Deniz ülkesinde denizi sevdirmeliyiz

DENİZDE olmayı seviyorum.

Haberin Devamı


Hele optimistte, yelkenin üstünde olunca kendimi daha iyi hissediyorum.
Optimist aşamasını geçerseniz denizlerin fatihi olabiliyorsunuz.
Ben o yoğun tempoda bunu düzenli olarak yapamadım ama denizle olan ilişkimi hiçbir zaman kesmedim.
Ve gençlerin denizde olmalarını hep teşvik ettim.
Türkiye Yelken Federasyonu Başkanı Özlem Akdurak ile sohbet ettik.
Türkiye tarihi boyunca iki kez dünya şampiyonasına evsahipliği yaptı.
1976 yılında Kocaeli Yarımca’da, 2008’de İzmir’de Optimist Dünya Şampiyonası’nı yaptık.
Bu yıl üçüncü kez Türkiye’de, 2022 Arkas Dünya Optimist Şampiyonası adıyla Bodrum’da yapılıyor. Dünya çapında 62 ülkeden 282 sporcunun katılım sağladığı şampiyona, tarihindeki en yüksek katılımcı ülke sayısına ulaşarak yeni bir rekora imza attı.
Özlem Akdurak ile dünyanın her yerinden gelen optimistlerle vakit geçirdik.
Arkas yarışmaların ana sponsoru oldu.
Dünyanın her yerinden gelen ekipmanı Türkiye’ye taşıdı.
Gençlerin Türkiye’de yarışmalarını ve bu güzel ülkeyi tanımalarını sağladı.
Arkas’ın yelken takımı Arkas M.A.T. Sailing Team, yelken okulu Arkas Çeşme Yelken Kulübü var. Yelken yarışları Arkas Aegean Link Regatta ve İzmir Arkas Körfez Yarışı da benim yakından takip ettiğim organizasyonlar...
Gençlerimize denizi sevdirmeliyiz.
Futbol dışında alternatif sporların da olduğunu hatırlatmalıyız.
Arkas Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Bernard Arkas şöyle diyor; “Yelken sporunun bir deniz ülkesi olarak hak ettiği yere gelmesinin yanı sıra bu sevgiyi hem çocuklara hem de gençlere yaymak için spor kulübünden tesislere, kamplara, yarışlara kadar birçok koldan elimizden geleni yapıyoruz. 2022 Arkas Dünya Optimist Şampiyonası için Türkiye Yelken Federasyonu tarafından satın alınan 240 optimist teknesinin Çin’den Türkiye’ye taşınması operasyonunu Arkas Lojistik üstlendi. Şampiyonanın taşıma ve lojistik çözüm ortağı olarak yelken sporuna destek olmak üzere bir adım daha attık...”
Türkiye’yi daha iyi anlatmak için büyük organizasyonlara evsahipliği yapmalıyız.
İyi olan her şeyi destekliyorum.
Gençlerimizi ilgilendiren her konunun arkasındayım.

Haberin Devamı

Deniz ülkesinde denizi sevdirmeliyiz

 

Haberin Devamı

Optimistle başlayan
hayatı kolay çözer

TÜRKİYE Yelken Federasyonu Başkanı Özlem Akdurak ile yarışan gençlerin arasına girdik, onlarla sohbet ettik. Çocukların gözlerindeki o heyecanı gördüm. En küçüğü 11 yaşında dünyanın bir ucundan çıkıp gelmişler. Bazılarının yanında büyükleri var ama bazıları takım olarak gelmişler. Avustralya’dan, Singapur’dan, Amerika’dan; dünyanın her yerinden gelen gençler...
Optimisti önemsiyorum. Zaten Özlem Akdurak da özellikle altını çizdi. “Denizde insan kendisiyle baş başa kalır. Hocasından taktik alsa da deniz koşulları her an değişebilir. O yüzden hızlı karar vermek zorunda kalırsınız. Kriz anlarını yönetmeniz gerekir. Çocukların optimistle başladığı yelken eğitimi sayesinde küçük yaşta karar verme, özgüven, strateji belirleme konularında öne çıktığını, denizi okuma rüzgarı tanıma becerileri ile bir kaptanın gibi yönetmeyi küçük teknelerde öğreniyorlar. En önemlisi öngörülü olma ve strateji belirleme. Satranç dahil pek çok oyundan fazla stratejik hamle gerektiren bir spor dalı. Optimistle hayata başlayan gençler hayata da böyle bakarlar. Ve çok da başarılı olurlar...”
Kesinlikle katılıyorum. Hayatın içinde dalgalanmalar çok olur. Krizleri yönetmek, soğukkanlı kalmak büyük avantaj sağlar. Ben denizi seven bütün gençlere başlangıç olarak optimisti öneriyorum.

Haberin Devamı

Deniz ülkesinde denizi sevdirmeliyiz

Tutkulu öyküleri seviyorum

BATI Anadolu aşık olduğum coğrafya...
Ve uzun yıllardır uyguladığım bazı ritüellerim var.
Fethiye’ye gidip Likya yürüyüşü yapmak gibi...
Sezonu Selimiye’de açıp Söğüt’te kapatmak gibi...
Dalyan’a gidip Yücel Okutur ile uzun yürüyüşler yapmak gibi...
Bu bölgeye yerleşenlerin sayısında bir hayli artış da oldu.
Örneğin benim üniversiteden arkadaşım Tuba Gürses ve ailesi de onlardan biri...
Tuba, Özlem, Akın ve Ufuk Selimiye öyküsünü şöyle anlatıyorlar.
“Pembe bir hayalle başladı her şey. Sonra o pembe hayal yerini yeşil ve mavinin huzur veren dinginliğine bıraktı ve turkuaza dönüştü. Az cesaret, çokça azim ve birazcık dilek yetti rüzgara karşı yönümüze bulmaya... Anadolu’nun çorak bozkırından attık kendimizi Ege’nin mavi yeşil koynuna... Tutkularımız yaşama karşı pusulamız oldu. Kimseye değil, sadece birbirimizden alacağımız güce güvendik. Çünkü biz cesaret eden her kadının kendi başarı hikayesini yazacağına yürekten inandık...”
İçinde tutkusu olan öyküleri seviyorum.
Tuba ve Özlem kariyerlerinin zirvesinde iki başarılı iş kadını... Biri televizyon, diğeri ise ilaç sektöründe pek çok başarıya imza atmış Ege aşığı...
Ankara’nın çılgın trafiğini, griye çalan gökyüzünü, bozkır toprağını bırakma vaktinin geldiğine inandıkları gün radikal bir karara imza attılar. Tarihi eski, dağları çam, zeytin, söğüt ve badem ağaçlarıyla kaplı; mor salkımların evleri kucakladığı, denizi berrak, oksijeni bol, insanları misafirperver Marmaris’e bağlı şirin tatil beldesi Selimiye onlar için huzur dolu bir başlangıcın yeni adresini oluşturdu.
Bir zamanlar sadece birkaç günlük tatil kaçamağı için geldikleri Selimiye’ye bir butik otel yaptılar.
Loft167 Selimiye işte böyle bir öyküyle ortaya çıktı.
Sadece taş duvarlardan oluşan bir oteli işletmek değil, fark yaratan hizmetler sunmayı da amaçladılar.
Ve başardılar da...
Bu öyküleri şunun için yazıyorum.
Artık dünya turizmi yeni öykülerin peşinde...
Temalar öne çıkacak ve fark yaratanlar kazanacak...

Haberin Devamı

Deniz ülkesinde denizi sevdirmeliyiz

Yazarın Tüm Yazıları