Paylaş
Yazı psikiyatr Alper Hasanoğlu’na ait...
Hasanoğlu, “Journal of Health and Social Behaviour” adlı önemli bir bilimsel dergide yayınlanan kadın erkek ilişkisi üzerine bir araştırmayı konu almış.
Araştırma Robin Simon ve Anne Baret adlı iki sosyolog tarafından yürütülmüş.
Günümüz gençlerinin aşka, hayata bakış açısını test eden bu çalışmada çok çarpıcı sonuçlara varılmış.
Sorulardan biri örneğin şöyle:
“18 ve 23 yaş arasındaki genç erkek ve kadınlar aşk acısıyla ve sorunlarıyla nasıl başa çıkıyorlar?”
Robin Simon ve Anne Baret’in buldukları sonuçlar ezber bozan cinsten...
“İlişkilerdeki sorunlar erkekleri daha çok meşgul ediyor. Ve daha çok yıpratıyor...”
Yani kadın bir şekilde yoluna devam ediyor.
Erkekse uzun süre kendine gelemiyor; belki de ağır bir depresyona giriyor.
ERKEKLE KADININ İSTEĞİ
Şimdi sıkın durun, asıl ilginç tespit de şu...
“Erkekler daha fazla aşk acısı çekiyor...”
Bugünkü algının tam tersi değil mi?
Ama araştırmalar bunu doğrulamıyor. Sonuçlar erkeklerin sanıldığından çok daha duygusal olduklarını ortaya koyuyor.
Robin Simon ve Anne Baret, “Erkek için seks yapabileceği, yemek pişiren, temizlik yapan bir kadın yeterli, gerisi pek önemli değil görüşü artık tamamen çöktü” diyor.
Peki kadınlar nasıl düşünüyormuş, öncelikleri neymiş?
Araştırma sonuçlarına göre söylüyorum.
Kadınlar için birincil önemde olan bir ilişkilerinin olup olmadığıymış. İlişkinin nasıl olduğu ikincil derecede önem taşıyormuş...
Simon ve Baret, “Şaşkınlık verici” diyor.
Hatta Simon, bütün sosyal değişimlere rağmen kadının kendine olan güveninin hala yanında özel biri olup olmaması bağlı olduğunu hatırlatıyor.
Psikiyatrist Alper Hasanoğlu’nun yorumu da şöyle:
“Bu sonuçlar tabii ki erkeklere karşı da kullanılabilir. Aslında iddia ettikleri kadar güçlü olmadıkları, zayıf ve güçsüz oldukları, rahatsız edici derecede duygusal oldukları söylenebilir. Ama aslında vurgulanması gereken gerçek, erkeklerin duygusal dünyalarının hiç de iddia edildiği gibi yüzeysel ve basit olmadığıdır...”
Bugün sizi şaşırtmaya devam edeceğim.
Başka bir araştırma da aslında kadınların değil, erkeklerin daha çabuk aşkın tuzağına düştüklerini gösteriyor.
ERKEK DAHA DUYGUSAL
Bu çalışma da ciddi bir psikoloji dergisi olan “Evolutionary Psychology” de yayınlanmış.
Bir iki cümleyle özetlersem yazıda şunlara dikkat çekiliyor:
“Erkekler kadınlara göre daha hızlı ve daha yoğun bir şekilde aşık oluyorlar. Kadınlar ilişkinin başlangıcında çok daha kontrollü ve dikkatli davranıyorlar. Başka bir şekilde söylersek, erkekler yalnızca ilişkinin sonunda değil başında da daha duygusallar...”
Ben mi nasıl düşünüyorum?
Elbette araştırmaları önemsiyorum, elbette çıkan sonuçları arşivimin bir kenarına yazıyorum.
Ama ben aşkın, kadına göre erkeğe göre tarifi olmadığını düşünüyorum.
Çekilen aşk acısının da...
Eğer gerçek bir aşkı konuşuyorsak...
İlişkinin tutkusu ve enerjisi hiçbir hayalin bozulmasına izin vermez.
Erkek de olsanız, kadın da...
O aşkı yaşar...
Gerekirse acısını da çekersiniz.
Bu grup çok farklı
İKİ haftadır üst üste “Salı Grubu Toplantıları”na katılıyorum.
Önce Oğuz Tatış’ın verdiği yemeğe konuk oldum; sonra da Öner Akgerman’ın...
Müthiş bir grup... Tam bir dost meclisi... Gençlik yılları hatta çocuklukları beraber geçmiş, bir gönül topluluğu...
Toplantılara ara vermiyorlar, siyaset yapmıyorlar.
Sadece hayatı konuşuyorlar.
Biraz geçmişi, ama daha çok geleceği...
Bazen ortak anılar anlatılıyor, bazen kulaktan kulağa yayılanlar...
Bir sıkıntı mı var; hepsinin derdi...
Bir sevinç mi var; hepsinin mutluluğu...
Anlayacağınız çok anı var, çok yaşanmışlık...
Ne güzel...
Herkese kısmet olmaz böyle birliktelikler...
Kimler mi var?
Ahmet Sağel, Ahmet Şenocak, Aslan Önel, Atilla Yurtçu, Ataman Bükey, Bedri Onak, Bilhan Merzeci, Cem Bakioğlu, Enis Özsaruhan, Erkan Orcaner, Erdoğan Özgörkey, Ersin Subaş, Haluk Özsaruhan, Hüseyin Pekcan, İsmet Çolak, Kemal Çolakoğlu, Mehmet Yanık, Oğuz Tatış, Öner Akgerman, Sabri Çolakoğlu, Samim Sivri, Süha Tanık, Süleyman Pazarbaşıoğlu, Şükrü Kayabaşı, Timur Çınar, Tufan Ünal, Üstün Sanver, Zekeriya Tanık...
Her biri çok değerli; İzmir için, Türkiye için önemli işlere imza atmış kişiler...
“Salı Grubu”yla en son Öner Akgerman’ın Çandarlı’daki balık çiftliklerine gittik.
Güzel bir yemek yedik, sonra da bir deniz turu yaptık.
Orada gördüklerimi, yatırımları ayrıca anlatacağım.
Özetle...
“Salı Grubu”nda olanlar, en azından iki haftada bir gün bile olsa bir araya geliyorlar.
Ve dostluğun, kardeşliğin, birlikteliğin ne anlama geldiğini hatırlıyorlar.
Ne mutlu onlara...
Paylaş