Fransa’daki kampanya Türkiye’ye uyarlanır

Fransız medyasını takip ediyorum.
Fransız şirketler, 40 yılın zirvesine çıkan enflasyonla mücadeleye destek için peş peşe kampanyalar başlattı.
Örneğin Carrefour; gıda, sağlık ve giyim ürünleri dahil 100 üründe fiyatların 3 ay boyunca dondurulacağını açıkladı.
Carrefour; vatandaşların başta enerji ve gıda fiyatlarıyla yükselen enflasyonla mücadele etmesine yardımcı olmak ve Fransız halkının satın alma gücünü korumak için böyle bir karar açıkladığını duyurdu.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un iş dünyasından daha fazlasını beklediklerini söylemesinden hemen sonra bu açıklamanın gelmesi de dikkat çekti.
Aslında kampanya yapan tek şirket Carrefour da değil. Birçok Fransız şirketi destek veriyor.
Yine örneğin petrol şirketi TotalEnergies 1 Eylül’den yıl sonuna kadar akaryakıt fiyatlarını artırmama, mümkünse de düşürme kararı aldı.
Yine Fransız market zinciri Leclerc, mayıs ayında en çok satın alınan 120 ürünün fiyatını geçen ay sonuna kadar dondurmuştu.
Özetle bu kampanyanın Fransa’nın tamamına yayıldığı gözlemleniyor.
Ki;
Haziranda yüzde 5.8 olan yıllık enflasyon, temmuz ayında yüzde 6.1’e yükseldi.
Enerji ve gıdada enflasyonun yüzde 20’lerde olduğu görülüyor.
Türkiye’de enflasyonun zirve yaptığı ve önümüzdeki günlerde tersine dönüş olacağı belirtiliyor.
Yine de 80’lere dayanmış bir enflasyonla mücadele ediyoruz.
Fransa’daki kampanya Türkiye’de de olmalı.
Aslında bu yönde de çağrılar yok değil.
Başta perakende şirketleri olmak üzere, sektörlerine liderlik yapan firmalar en azından yıl sonuna kadar böyle bir irade gösterebilirler.

Bu fiyatlar normal değildi

PANDEMİNİN biraz gevşemesiyle birlikte birçok sektörde canlılık yaşandı.
Başta havacılık ve perakende olmak üzere birçok alanda rekorlar kırıldığını görüyoruz.
Ve gayrimenkul sektöründe de müthiş gelişmeler yaşandı.
Kiralardaki artış dikkat çekiyor.
Özellikle pandemiden bunalan insanlar yeni hayat tarzlarına uygun evleri tercih etmeye başladılar.
Aslında beton yığınına dönen şehirlerimize rağmen gördük ki ciddi bir konut açığı da var.
Bu da fiyatları üçe, dörde katlanmasına neden oldu.
Yazmıştım, yine tekrarlayayım.
Dünyadaki enflasyonist ortama rağmen bu fiyat artışları hiç de normal değil.
İşin doğası gereği fiyatlar bir yere oturacak.
Bence herkes buna göre hesabını kitabını yapsın.
Evlerini satanlar, kiraya verenler de; yeni konut üretenler de...
O yüzden markalarınıza yatırım yapın.
Yatırım yapanlar, kurumsallaşanlar piyasanın dalgalarından her zaman daha az etkilenirler.
Yine öyle olacak.

4 ay beklet ve reddet
olacak iş değil

AVRUPA ülkelerinin uyguladığı vize uygulamasını birkaç gün üst üste yazdım.
O kadar çok mesaj geldi ki...
Belli ki aylardır bekleyen insanlar var.
Hepsini dinledim.
Ya ailevi nedenlerle gitmek istiyorlar, ya öğretim ya da iş...
Hiçbiri de olmayabilir.
İnsan yeni yerler keşfetmek isteyemez mi?
Ama olmuyor.
Dört, beş ay bekledikten sonra “Ret...” cevabı geliyor.
Gerçekten Avrupa insanımızı mağdur ediyor.

Ben geçlerimize güveniyorum

BAZEN bizim siyaseti, siyasetçimizi eleştiriyoruz.
Gerçekten de çok sert tartışmalar oluyor ve toplum bundan etkileniyor.
Ama bakıyorum dünya siyasetinde de ton giderek ağırlaşıyor.
Dünyanın yeni gündemi ağır ve zor meselelerle dolu...
Ve siyasetçiler çözüm bulmak konusunda zorlanıyorlar.
O yüzden tek çözüm demokrasiye sıkı sıkıya sarılmak.
Demokrasi zor bir rejim biliyorum.
Sabır ve hoşgörü gerektiriyor.
Ama daha iyi bir sistem bulunmuyor.
Türkiye’nin gençlerine güveniyor ve inanıyorum.
Bizlerin yapamadıklarını onlar yapacaklar.
Ve Türk demokrasisi eninde sonunda daha da güçlü olacak.

Hayat dostlarla güzel

HER yazın sonunda aynı şeyi söylüyorum.
Birkaç gün kaçıp uzaklaşmadan yaz bitiyor.
Bizim bölgeler böyle işte...
İzmir’de yaşayınca kalabalıkların içinde oluyorsunuz ve kendinizle kalamıyorsunuz.
Olsun...
Hayat dostlarla, kalabalıklar içinde güzel...