EXPO’da ruh halleri ve de iddia oyunu

Haberin Devamı

EXPO için, “Çok yazmayın, rakiplerimiz bizi takip ediyor. Stratejilerimiz ortaya çıkmasın, eksiklerimiz gözükmesin” dediler ama...
Ben kendimi tutamadım.
Şöyle biraz kulislere daldım; kim ne konuşuyor diye kulak kabarttım, birkaç notu sizler için çıkardım.
BIE İnceleme Heyeti birkaç gündür İzmir’de, dün de Ankara’daydı.
Heyet gezdirildi, toplantılarda bilgiler verildi, sunumlar yapıldı, gelinen nokta otaya kondu. Bu toplantılara katılanların genel yorumları şöyle... 

 BIE artık İzmir’i iyi tanıyor ve ne yapmak istediğini biliyor. Tema, proje aşağı yukarı aynı olduğu için de daha çok geçmiş dönemin eksikliklerinin giderilip gidilmediğine bakıyorlar. Gelen sorulardan bu anlaşılıyor.

· Toplantılarda diplomat, özel konuşmalarda daha samimi olan BIE üyeleri beş rakibin yarıştığı süreçte Türkiye, Rusya ve Tayland’a daha fazla şans veriyorlar.
· Geçen döneme göre çok daha organize olan İzmir’e yine de “Bu bir oyun, takım işidir” demekten edemiyorlar.
· 2020’de Türkiye’nin birçok uluslararası organizasyona aday olduğu her fırsatta hatırlatılıyor. Olimpiyatlar, Futbol Şampiyonası ve EXPO...
· Rusya’nın ve Dubai’nin EXPO için çok daha büyük bütçeler ayırdığı söyleniyor.
· Ve 2015’te İzmir’in pekala kazanabileceği, birkaç ayrıntıda geciktiği konuşuluyor.

Haberin Devamı

Özetle...
EXPO’da ruh halleri karışık... BIE; kendine göre haklı, yarışın son dakikaya kadar heyecanlı geçmesi işlerine geliyor.
Ben de diyorum ki...
Mavi boncuk dağıtanlara bakacağınıza, siz kendinize bakın...
Bir öncekinde öyle olmuştu, rakip ne yapıyor diye uğraşacağımıza biz başka işlerle uğraştık.
Şimdi yazayım diyorum ama...
“Aman rakiplerimiz...” diye başlayan cümleler aklıma geliyor.
Susayım da rakiplerimiz bir şey anlamasınlar...


Ben bu dökümlerin içinden çıkamadım

Şu bizim meşhur Basmane, Dünya Ticaret Merkezi, çukur projemiz var ya...
Dedim ki, yıllar geçti üzerinden neler yaşanmış şöyle bir hatırlasam...
İlk günden bu yana yaşananlarla ilgili bir döküm istedim, aman Allahım..
3 Haziran 1997 tarihiyle başlayan ama bitmeyen bir öykü...
Sözleşme süreçleri...
İmar planı süreçleri...
Mahkeme süreçleri...
TMSF ile ilgili süreçler...
Önce Güçbirliği, sonra EGS, sonra davalar, sonra bilirkişi raporları, sonra mahkeme sonuçları...
Her seferinde başa dönüşler, her seferinde yeni girişimler...
Bugün İzmir Büyükşehir Meclisi’nde önemli bir oylama olacak. Burasıyla ilgili yeni plan değişikliği onaylanacak. Önce Konak Belediyesi’nden onay alındı, şimdi de Büyükşehir’den...
Daha önce de yazmıştım.
“İstemezükçüler” hazır bekliyorlardır itiraz için...
Ama şunu hatırlatmak isterim.
Bu sefer kendilerini çok tarihi bir süreç bekliyor. Bütün gözler onların üzerinde olacak. Çünkü başından beri bütün itirazları yerine getirilmiş oldu. Kamunun payı artırıldı, hem de başlangıçta atılan imzalara rağmen... Büyükşehir Belediyesi bu sefer arkasında bir irade koyuyor, ne yapacağını söylüyor, İzmirlilerin kandırılmadığını, kandırılmayacağını ifade ediyor. Aksine kent adına yeni kazanımlar olduğunu söylüyor.
İzmir’in önünde “çözümsüzlük sembolü” olarak duran bu projenin artık sonuçlanması gerekiyor.
Öyle ya da böyle...
Ama bir şekilde bir karara varılması gerekiyor.
Çünkü üzerinden tam 15 yıl geçmiş ve İzmirliler çok şey kaybetmiş.

Haberin Devamı

Ah benim vatandaşım

Evden çıktım, işe gidiyordum. Çevre yolundayım, önümde bir araba... Lüks, son model... Öyle hızlı kullanmam, kurallara uyarım. En fazla “120..” deniyorsa, geçmem. 70’se 70, 110’sa 110... Sınırlara çok dikkat ederim. Ama bir de asgari hız var, zaten levhalar da uyarır. Önümdeki son model araba en solda, ne üst, ne alt limit umurunda değil. Belli ki; ceple konuştuğu kişinin anlattıkları çok daha dikkat çekici, aynaya filan baktığı yok... Baktım arkada kuyruk oldu; korna çalma alışkanlığım yok, selektör yapmayı da sevmiyorum. Bir süre sabrettim, telefon konuşması biter diye bekledim. Önümdekinin umurunda değil... Neyse birkaç kilometre sonra orta şeride geçebildi beyefendi... Ben de merak ettim mi, bu telefon görüşmesi bakalım ne kadar sürecek diye... Önümdeki beyaz lüks arabayı takip ettim, Sasalı’dan Konak’a doğru gidiyoruz. Limana kadar takip ettim. Ne aynaya bakmak, ne sinyal vermek, ne sağa sola dikkat etmek... Arkadaş tek sen olsan, gittiğin yere kadar seni takip edip tebrik edeceğim ama... Senin gibi o kadar çok var ki... Senin gibiler yüzünden o kadar çok kaza oluyor ki... Senin gibiler yüzünden şu trafik o kadar kaos oluyor ki...


 

Yazarın Tüm Yazıları