Çeşme bu yıl daha farklı

ALAÇATI’nın şansı, herkesin adını sevgiyle andığı Leyla Figen’den başlayarak hep güzel insanların yerleştiği bir yer olması belki de...

Haberin Devamı

Şevki Figen-Leyla Figen çifti yıllarca anlata anlata bitiremedi Alaçatı’yı...
Leyla Hanım’ın hayallerini şimdi herkes, el birliğiyle, hep birlikte yapmaya çalışıyor.
Bazen birinci hayatlar, bazen ikinci hayatlar Alaçatı’da buluşuyor.
Hayata mola verenler, hayatı sıfırlayanlar...
Kendini nadasa bırakıp güç kazanmak isteyenler...
Adres olarak Alaçatı’yı, Çeşme’yi veriyor.
Örneğin; Taş Otel’in sahibi Zeynep Öziş, yıllar önce doğal yaşama duyduğu özlem ağır basınca “ikinci hayatına” Alaçatı’da başladı.
Bugün Taş Otel’i artık bütün Türkiye biliyor.
Öziş, ilklerden biriydi.
Öncü olanlardan...
¡¡¡
Alaçatı’nın 20 yıl öncesini yeniden yaşamak istedim geçenlerde...
Kalabalığın olduğu saatlerde değil, herkesin dinlenmeye çekildiği, sabahın ilk saatlerine kadar yürüdüm.
Dar sokaklarda kayboldum.
Sardunya kokularını içime çektim, yaseminleri avuçlarımın içine aldım.
Bazen Prag’da Carlo Vary’de yürüyormuşum gibi hissettim, bazen de Bologna’nın bir kasabasında...
Yirmi yıl öncesinde tenha, terk edilmiş bir görüntü içindeki sokaklar yeni sahiplerine ev sahipliği yapıyordu.
Birbirinden güzel butik oteller...
Güzel restoranlar...
Köy kahveleri...
Atölyeler...
¡¡¡
Kimisinde...
Heykeller var...
Kimisinde...
Yağlı boya tablolar...
Kireçle boyanmış beyaz duvarlara, kaldırımlara mavi doğramalar pek şık olmuş.
Çok da uyumlu...
İnsanın ruhunu sakinleştiren, dinginleştiren bir atmosfer...
Çeşme, Alaçatı bu yıl geçmişe göre çok daha farklı...

Haberin Devamı

Alaçatı’ya çok özel bir mekan daha

Eminim, kışın da Çeşme Marina, Alaçatı gibi güzel ve hareketli olacak.
Antalya tercihini MAS turizmden yana yaptı; 600 bini aşan yatak kapasitesini doldurmak için başka çaresi de yok.
Ama Çeşme “her şey dahil” sistemini aklına bile getirmemeli.
Bir yanda da yatak sayısını artırmanın bir yolunu bulmalı.
Çünkü, her yıl yenileri eklenmesine rağmen Çeşme’de yatak kapasitesi hala çok yetersiz...
Alaçatı, butik otellerin merkezi oldu.
Çok da iyi oldu.
Birbirinden güzel oteller açıldı, bazıları üç dört odalı, bazıları yirmi odalı...
Ama hepsi iyi hizmet veriyor, müşterilerini memnun etmeyi biliyorlar.
Geçen hafta bir yenisini daha keşfettim.
Resmi açılışı bugün yapılacak La Capria Otel, Toskana Arezzo’daki La Striscia Oteli’nin sahibi Alexandra La Capria ile İstanbul Sofa Hotel’in ortaklarından Mete Nisari’nin ortak projesi...
La Capria’nın her odası farklı dizayn edilmiş.
20 oda ve 20 farklı tarz...
Mete Nisari yine döktürmüş.
Dekorasyonda sofistike bir tarz kullanmış.
Toskana, Marakeş ve geleneksel Türk dokunuşlarının karışımı...
La Capria, aynı zamanda bir kültür merkezi gibi çalışacak. Her 15 günde bir, Türk-İtalyan heykel, resim ve görsel sanatlar sergisi düzenlenecek.
Bunun yanında çok da özel bir menü hazırlanmış.
Toskana’da bulunan Lastriscia Hotel’in şefi olan Gabriella menüyü hazırlamış.
Ben çok beğendim, değişik buldum.
Bir odasında Tunus’un Hammameti’nde, bir odasında İtalya’nın Bologna’sında, bir odasında geleneksel bir Türk evinde gibi hissediyorsunuz.
Farklı, kendine özgü tasarımları olan mekanlar bütün dünyada ilgi çekiyor.
Çeşme bunu hedeflemeli...
Antalya turizmin başkenti olmayı sürdürürken; Çeşme de farklı alternatifler sunabilen yeni bir merkez olabilir.

Yazarın Tüm Yazıları