Paylaş
Birkaç hafta önce Işıkkent Eğitim Kampüsü’ndeydim.
Bizi vakfın kurucusu Öner Akgerman karşıladı, Ege Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin Başkanı Bülent Akgerman, Işıkkent Okulları’nın Genel Müdürü Okan Sezer de yanımızdaydı.
Hepsinin heyecanı ortaktı. Okulun eğitim grafiğinin her geçen yıl yükseliyor olması güzeldi, ama bu grubu asıl heyecanlandıran okulun sportif başarılarıydı.
Spor salonuna girdik, gençlerle sohbet ettik, Işıkkent Kız Voleybol Takımı’nın oyuncuları İzmir il birinciliğini, üst üste gelen yenilgisiz başarıları kutluyordu.
Biz de onları kutladık, alkışladık.
O sırada beklenen misafir; Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan salona girince alkış koptu.
Çünkü Tartan Işıkkent’in bu başarısına, verdiği desteklerle önemli bir katkı sağlamıştı.
Tartan da, ben de francofon kökenliyiz; yani ikimiz de Fransızca eğitim yapan kurumlardan mezun olduk.
Bizim okullarda voleybol en az okuduğumuz dersler kadar önemlidir.
Derslerden geçmeniz yetmezdi; voleyboldan da sınıfı geçmeniz gerekirdi.
Eski alışkanlık o gece de depreşti, karşılıklı voleybol oynadık.
Tartan önemli bir mesaj verdi.
Dedi ki; “Geleceğin sporcularını okullarda keşfetmek lazım...”
Çok haklıydı; kendi dönemimden hatırlıyorum.
Bizim kuşağın voleybolcuları Türkiye kulüplerinin çekirdek kadrosunu oluşturduğu gibi milli takımın da asları arasında yer aldı.
Bu her alan için geçerli...
Spora, sanata çok genç yaşlarda başlamak gerekir.
Vaktim oldukça okulları geziyorum; çünkü geleceğe dair umutlarım artıyor, kendimi daha iyi hissediyorum.
Işıkkent’te de aynı şeyleri hissettim.
O genç kızlarımız arasından bazıları hem okuyacak, hem de spor yapacak, belki de bazıları “Filenin Sultanları” olacak.
Biz de onlarla gurur duyacağız; ayakta alkışlayacağız.
Ben belediyelerin profesyonel kulüplere değil ama amatörlere cömert davranması gerektiğine inananlardanım.
Yani İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Süper Lig’de şampiyon olması, hatta Şampiyonlar Ligi şampiyonu olması beni hiç ilgilendirmiyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin de Süper lig’de takımı olmasını hiçbir dönem istemedim.
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin milyonları saçmasına hiç gönlüm razı olmadı.
Ama çocuklarımızın, gençlerimizin, bugün amatör ama yarın Türkiye’nin en iyi profesyonelleri olacak sporculara katkının kesilmesine de gönlüm razı olmaz.
Çünkü bugünün profesyonel kulüpleri “armut piş, ağzıma düş” alışkanlığından kurtulamadılar, “Biz yetiştirelim” demediler.
Hep hazır insanları kadrolarına dahil ettiler.
Gençlere destek vermek yerine milyarlarca doları içi geçmiş, işi bitmiş elin adamına, kadınına verdiler.
Milyarları saçarken amatörün kuruşu gözlerine battı, tasarrufu hep onların bütçelerinden yaptılar.
Özetle...
Bu yasa amatör sporu öldürür, bu yasa gençlerin spor yapmasını engeller, bu yasa kaynakların daha çok futbola gitmesini sağlar.
Bizden söylemesi...
Paylaş