Paylaş
BU gidişle...
Hollywood, Bollywood ve Türk sineması gelecek galiba...
Hollywood ekonomisini tartışmaya gerek yok.
Bir prodüksiyon için yüz milyonlarca dolar kaynak harcanabiliyor.
Örneğin; Angelina Jolie, Cameron Diaz, Nicole Kidman, Renee Zellweger, Sandra Bullock, Juilia Roberts gibi Hollywood’un kadın yıldızları film başına 15 ila 25 milyon dolar para kazanıyor.
2009 ve 2010’da bu rakamlar dünyadaki ekonomik krizden dolayı sabit kalsa da önümüzdeki yıldan itibaren bu sözü edilen rakamların da üzerine çıkılacağı konuşuluyor.
Müthiş bir ekonomi...
Tabii ekonominin dışında tanıtım, imaj, güç gösterisi anlamında da Amerikan filmlerinin büyük etkisi var.
Bollywood filmleri yani Hint sinemasında bu rakamlar konuşulmasa da Bollywood’un son 20 yıldaki performansı yadsınamaz bir gerçek...
Ben aynı etkiyi Türk filmlerinin de yapacağını düşünmeye başladım.
Son yıllarda çekim kalitesinde çok önemli adımlar atıldı, senaryolar iyileşti.
Daha da önemlisi sinema ve televizyon dizisine sponsor olan şirketlerin sayısında da artış yaşandı.Türkiye’de bir sektör gibi gözükmeyen ve belirli grupların üzerindeki bu yük artık daha büyük şirketler tarafından da ilgi görmeye başladı.
Böyle olunca da ilgi arttı ve iyi prodüksiyonlar ortaya çıkmaya başladı.
Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürü Abdurrahman Çelik geçenlerde çok çarpıcı bir açıklamada bulundu.
Ve dedi ki...
“Dizi ve sinema sektörüyle tanıtımını en iyi yapan ülkelerden birisi ABD... Hayatında hiç ABD’ye gitmemiş insanlar bile, filmler ve diziler sayesinde onların yaşantıları, şehirleri hakkında birçok bilgiye sahip olabiliyor. Biz de son yıllarda devletin de bunu algılaması ve kavramasıyla sektörle el ele vererek bu seviyeye geldik.”
Bazı rakamlar vereyim.
Birkaç yıl öncesine kadar dizi başına 50 dolara satılan diziler için şimdi 50 bin dolardan başlayan rakamlar alınıyor.
Türk dizilerine en çok talep Kazakistan’dan gelmiş.
Kazakistan “Acı Hayat”, “Aliye”, “Asi”, “Bir İstanbul Masalı”, “Dudaktan Kalbe”nin de aralarında bulunduğu 42 diziyi almış.
Bulgaristan’da 27, Azerbaycan’da 23, Makedonya’da 17, Ortadoğu ülkelerinde 14, Özbekistan’da 13, Yunanistan’da 8, Kosova’da 4, İran’da 3, Romanya’da 2, Bosna’da ise 1 Türk dizisi gösteriliyor.
Benim iddiam da şu...
Eğitimini almış bir kişi olarak.
Ege Bölgesi doğal bir film platosudur.
Işıksa ışık, mekansa mekan...
Oyuncuysa oyuncu, senaryoysa senaryo...
Ne yaparsanız yapın...
Buraya uyar...
Yeter ki...
Şu işi ciddiye alalım.
NE FARKI VAR
KAMERAYI, senaryoyu bilen biri olarak...
İddia ediyorum.
365 günün neredeyse tamamında güneş ola...
Gündüzü ayrı, gecesi ayrı güzel olan...
Farklı seçenekler sunabilen...
Dünyada böyle kaç coğrafya var.
Seferihisar’ın, Urla’nın, Şirince’nin, Foça’nın Toscana’dan ne farkı var?
Çeşme’nin, Kuşadası’nın, Bodrum’un, Datça’nın, Fethiye’nin, Marmaris’in Cote D’Azur bölgesinden ne farkı var?
Bence yok...
Hatta fazlası var.
Ama gelin görün ki...
Hollywood filmlerin neredeyse yarısından fazlası buralarda çekiliyor.
Nasıl mı?
Birtakım avantajlarla, vergi muafiyetleriyle, belediyelerin, yerel yöneticilerin gayretleriyle...
Şimdilik Hollywood değil ama en azından Türk dizilerinin ve prodüksiyonlarının peşine düşelim.
Bu bile yeter...
Yasa gecikti
KÜLTÜR ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, geçen yıl Hollywood’u ve ünlü starlarını Türkiye’ye getirmek için bir tasarı hazırladıklarını açıklamıştı. Tasarı kapsamında, Türkiye’de çekilecek Hollywood filmlerine mali destek verilecekti. Ama şu tasarının Meclis’e gelmesi gecikti. Türkiye’nin birçok problemi arasında belki de ertelendi.
Ama bu tasarı birçok yasa gibi önemli...
İtalya, Fransa benzer yasaları çok yıllar önce çıkarmış ve bunun karşılığını turizmdeki gelişme olarak almıştı.
Bizim de bunu yapıyor olmamız lazım.
Hem Türk prodüksiyonlarını geliştirmek hem de sinemanın tanıtımdaki gücünü kullanmak zorundayız.
Paylaş