Paylaş
İzmir’de olup da başka yerlerde olmayan çok şey var.
Çeşme’si var, Foça’sı var, Gümüldür’ü var, Karaburun’u var, Mordoğan’ı var, Seferihisar’ı, Urla’sı var.
Biraz uzaklaşınca Kuşadası var, Ayvalık’ı var, Bodrum’u da var.
Ege’nin başkenti, merkezi İzmir’se...
Var da var...
Böyle bir sahil; bir, iki saat karayoluyla bu kadar zengin bir doğa biraz Toscana’da, biraz da Fransız Riviera’sında var.
Ne kadar kıymet biliniyor, ne kadar faydalanılıyor, ne kadar katma değer yaratılıyor o ayrı mesele, ama bu zenginlik var.
Dahası mı...
Tarihi var. Agora gün yüzüne çıkıyor, Bergama hemen yanımızda, Efes’i zaten herkes biliyor.
Şu medeniyetler müzesi kurulsa; farkında olmadığımız o geçmişi, o zenginliği daha çok anlar olacağız.
İklimi var.
Sıfır derecedeyken bile parlayan güneşi var; 365 günün hemen hemen tamamında dışarıda oturma şansınız var.
Daha da önemlisi...
Okuyan, anlayan, farkında olan, beklentileri olan, gelecek hayalleri olan insanı var.
Egeli olmak, İzmirli olmak yükselen bir trend...
Göreceksiniz bu ilgi daha da artacak...
Peki eksik yok mu?
Olmaz mı?
24 saatini sokakta yaşayan İzmir’de örneğin büyük meydanlar yok.
Öylesine kötü kullanmışız ki ortak alanlarımızı, öylesine küçültmüşüz ki ortak buluşma noktalarımızı...
İzmirliler Cumhuriyet Meydanı’na da, Gündoğdu’ya da çoğu zaman sığmıyor; sığamıyor.
Çok yazdık, çok çizdik aslında...
Konak’ta yeni bir düzenleme olsa; Büyükşehir Belediyesi örneğin yeni prestijli yerine taşınsa, yanındaki Merkez Bankası, SGK ve Vergi müdürlükleri binaları da buna uysa...
İzmir’e yeni bir siluet kazandırsa...
Bu sayede Kemaraltı’nın önü açılsa...
Kemeraltı da; 24 saat yaşayan bir yer haline gelse...
İzmir’in en iyi restoranları, eğlence mekanları Atina’daki Pisiri gibi buralara açılsa...
İzmir’e yeni bir ruh katılsa...
İl Genel Meclisi Başkanı Serdar Değirmenci, bir öneride bulunmuş; hatta somut bir adım da atmış.
Eski TEKEL deposunda yapılan yeni hizmet binasının Büyükşehir Belediyesi’ne verilmesini istemiş.
Meydana da bir isim koymuş.
Hasan Tahsin Meydanı; diye...
Başkan Aziz Kocaoğlu; bu öneriye sıcak bakmış.
Keşke...
Bir proje için 14 yıl beklenir mi?
Bu çukuru “utanç çukuru” haline getiren ben değilim. İzmirliler de değil... Peki kim? Cevabı herkes versin; bana bırakmayın... Ben ortaya yazıyorum. Üstüne alınan var, alınmayan da var, hiç oraları olmayan da var, “Beni mi kastettin” diye arayan da var. Ortaya yazıyorum çünkü... Kentin tam ortasında, herkesin ortak konusu, İzmir’in uzun yıllardır çözüm bulamadığı ortak derdi...
Böyle olunca; yazıyorum.
İster üzerlerine alınsınlar, ister alınmasınlar...
Bir projenin olup olmayacağı için 14 yıl beklenmez.
Bir yatırımcı ise hiç bekleyemez.
Bir karar alırsın, uygularsın.
Bir bilirkişi raporu olur, herşeyi sonlandırırsın.
Bir sonuç ortaya çıkar, herkes katlanır.
Ama böyle olmuyor.
Karar değişiyor, bilirkişi raporları değişiyor.
Herkes topu taca atıyor.
Ama kaybeden; sırf bu görüntüden dolayı İzmir oluyor.
Açık söylüyorum.
Basmane’deki Dünya Ticaret Merkezi projesinin bu kadar sürüncemede kalması İzmir’e gelecek yatırımları uzun bir süre erteletti.
Herkesin bir bahanesi oldu.
Yapılır, yapılmaz...
Ama bir karara bakar.
Bu dakikadan sonra da kimse mağdur edilmemeli...
Son plan Konak Belediye Meclisi’nde onaylanmış. Hayırlısı olsun... Dilerim son olur; bu proje artık hayat bulur.
Paylaş