İflah olmaz iyimser halim

Bir anlatmaya başlasam sayfalar dolusu yazarım.
Elbette bunları görmeyeceğiz anlamına gelmez.
Mülteci sorununa nasıl gözümüzü kapatacağız.
İzmir’in sokaklarından biliyoruz.
Buraya gelen 15 gün kalıyor; 16’ncı gün yoklar...
Şanslı olanlar adalara ulaşıyor; şansız olanlar Ege’nin o azgın sularında boğuşuyor.
Güneydoğu’da yaşananlara nasıl göz yumacağız.
Gelen her şehit için nasıl ağlamayacağız.
Giderek ağırlaşan ekonomik koşullar, hayat şartları elbette göz ardı etmeyeceğiz.
Ama şunu da unutmayalım.
Eksikliklerine, aksaklıklarına rağmen çalışan bir demokrasimiz var.
Bir buçuk yılda dört seçim yapmış olmak her ülkenin başarabileceği bir süreç değildir.
Türkiye öyle ya da böyle; adil seçim yapmayı biliyor.
Ve vatandaşımız dünyada çok az görülen bir katılımla sandığına sahip çıkıyor.
Bana göre sorun siyaset, ama çözümü bulmak da demokrasinin içinde kalarak siyasetle oluyor.
O yüzden gençlerimizin, kadınlarımızın daha çok siyasetin içinde olması gerekir.
Çünkü kadınlarımız daha cesur; görüyoruz.
Çünkü gençlerimiz daha yaratıcı; biliyorum.
Yorgunuz...
Siyasetin o ağır gündeminden, yakın coğrafyamızın kaynamasından, dünyanın geldiği şartlardan yorgunuz.
Ama bardağın dolu tarafını görmekten başka bir çaremiz de yok.
2016 iyi geçer, dilerim.

BİLANÇO

Uzun bir süredir; kendi adıma yıllık bir bilanço yapmıyorum.
Yani koca bir yılın muhasebesini, yılın son gününde oturup çıkarmıyorum.
Aksine günlük tutar gibi her gün yapıyorum.
Böyle bir ülkede, her şeyin her dakika değiştiği bir dünyada yıllık bir bilanço yapmak saçma geliyor.
Bunu yapın; iyi geliyor.
Hesaplaşmalarınız uzamıyor, kızgınlıklarınız hemen geçiyor.
Ve her yeni güne çok daha farklı başlıyorsunuz.


Olağanüstü bir dönemde olağan kongre yapmak

Karşıyaka bir süredir olağan kongre yapamıyor. Bu sefer de öyle oldu; olağanüstü bir toplantıyla yeni başkanını seçti. Hayırlısı olsun...
İki aday vardı.
Fatih Diniz ve Mutlu Altuğ...
İkisini de tebrik ederim.
Kulüp tarihinin en önemli kongresinde aday oldular ve baştan ateşten gömlek giymeyi kabul ettiler.
Bunu Karşıyaka sevgisi ve tutkusundan başka bir şey açıklamayamaz.
Fatih Diniz de, Mutlu Altuğ da çok güzel konuştular.
Kimseyi eleştirmediler, ne yapacaklarını anlattılar ve birlik çağrısı yaptılar.
Ve hatta konuşmalarını birbirlerine başarılar dileyerek ve seçim sonrası tek bir listeymiş gibi çalışma sözü verdiler.
İnanın Karşıyaka’nın şu an için aradığı tek şey; huzur ve istikrardır.
Sonuçta Diniz kazandı; sadece altı oy farkla...
Şu gösteriyor ki; kulüp sahipsiz değil ve hazırda bekleyen bir başkan adayı var.
Mutlu’yu uzun yıllardır tanırım.
Kendisini mağlup, kaybetmiş hissetmesin; bir sonraki dönem de mutlaka aday olsun.
Bu adımıyla başkanlığı çoktan hak etmiştir.
Diniz’e gelince...
Camianın çok iyi tanıdığı bir isimdir.
Altı ay eve bile gitmeme sözü verdi.
Kurtuluş formülü nasıl olacak bilemiyorum, ama üzerinde büyük bir yükün ve sorumluluğun olduğunu biliyorum.
Ve bir ayrıntı daha...
Başkanlığı bırakan Ali Erten’in de konuşmasını çok beğendiğimi söylemeden edemeyeceğim.
Kendi dönemiyle ilgili yapılan spekülasyonlara karşı net açıklamalarda bulundu.
Ve “Gerekiyorsa benim dönemimi ibraz etmeyin” diyecek kadar da açık ifadeler kullandı.
Genel Kurul “oy çokluğu” ile bu dönemi ibra ederken; karşı çıkan tek bir el gördüm. O da kendisinin; Ali Erten’in eliydi.
Tesisleşme konusunda Karşıyaka önemli adımlar attı. Bunun arkasındaki isim Erten’dir. Bana sorarsanız; bu projelerin yakın takibinde de olmalıdır.
Özetle...
Olağanüstü şartların olduğu bir dönemde, olağan olabilecek kadar sakin ve güçbirliğiyle çıkılan bir kongre oldu.
Boşuna Karşıyaka’ya, Göztepe’ye, Altay’a, Altınordu’ya büyük camialar denmiyor.