Paylaş
Yeni sıralamaya göre Avrupa, dünyadaki en iyi 100 şehir destinasyonunun 63’üne ev sahipliği yapıyor.
Bu raporlamayı Euromonitor International yapıyor.
Şehir Destinasyonu Endeksi, dünya genelindeki metropollerdeki turizm, sürdürülebilirlik ve ekonomik performansı karşılaştırıyor.
Listenin başında uzun yıllardır Paris var.
İlk 10; İspanya’dan Madrid, Hollanda’dan Amsterdam, Almanya’dan Berlin, İtalya’dan Roma, İspanya’dan Barselona ve İngiltere’den Londra olarak sıralanıyor.
Avrupa dışında dikkat çeken üç şehir var.
BAE’den Dubai ikinci sırada, Japonya’dan Tokyo dördüncü sırada, ABD’den New York sekizinci sırada bulunuyor.
Paris, 2024 Olimpiyatları öncesinde yapılan sürekli iyileştirmelerle bir kez daha tacı aldı.
Londra, dünyanın en iyi turizm altyapısına sahip olarak övülürken, Berlin şehrin uzak bölgelerinde turizmi artırmaya yönelik kampanyalarıyla dikkat çekiyor.
İlk 20’deki Avrupa şehirlerinde Münih 12. sırada yer alırken, onu İtalya’dan Milano takip ediyor. İrlanda’daki Dublin, ülkenin ilk üç boyutlu şehir haritasının kullanıma sunulmasının ardından 15’inci sırada yer alırken, Avusturya’dan Viyana 18’inci ve Lizbon 20’nci sırada bulunuyor.
Avrupa sınırlarının ötesinde Singapur 11’inci, Güney Kore’den Seul 14’üncü, Japonya’dan Osaka 16’ncı, Hong Kong 17’nci ve ABD’den Los Angeles 19’uncu oldu.
Rapora göre Avrupa’nın başarısı hızlı kentleşme ve teknolojinin yaygın şekilde benimsenmesinden kaynaklanıyor. Uzaktan çalışmanın yükselişiyle birlikte yüksek hızlı internet, esnek rezervasyon ve konforlu çalışma ortamları 2023’te önemli bir faktör haline geldi.
İyi toplu taşıma ağları ve aşırı turizmle mücadeleye yönelik önlemler de dahil olmak üzere sürdürülebilir turizm de bu yıl gündemin üst sıralarında yer aldı.
Şimdi bu sıralamalara bakın ve bizim şehirlerimizi düşünün.
Çoğu alt yapılarını yıllar önce tamamlamış şehirler ve hala yatırım yapıyorlar.
Üstelik değişen dünyanın koşullarına göre değişimler de yapıyorlar.
O yüzden bizim çok eksiğimiz var.
Yakında yerel seçimler olacak.
Adayların projelerini merak ediyorum.
Bu sıralamalarda olan şehirlerden örnek alıp masaya koyacakları yatırımları bekliyorum.
Bizde yerel seçimler de genel seçim havasında geçiyor.
Projeleri konuşmak yerine ülke sorunlarını konuşuyoruz.
Onları da konuşalım ama bu sefer en azından projeleri de anlatalım.
Sporda tadımız kaçtı
Sporu seviyorum...
Spor yapmayı da seyretmeyi de seviyorum.
Sevdiğim renkler var; tuttuğum takımlar da, sempati duyduklarım da...
Fırsat buldukça maçlara da gidiyorum.
Ama galiba hepimizin içindeki bu spor aşkını son yaşananlar bitirdi.
Süper Lig’in 17’nci haftasında İstanbulspor ile Trabzonspor arasında oynanan karşılaşmanın 74’üncü dakikasında İstanbulspor yönetimi takımı sahadan çekti. Ankaragücü maçında hakem Umut Meler’in yumruklanmasının ardından bu olayın yaşanması hepimizi daha da üzdü.
Bu dakikadan sonra kimin şampiyon olduğunun da, rekabetin de bir önemi kalmadı.
Tadımız kaçtı yani...
Siyaset iletişim hatalarını kaldırmaz
Cumhurbaşkanı Erdoğan yerel seçimlerle ilgili şöyle dedi.
“Biz kendimize bakıyoruz, diğerleri ne yapmış, ne yapıyor bunun üzerinde durmuyoruz. Bizim şu anda Cumhur İttifakı olarak biliyorsunuz bir yolculuğumuz var. Burada da Milliyetçi Hareket Partisi ve AK Parti olarak beraber bu yolculuğumuzu devam ettiriyoruz.”
Cumhur İttifakı ne kadar stratejik adımlar atıyorsa; Millet İttifakı’nı kuran partiler de bir o kadar iletişim hataları yapıyor.
Tabii Millet İttifakı’nın da kalmadığını söylemek lazım...
Borsada oynanmaz, yatırım yapılır
Enflasyonun yüksek seyrettiği ve faizlerin düşük kaldığı dönemde borsa rakipsiz kaldı. Borsa İstanbul, dünyadaki rakiplerinden çok daha iyi bir performans gösterdi. Halka arzlar sayesinde de yatırımcı sayısı 3 milyonlardan 8 milyonlara çıktı. Şimdi faizler artınca, borsanın rakipleri artınca endekste düşüşler yaşandı. Yatırımcı sayıları da düşmeye başladı, paranın rotası faize doğru yöneldi. Şunu unutmamak lazım. Al-sat yaparak borsadan para kazanmak mümkün ama kaybedenlerin de çok olduğunu unutmamak gerekir. Profesyonellerin bile zorlandığı yapay zeka ve robotların olduğu bir dönemde doğrusu ağaç gibi durmaktır. Yani uzun vadeli yatırım yapmaktır. Artık bizim finansal alt yapımız da güçlü, insan kaynağımız zengin, sektörde deneyimli isimler arttı. Onlara sormak, raporlar okumak yerine hala kulaktan dolma bilgilerle yatırım yapmak anlamsız geliyor. Finansal okur yazarlığı gençlerimize anlatmamız gerekir. Ve tasarruf yapmayı gelecek yıllar için teşvik etmeliyiz. Murat Sağman’ın kitabının başlığını fırsat buldukça hatırlatıyorum; “Borsada oynanmaz...” Evet borsada oynanmaz, yatırım yapılır. 20’li yaşlarda başlayacağınız o küçük yatırımlar erken emeklilik için en güzel fırsattır. Bunu yapıp hayatını çok daha iyi yöneten, şekillendiren çok insan tanıyorum. Ve ne kadar doğru yaptıklarını şimdi daha iyi anlıyorum.
Paylaş