuçtur ama altında bir sürü çalışma mevcut...”
Tabii burası Türkiye...
İkinciliğin bile başarısız sayıldığı bir ülkede uzun vadeli düşünmek, planlar yapmak nasıl karşılanacak elbette izleyeceğiz.
Ama doğrusu da böyle...
Kalıcı başarılar ancak böyle oluyor.
Bazen ezber bozmadan olmuyor
IBM ile Apple’ın ezeli rekabeti 1980’lerde başladı. Apple’ın Machintosh ürünü için 1984 yılında ve yalnızca bir kez yayınlanan 60 saniyelik bir reklam filmi vardı. Ve şöyle deniyordu; “Çılgınlar, uyumsuzlar, asiler, baş belaları, eski köye yeni adet getirenler. Onlar kural düşkünü değildirler ve statükoyu umursamazlar. Onlardan yararlanabilir, onlara karşı çıkabilir, onları yüceltebilir veya alçaltabilirsiniz. Yapamayacağınız tek şey onları görmezden gelmektir; çünkü onlar değişim yaratanlardır. Onlar, insanlık koşusunu bir adım ileri götürenlerdir. Bazıları onlara deli diyebilir. Bizim için onlar birer dahidir. Dünyayı değiştirecek insanlar, onu değiştirebileceklerini düşünecek kadar çılgın olanlardır.”
84’ten bu yana kim haklı çıktı, karşılık gördü görüyoruz.
Bazen ezber bozmadan olmuyor...
Paylaş