Paylaş
Ve şimdi de bir kitap yazdı. Bu yılın sonunda raflarda yerini alacak.
İngiliz Psikanaliz Derneği'nin önde gelen üyelerinden psikolog John Carl Flügel, Freud’dan ilham alınarak yazılmış türünün ilk örneği olan “The Psychology of Clothes”(Giysilerin Psikolojisi) kitabını yayınladığında takvimler 1930 yılını gösteriyordu. Flügel tam da bu kitabında kıyafetlerin psikolojisi hakkında ne kadar az kitap olmasından yakınır. Rana Kutvan diyor ki; “Sene 2024 olmasına rağmen moda psikolojisi hakkında yabancı ülkelerde yayınlanmış kitap sayısı hala oldukça az. Hem moda, hem psikoloji eğitimi gören biri olarak bu iki alana eşit derecede duyduğum sevgi bir araya geldi ve sonuç Moda Psikolojisi kitabım oldu.”
Moda psikolojisi uygulamalı psikolojinin bir dalı; moda ve insan davranışları arasındaki ilişkiyi anlamak ve açıklamak için psikolojik teorileri ve ilkeleri kullanıyor. Giyim seçimlerimizin birbirimizi algılama ve yargılama şeklimiz üzerindeki etkilerini araştırıyor. Moda psikolojisi, modanın bireyler ve bir bütün olarak toplum üzerindeki psikolojik etkisini analiz etmemizi sağlıyor. Tüketici davranışları, modanın beden algısı üzerindeki etkileri de moda psikolojisinin konuları arasında…
Rana Kutvan’a; “Bazı insanların tarzını beğeniyoruz, bazıları hoşumuza gitmiyor, bunun nedeni nedir” diye sordum.
Cevabı şöyle oldu; “Bunu merak ediyorsanız, kıyafetlerimizin duygu durumumuz üzerindeki etkilerini öğrenmek, giydiklerinizle dış dünyaya kendiniz hakkında nasıl mesajlar verdiğinizi anlamak istiyorsanız bütün bunların cevaplarını size moda psikolojisi verebilir. Moda psikolojisi emekleme çağında bir alan. Bazı moda psikologları giysilerin insanlar üzerindeki etkilerine odaklanırken, alanın çoğu satın alma motivasyonları ve tüketici davranışı üzerine pazar araştırmasını kapsar. Giyinmenin insanlar üzerindeki günlük etkisine rağmen konu hakkında çok az ampirik araştırma yapıldı. Belki bunun nedenlerinden biri modanın genelde çoğu insan tarafından hafife alınması, önemsiz, yapay bir kavram olarak algılanması. Oysa moda zannedildiği gibi hiç de hafife alınacak bir konu değil.”
Giysilerle özgüven arasında bir ilişki var
RANA Kutvan’dan giysilerle özgüven arasındaki ilişkiyi örnek vermesini istedim. O da bir araştırmadan bahsetti.
Araştırmayı Northwestern Üniversitesi yapmış.
Diyor ki;
“Giysilerin özgüvenimiz üzerindeki pozitif etkileri reklamcıların hayallerinde var olan bir durum değil, gerçektir. Araştırmalar giysilerimizin duygu durumumuz ve özgüvenimiz üzerindeki etkilerini gözler önüne seriyor. Northwestern Üniversitesi’nin yaptığı araştırma giydiklerimizin düşüncelerimizi ve davranışlarımızı etkilediğini ortaya çıkardı. ‘Laboratuvar Önlüğü Araştırması’ olarak bilinen araştırmada iki farklı denek grubuna laboratuvar önlüğü giydirilerek bazı görevler yapmaları istenmiş. Gruplardan birine giydikleri önlüğün doktor önlüğü olduğu söylenirken, diğer gruba giydikleri önlüğün bir ressam önlüğü olduğu söylenmiş. Doktor önlüğü giydiklerini düşünen denekler kendilerine verilen göreve bir doktor ciddiyetiyle yaklaşıp, diğer gruba oranla daha iyi bir performans sergilemişler. Giysilerin düşüncelerimiz ve davranışlarımız üzerindeki bu psikolojik etkisine örtülü biliş diyoruz. Kıyafetlerimiz bizi aşağı çekebilir ya da yukarı çıkartabilir. Coco Chanel’in de dediği gibi her güne kaderle randevumuz varmış gibi hazırlanıp kıyafetlerimizin bizi dış dünyaya olumlu bir şekilde yansıtıyor olmasına özen göstermeliyiz.”
Coco Chanel’e katılıyorum.
Daha doğrusu ben de öyle yapıyorum.
Hugo Boss dünyada iyi örneklerden biri
RANA Kutvan diyor ki;
“Moda psikolojisi araştırmaları sayesinde, moda markaları tüketicilerin kıyafet seçimlerinin arkasındaki duygusal tetikleyicileri ve motivasyonları daha iyi anlayabilir. Moda psikolojisi trend gelişimlerinin de analiz edilmesini sağlayabilir.”
Gerçekten de öyle...
Dünya ilginç bir pandemi dönemi yaşadı.
Bu dönemde takip ettiğim bazı markalar oldu.
Bunlardan biri de Hugo Boss...
Boss’un çizgisini zaten hep beğenmişimdir.
Ama takım elbisede iddialı; daha doğrusu iş kıyafetleri konuşumda dünyanın lider markalarından biri olan Boss’un stratejisini merak ediyordum.
O dönemde Hugo Boss’un Türkiye Genel Müdürü Arif Kaya’yla çok sık konuştuk.
Rana Kutvan’ın “duygusal tetikleyicileri ve motivasyonlar” dediği bu kavdamları nasıl yönettiklerini izledim.
Stiller, kumaşlar değişti.
Pandemide rahat giyinmeye alışan insanlara uygun modeller geliştirildi.
Çok amaçlı kıyafetler, akıllı kumaşlar sayesinde dünyanın en çok bilinen markalarından biri olan Hugo Boss, bu dönüşümü bu duygusal tetikleyicileri kullanarak yaptı.
Aslında bu örnekler birçok sektörde oldu, oluyor.
Ama bazıları iyi yönetiyor, bazıları geride kalıyor.
Güncel olanlar trendleri de iyi yönetiyor.
Moralimiz bozukken
nasıl giyinmeliyiz
RANA Kutvan’a şöyle bir soru sordum.
“Bazı günler moraliniz o kadar bozuktur ki değil giyinmek yataktan bile çıkmak istemezsiniz. İşte böyle günlerde kendimizi duygularımızın akışına bırakıp daha salaş, rahat kıyafetler mi giymeliyiz yoksa nasıl hissedersek hissedelim kendimizi şık ve birbiriyle uyumlu parçalar giymeye mi yönlendirmeliyiz?”
Cevabı şöyle oldu.
“Bir araştırmada katılımcılara resmi ya da gündelik kıyafetler giydiklerinde karakter özelliklerini açıklamaları sorulmuş.
Katılımcıların kendilerini şık kıyafetler giydiklerinde düzenli ve stratejik, rahat giyindiklerinde ise rahat ya da beceriksiz olarak tanımlama olasılıklarının daha yüksek olduğu ortaya çıkmış.”
Paylaş