Bugüne kadar hep destekledik ama...

NÜKLEER ve termik santraller, Türkiye’nin en fazla tartıştığı konulardan biri...

Haberin Devamı

Özellikle çevreciler hop oturup hop kalkıyorlar. Haklı oldukları yerler yok değil.
Çünkü geçmişin kötü örnekleri var hafızalarda... Yatağan Termik Santralı uzun yıllar hep çevreyi bozan bir yatırım olarak ilan edildi. Ama çevreciler de kabul etsin ki, Yatağan olmasaydı onlar da bu kadar örgütlü olamazlardı.
Yatağan, Türkiye’de bir çevre bilinci oluşmasında önemli katkı sağladı.
Ve elbette Bergama’daki altın madeniyle ilgili protestolar ve eylemler çevreci hareketleri ateşleyen yer oldu.
En baştan söyleyeyim.
Çevre bugünümüz için ama daha çok geleceğimiz için önemli...
Sağlıklı bir çevre olmadan hiçbir şey yapamazsınız.
Ama bir şeye karşıyım.
Bu düşüncelerimde ne kadar samimi olduğumu da çevreci hareketler ve gruplar çok iyi bilirler.
Nerede bir yanlış varsa, nerede eksik varsa, biz hep karşısında olduk.
Önce çevreyi ve insanlarımızı düşündük.
Aksini de yapamazdık.
İtirazım şuna...
Türkiye’de son yıllarda şöyle de bir algı oluşmaya başladı.
“Bütün santraller, enerji projeleri çevreye zarar veriyor” diye...
Dünyanın her yerinde doğru ve çevreye dost yatırımlar yapıldı. Sonuçlar beklentilerin aksine pozitif gidiyor. Yani bu santraller çevreyi kirletmiyor. Hepsi düzenli denetleniyor, çevresel faktörler düşünülerek gerekli önlemler alınıyor.
Ve bakın...
Bu yatırımların bir kısmını Türk firmaları inşa ediyor. Farklı coğrafyalardaki enerji yatırımlarının altında hep Türklerin imzası var.
Bu gurur verici bir olay...
Hem Türk firmalarını tercih etmeleri hem de çevreye duyarlı, çevreye dost yatırımları yapıyor olmaları...
“Geçmişin kötü örnekleri ne olacak? Bizim endişemiz buna” diye düşünebilirsiniz.
Bu yorumlara hak verdiğimi zaten söylüyorum.
Ama itirazımın da “her şeye karşı çıkanlara” olduğunu söylemeliyim.
Yani İzmir’de yaşadığımız “İstemeyiz” hareketinin bir benzeri çevrecilerde de yaşanıyor.
“Çevreci istemezükçülerin” sayısının arttığını görüyorum.
Ben ise çevreyi düşünen ama dünyanın gerçeklerini de bilen, yatırım yapanları çevreyle barıştıran, çevreyle dost yapan çevrecileri samimi buluyorum.
Ve onları destekliyorum.

Hep kötüyü düşünmek

Haberin Devamı

“Hangi projeden bahsediyorsun” diye sorabilirsiniz.
Şu veya bu diyemem, ben genelden bahsediyorum.
Ne olduğunu anlamadan, dünyadaki örnekleri bilmeden, başarılı projeleri dikkate almadan “İstemem...” diyenlere benim itirazım...
Çevreye dost santral, enerji yatırımları olmaz mı?
Bu örneklerden dünyada çok var.
Kentin ortasında, kentin göbeğinde işleyen ve kimseyi rahatsız etmeyen yüzlerce örnek bulunuyor.
Diyorum ki...
Yatağan’da takılmayın, Bergama’da takılmayın...
Geleceğe bakın, bugünün teknolojisinin geldiği noktaya bakın...
Onda sonra itiraz edin.

“Daha yaratıcı olabilirdi”

Haberin Devamı

Şu logo, simge meselesi öyle sübjektiftir ki... Kimisi beğenir, kimisi beğenmez. Kimisi sıradan bulur, kimisi yaratıcı... Kimisi standart bulur, kimisi çok renkli... Kimisi anlamlı, kimisi anlamsız... Yelpaze geniş anlayacağınız. Siyahtan beyaza, turuncudan kahverengiye kadar, renklerden renk beğen...
Türk Lirası’nın simgesi için de bütün bunlar geçerli...
“Bütün paraların bir simgesi var, bizim de olsun” yorumuna katılmakla birlikte...
Ben Türk Lirası’nın simgesi tercihinde bu sefer hakkımı “biraz daha yaratıcı olabilirdi” şıkkından yana kullanıyorum.
Biliyorum, bu benim görüşüm.

Her şey karmakarışık

Son dönemlerde bizlere bir hal oldu. Ya bir şeyi tam savunuyoruz ya tam karşısındayız.
Televizyon programlarını izliyorum birkaç gündür...
Malum, 28 Şubat programlarını...
Aman Allah’ım; tarihçilerin yapması gereken yorumu siyasetçi yapıyor, siyasetçinin yapması gerekeni gazeteci yapıyor. Gazeteci mi siyasetçi, siyasetçi mi tarihçi, birbirine karışmış.
Sahi son dönemde karışmayan bir şey var mı?

Benim anladığım bu

Haberin Devamı

Bir şey daha... Bugünün ruh haliyle, bugünün gerçekleriyle, bugünün siyasi ortamıyla; dünü tartışırsak...
Dünün yaşanmışlıklarını, dünün toplumsal atmosferini, dünün icraatlarını gelecekte olabileceklere göre yorumlarsak...
Ne kadar doğru yapmış oluruz.
Biz her şeyi çabuk unutuyoruz ve çoğunlukla da olayları kendimize göre yorumluyoruz.
O yüzden de yaşadıklarımızdan ders çıkarmayıp aynı hataları bir daha yapıyoruz.
Bugünün hararetli tartışmalarından ben bunu anlıyorum.

Yazarın Tüm Yazıları