Paylaş
İzmir’in bilinen en eski yaşam alanı Bornova Yeşilova Höyüğü’nü yıllar sonra görmüş oldum ben de...
Kazılar başlarken ve sonrasında gitmiştim; epey yol alındığını gördüm.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer dikkat çekici bir konuşma yaptı.
Ve dedi ki; “İstedik ki, Terra Madre Anadolu başka bir dünyanın mümkün olduğuna inanan herkes için bir meydan olsun. Buluşmamızda, insanın gözü dönmüş zenginlik arzusunu bereket ile sınayacağız.”
Aslında İzmir EXPO’ya aday olduğunda da herkes için sağlık istemişti.
Ve bence doğru tema ve doğru iletişim stratejisiydi.
Bazen bir yarışı ikinci sırada bitirmek de kazanmak anlamına gelebilir.
EXPO deneyimi İzmir’e iyi geldi bence...
O yüzden Terra Madre gibi etkinlikler, fuarlar da iyi gelecek.
Belki de daha fazla yapılması gereken bu etkinliklere halkın, kentin daha fazla heyecan duymasını sağlamak.
Günlük hayat akarken insan anlamıyor ama bu buluşmalar mutlaka bir tortu bırakıyor, bir deneyim kazandırıyor.
Ve yine söylüyorum.
Paris, Londra, New York gibi dünyanın izlediği kentler arasından sıyrılıp bugün o rekabetçi yarışın içine giren çok sayıda kent de bulunuyor.
Barselona işte o şehirlerden biri...
Bugün Barselona ziyaret edilen, gidilmesi için bahaneler uydurulan bir kentse bilin ki; daha önce yapılan çok sayıda organizasyonun büyüt etkisi vardır.
Bugün Terra Madre gibi gastronomi fuarı, yarın EXPO gibi büyük fuar ve gelecekte çok daha önemli etkinlikler yapalım.
İzmir’i cazibe merkezi yapmak için elimizde çok malzeme var.
Üzerine titrememiz
gereken bir coğrafya
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 2-11 Eylül tarihlerinde düzenlenecek uluslararası gastronomi fuarı Terra Madre Anadolu İzmir tanıtımında çok kullandığı “Başka bir tarım mümkün” sloganını özellikle kullandı.
Ben de buna inanıyorum.
Tarımı önemseyelim.
Toprağın, doğanın önemini bilelim.
Ve şöyle dedi; “Kurda, kuşa, aşa...… Toprağa tohum serperken söylenir bu söz. İnsanın gözü dönmüş zenginlik hırsı karşında uyumu tanımlayan, bundan daha öz, daha güçlü bir söz sanıyorum ki yeryüzünde söylenmemiştir. Anadolu’nun bereket matematiğini tarif eden bu söz, bize hırsımızla nasıl mücadele edebileceğimizi en yalın haliyle anlatır. Kendimize bir alırken, hayata ve doğaya iki vererek. Binlerce yaşında bir bereket uygarlığı olan Anadolu, sürdürülebilirliğin bu sade formülünden yola çıkarak yaşamın tüm alanlarına dair tasarımlar üretmiştir. Tarım, yani gıda üretimi bunların başında geliyor. Şu anda üzerinde bulunduğumuz Yeşilova, Anadolu bereket uygarlığının kodlarının yazıldığı, üzerine titrememiz gereken bir yer. Bu miras coğrafya sayesinde ‘Başka Bir Tarım’ da dâhil olmak üzere doğayla uyumlu ve dirençli yaşam biçimlerinin şifrelerini çözebiliyoruz...”
Katılıyorum.
Bu coğrafya üzerine titrememiz gereken bir yer...
Artık eski günlere dönme zamanı
BAZILARI “Terra Madre nasıl bir etki yaratabilir ki, bir kentin tanıtımında nasıl bir itici güç olacak ki...” diye düşünebilir.
Böyle düşünenlere itirazım var.
Her biri bir damladır; doğru...
Ama siz bardağı doldurmaya devam etmelisiniz.
İçine kapanan bir şehir değil İzmir; hiçbir zaman da olmadı.
Artık eski günlere dönmenin zamanı geldi.
Avrupa’nın buluştuğu, konuştuğu bir şehir yaratmak mümkün.
Elbette çok eksiğimiz var.
Onları da tamamlayalım.
İzmirlilerin bireyselliği genetik
BUĞRA Tokmakoğlu’nun yazısından yararlanarak Bornova’daki Yeşilova Höyüğü’ndeki süreci yeniden gözden geçirdim.
Şöyle; 2003’te Yeşilova Höyüğü’nden 10 kilometre uzaklıktaki Buca’da bir parkta bulunan taşları İzmir Arkeoloji Müzesi’ne getiren emekli resim öğretmeni, hem İzmir hem de Batı Anadolu tarihini değiştireceğinin farkında değildi. İzmir Arkeoloji Müzesi uzmanlarının Ege Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zafer Derin ile iletişime geçmesinin ardından Buca’da parkta bulunan taşların kaynağı araştırılmaya başlandı. Bölgeye gelen hafriyat kamyonlarının döküm malzemesini aldıkları yeri tarif etmeleri üzerine, adım adım iz süren uzmanlar Yeşilova Höyüğü’ne ulaştı.
Yeşilova Höyüğü, İzmir’in günümüzden 5 bin yıl önceye uzanan, bilinen tarihi geçmişinin 8 bin 500 yıl önceye dayandığını kanıtlayan arkeolojik keşiflerin yapıldığı yer.
Yeşilova Höyüğü şundan önemli;
Yeşilova Höyüğü sayesinde İzmir coğrafyasındaki ilk toplumun yaşayışı ve gelenekleri hakkında daha fazla bilgi edindik. Batı Anadolu yerleşimleri hakkında da bugüne kadar bilinenlere yeni şeyler eklendi. Savaşın olmadığı, barış içerisinde yaşayan Yeşilova Höyüğü sakinlerinin midye ve salyangoz yediklerini, yemeklerini taş üzerinde ısıttıklarını bu alanda yapılan kazılar sayesinde biliyoruz. Kaplar üzerindeki panter kabartmaları İzmir çevresindeki yaban hayatı hakkında da bilgi veriyor.
Yapılan kazılarda bulunan çipura kemikleri, o yıllarda da kent sakinlerinin denizle olan yakın ilişkisini anlatıyor. Evlerin yelpaze gibi ayrı ayrı konumlandığı Yeşilova Höyüğü’nde özgür bir toplum yapısının izleri görülüyor. İzmirlilerin bireyselliğe önem veren genleri, Yeşilova’da da tespit edilmiş durumda.
MÖ 5 bin 700’lü yıllarda iklim değişikliği nedeniyle terk edilen bölgeye Tunç Çağı’nın başladığı dönemde ilkel Avrupalı topluluklar yerleşmiş.
Özetle;
İlk fırsatta gidip görün derim.
Paylaş