Paylaş
Bir belediye çalışanı yanına gelmiş; ağlamaklı...
“Başkanım” demiş; “beni işten çıkaracaksınız. Ben nasıl geçineceğim, çoluğuma çocuğuma nasıl bakacağım. Geçmişte bir yıldan biraz fazla cezaevinde yattım. Hiç istemediğim, arada kaldığım bir olaydan dolayı hüküm giydim. Zor günlerimi atlattım, şimdi işimin gücümün başındayım. Ne yapacağımı bilemiyorum.”
***
Başkan Akpınar, çok üzüldüğü bu olayı benimle paylaştı.
Ben de üzüldüm. “Özel sektörde iş bulamayan hükümlü kardeşlerimizi devlet eliyle topluma kazandırıyoruz. Son KHK ile bu durum ortadan kalkıyor. Hükümlüleri yeniden sokağa bırakmamak için ilgili madde kararnameden çıkartılmalı” diyor.
Başkanın bu duyarlılığını paylaşıyorum.
Akpınar, yeni sistemde bu kişilerle yolların ayrılacak olmanın bazı toplumsal sorunları beraberinde getireceğini, Bakanlığa itiraz dilekçesi gönderdiğini söyledi.
***
Ben hükümetin de farklı düşündüğünü zannetmiyorum.
Belki yeni bir KHK’yla bir yumuşama ya da yeni bir düzenleme getirilebilir.
Başkan Akpınar şöyle söylüyor.
“Eski mahkumların topluma kazandırılması, hükümetin de önemle üzerinde durduğu bir konu. Geçmişte kasıtlı olarak suç işleyen ve 1 yıldan fazla hüküm giyen arkadaşlarımızla yollarımızı ayırmak zorundayız. Bu hem eşitlik ilkesine hem de toplum vicdanına aykırı bir durum. Bu çalışanları kapının önüne koymamalıyız. Buna izin verilmemesi lazım. Bakanlığın, bu itirazımızı dikkate alacağına ve yanlıştan döneceğine eminim...”
“Aşk bir hastalık mıdır?”
VALLA bu sorunun cevabını öğrenmek için; 15 Şubat günü Mövenpick Hotel’de olacağım.
İki önemli konuşmacı olacak.
Evlilik terapisti Prof. Dr. Mehmet Sungur ve psiko-gösteri olarak farklı bir konsept ortaya çıkaran Bar Psikoloğu Ferhat Aydın...
Bu sohbetler doktor Zeki Hozer’in öncülüğünde Medical Park ve Mövenpick Hotel İzmir işbirliğinde yapılıyor.
Bence tarih de uygun...
Örneğin 13’ünde bu sohbet olsaydı; 14 Şubat Sevgililer Günü bu başlığı tartışmakla geçerdi.
“Aşk hastalık mıdır?”
Cevabını öğreneceğiz.
Mutluluk kareleri
bazen neyi anlatır
SİYASETTEN kafamı kaldırdığımda, gündemden biraz uzaklaştığımda şu instagram bana iyi geliyor.
Eğlenceli buluyorum.
Çoğu zaman insanlar mutlu anlarını paylaşıyorlar.
Gülerken, kahkahalar atarken, hayata biraz olsun boş vermişken, tatildeyken, arta kalan zamanlarda...
Hoşuma gidiyor insanları mutlu görmek...
Tabii o mutluluk karelerinin arkasındaki yalnızlıkları, hayal kırıklıklarını, miş gibi yapmaları, kalabalıklar içinde yalnız kalmaları...
İşte onları hiç sormayın bizim gibi insan davranışlarını çoktan çözümlemiş olanlara...
İyi bir başlangıç oldu
CİHAT Arslan Karşıyaka’nın bu sıkıntılı döneminde bulunabilecek en iyi teknik direktördü.
Cihat bir kere Karşıyaka’da oynamış, Karşıyaka’dan Milli Takım’a gitmiş bir futbolcuydu.
Camiayı daha iyi tanıyan bir başka hoca olamazdı.
Şimdi tabii “Keşkeler...” kafamda uçuşuyor.
Keşke yönetim değişikliği daha önce olsaydı.
Keşke bu kişisel egolar, inatlaşmalar daha önce yönetilebilir olsaydı.
Keşke mevcut sıkıntılar sezon başında masaya yatırılmış olsaydı.
Yani çok keşke var.
Neler yapılabilir bilmiyorum; ama iyi bir başlangıç yapıldığını söylemeliyim.
İzmir’in soğuğu üşütür arkadaş
İSTANBUL’dan, Ankara’dan gelen arkadaşlarımı uyardım.
“İzmir’in soğuğu sizin oralara benzemez” dedim; inandıramadım.
“Biz ne soğuklar gördük” filan dediler.
Valla İzmir’in güzelliklerini gördüklerinden eminim.
Ama beni dinlemediklerine şimdi pişmandırlar.
Çünkü hepsi yatak yorgan yatıyorlar.
İzmir’in soğuğu üşütür arkadaş...
Paylaş