Paylaş
Kalabalıklardan sıyrılıp kendimle kalmak...
Zaten yazı yazmak başka türlü olmuyor.
Biraz uzaklaşıp, biraz tepeden bakmak, biraz aralara karışıp kendimle olmak...
Ve bir de;
Dış etkenlere karşı insanın fikri hazırlığının olması.
Takmamak değil; şaşırmamak.
Etkilenmemek değil; hızlı toparlamak.
Düş kırıklığı yaşamamak değil; etkisinden çabuk sıyrılmak
Prof. Dr. Osman Müftüoğlu instagram hesabından Sevgili Esra Merzeci’nin şu sözünü yazmış.
“Ne kadar öfkelenip kırılsanız da asla düşünmeden hareket etmeyin. İntikam almayın ve kimseye zarar vermeyin. Bunlar kaybedenler içindir, erdemli insanlar sadece sınır koyar ve uzaklaşır...”
Aynan böyle...
Uzaklaşmak sadece fiziki bir uzaklaşma mıdır?
Fikirler, ruhlar uzaklaşmışsa eskiye dönmek zordur.
Müftüoğlu ilk cemrenin düştüğünü hatırlatıyor.
Ve ekliyor;
“Her cemre... Bir dilek, bir arınma, bir iyilik, bir huzur, bir umut ve yeni bir yolculuktur. Ben kendi adıma yukarıdaki öneriyi bu ilk cemrenin mottosu yaptım. Size de tavsiye ederim...”
Pandemi, kış, ağır ve değişmeyen gündem, siyaset, günlük hayatın o kaosu derken; baharın habercisi olan ilk cemreyi unutmayın.
Bahar geliyor, geldi.
Marriott’un çatısından
İzmir’e bakmak
İZMİR’e, Ege’ye olan ilgimi bilmeyen yoktur. Ben bu kenti gerçekten tutkuyla sevenlerden biriyim. Kentin farklı yerlerine zaman zaman gider izlerim. Bana da terapi gibi gelir. Kalabalıklardan sıyrılıp kendi başıma kaldığımda yenilendiğimi de hissediyorum. Ege’de, İzmir’in kent merkezinde bana kendimi iyi hissettiren yerleri arada yazacağım.
İşte o açılardan birini geçenlerde yeni açılan Konak’taki Marriott Oteli’nin çatısında yakaladım.
Karşımda İzmir körfezi, doğup büyüdüğüm semt Karşıyaka ve bana göre İzmir’in en güzel yapılarından biri Konak Pier karşımdaydı.
Eski Merkez Bankası binası Key Otel oldu. Mimarisiyle, konumuyla kente çok yakıştı.
Marriott da öyle...
Burası da Yapı Kredi Bankası’nın eski binasıydı ve İzmir’e çok yakıştı.
Birçok alanda yatırımı olan Mustafa Çüngüşlügil, otelle ilgili “Burası İzmir’e armağanımız olsun” diyor.
Çüngüşlügil ailesi 1970 yılından bu yana otomotiv ve akaryakıt sektörüne yoğunlaşmış. Türkiye genelinde 15 istasyonla 4 milyondan fazla insana hizmet veriyor.
Türkiye’deki ilk ve tek LNG hizmet veren istasyon da Çüngüşlügil ailesine ait.
Elektrikli araç şarj üniteleri ve solar paneller aracılığıyla da temiz enerjiyi savunuyorlar.
Oteli dediğim gibi kente bir hizmet gibi görüyorlar.
Marriott markasıyla fark yaratacaklarını düşünüyorlar.
Otel 9 Ağustos 2021’de açıldı. Pandemi sonrasında o terasta, İzmir’e bakarken çok daha fazla zaman geçireceğimizden eminim.
Ailede ikinci, üçüncü kuşaklar görevin başındalar.
Yeni kuşak mevcut işlerin yanı sıra start up’lara yatırım yapmak üzere girişim sermayesi oluşturdu.
İzmir gibi büyük bir kentin iyi, yeni otellere ihtiyacı var.
İzmir Marriott da onlardan biri oldu.
Dediğim gibi o çatıda körfezi, kenti izlemek, tek başıma kalmak bana iyi geldi.
Tebrikler PayTr
PayTR İzmir merkezli olan çok başarılı bir şirket... Öyküsünü bu sütunlarda yazmıştım.
Ödeme çözümleri sunuyor.
TOBB “Türkiye’nin En Hızlı Büyüyen 100 Şirketi” ve “Deloitte Fast 50” listelerinde bir kez daha yer aldı.
Geliştirdiği ürün ve teknolojilerle üye iş yerlerinin hayatlarını kolaylaştırıyor PayTR...
Sıralamada bir önceki yıla göre dört sıra yükselerek 25’inci sırada yer almışlar.
PayTR Genel Müdürü Tarık Tombul, “Çok yönlü fintek şirketi olma hedefimiz, yeni ürün ve hizmetlerimizle 2022’de de hızla büyümeye, sektördeki etkimizi artırmaya ve hayatları kolaylaştırmaya devam edeceğiz. Çok yakında ihtiyacınız olan tüm ödeme yöntemlerini PayTR çatısı altında toplayarak, ödeme süreçlerinin tek noktadan yönetilmesini sağlayacağız” diyor.
İzmir’de teknoloji şirketlerinin bir kümelenmesi var.
PayTR; İZQ çatısı altında olacak.
Kentin teknolojiye, yazılıma biraz daha konsantre olması gerekir.
İlk görüşte aşka başka bir yorum
İsmet Berkan’ın Tekno Gündem’inde şöyle bir başlık vardı;
“İlk görüşte aşk değil, ilk görüşte sağlıklı partner!”
Ve şöyle yazmış Berkan;
“Hiç düşündünüz mü, neden bazı insanların yüzlerini diğerlerinden daha çok beğeniyoruz? Erkekle kadını birbirine çeken şey ne? Uzun uzun romantik aşk üzerine yazmak isterdim ama iki insanı esas birbirine çeken şeyin bizim evrimsel kökenlerimizde olduğuna dair bulgular artıyor. Bir meşhur deneyde, erkeklere onlarca kadın yüzü fotoğrafı gösterilmiş, hangilerini çekici buldukları sorulmuştu. Tuhaf biçimde bütün erkekler neredeyse aynı kadınları çekici bulmuştu. Bunun sebebi o kadınların göz bebeğinin biraz daha genişlemiş olmasıydı; bu kadının yumurtlama döneminde olduğunun bir belirtisi. Bir başka araştırma vücut kokularının insanları birbirine çektiğini bulmuştu; o kokular daha sağlıklı birey ile daha az sağlıklıyı ayırmamıza yardımcı oluyordu. Ve şimdi son olarak yapılan bir araştırma, erkeklerin ve kadınların vücut savunma sistemleri daha kuvvetli karşı cins bireyleri daha çekici bulduğunu ortaya koydu. Üstelik bu daha güçlü savunma sistemi bizim yüzümüze yansıyormuş; yüz güzelliğinin bir bölümü bundanmış.”
Yani hayatınızın aşkını seçerken bu kriterlere bakın derim.
Paylaş