Paylaş
Kentin değişik bölgelerindeki 400 klinik bu projeye katılacak.
İmza töreninde İzmir Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Selim Özkan bir açıklama yapmış.
Diyor ki;
“İzmir’de 400 bine yakın sokak hayvanı olduğunu tahmin ediyoruz. Bir çift kedi ve köpekten 12 bin tane hayvan ürüyor. 5 yıl sonra bu rakam 12 milyona çıkacak. Bu hayvanların kısırlaştırılması için de çok büyük bütçe gerekecek ve yaşanan sıkıntılar artacak. O yüzden şimdiden bu konuda önlemler almak açısından hayata geçirdiğimiz bu proje çok önemli...”
Bu açıklamayı Türkiye’deki hayvan dernekleri okudular mı, bu sayılardan haberleri var mı bilemiyorum.
Ama mutlaka okumalılar ve dernek yöneticileriyle mutlaka işbirliği yapmalılar.
Birçok sivil toplum örgütü, özellikle hayvan dernekleri Türkiye’nin gerçeklerinden uzak yorumlar yapıyorlar.
Çünkü çoğunun elinde güncel bir veri yok, sokaklarda ne kadar hayvanın yaşadığından habersizler…
Haberli olanları, bilimsel çalışanları ayrı bir yeri koyduğumu da özellikle belirtmek isterim.
İzmir’in nüfusu ne kadar?
4.5 - 5 milyon diyelim...
İzmir Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Selim Özkan ne diyor?
“İzmir’de 400 bine yakın sokak hayvanı var. Bir çift kedi ve köpekten 12 bin tane hayvan ürüyor. 5 yıl sonra bu rakam 12 milyona çıkacak” diyor.
Bu çalışmalar olmazsa durumun nereye geleceğini düşünmenizi isterim.
Rakamları ben vermiyorum.
İzmir Veteriner Hekimleri Odası söylüyor.
Herhalde saha çalışması yaparak bu rakamları otaya koyuyorlardır.
Devlet ve belediye
desteği alınmalı
ARADA yazıyorum.
Destek mesajları da geliyor, çok eleştiren de...
Eleştirenler de benim bir hayvan dostu olduğumu çok iyi biliyorlar.
Evimde de bir toy poodle bakıyorum.
Hayvanları seviyor olmam gerçekleri konuşmama engel değil.
Ben de tek sokak hayvanının zarar görmesini istemem.
Ama bu popülasyon böyle devam ederse ileride çok daha büyük faturalar öderiz.
O yüzden şimdiden önlemleri almamız gerekir.
Bu işler sivil toplum örgütlenmeleriyle olmaz.
Mutlaka devletin ve yerel yönetimlerin desteğini almak gerekir.
Bir de romantik yaklaşımları bırakıp gerçekler üzerinden meseleye bakmalıyız.
Bu projeyi ben de yakından takip edeceğim.
Çünkü 400 klinik, yüzlerce veteriner bu projeye destek veriyor.
Dilerim başarılı olurlar.
Mama bırakarak hayvan dostu olunmaz
GÖRDÜĞÜM bir sorunu burada yazmam gerekir.
Son yıllarda insanlar büyük siteleri tercih ediyor.
Özellikle çocuklu aileler için hayatı biraz kolaylaştırıyor. Kalabalık ortamlar beraberinde yeni sorunlar da getiriyor.
Patili dostlar da onlardan biri...
Kurallar, ilkeler ortaya koyulunca ve bunlara uyulunca sorun olmuyor.
Ama uymayanlar da var tabii...
Bir de kedi, köpekleri evinde bakmak istemeyip de ortak alanlarda besleyenleri görüyorum.
Mama alıp bırakmakla hayvan dostu maalesef olunmuyor.
Bir kediyi, bir köpeği sahiplenip evlerine götürmeleri çok daha doğru olur.
Çünkü dünyanın her yerinde patili dostlarımız sahiplidir.
Doğrusu da sokak hayvanlarının sahiplendirilmesidir.
Şimdi de alt varyant çıktı
AVRUPA’da bazı ülkeler Kovid 19 ile ilgili kısıtlamaları hafifleteceklerini açıklamışlardı ki; yeni bir varyant konuşulmaya başlandı.
Omicron’un alt varyantı BA.2’nin şu anda 40 ülkede olduğu söyleniyor. Başta İngiltere, İsveç, Hindistan ve ABD’de vakaların arttığı söyleniyor.
Ve bu arada Danimarka’da da baskın alt değişken haline geldi. Omicron’un orijinal versiyonu Delta hızla ayırt edilebiliyordu.
Bu alt varyant için şimdilik birçok soru işareti bulunuyor.
Uzmanların söylediği tek bir şey var.
Aşıların güvenli olduğu ve hastaneye yatışları azalttığı...
Ne çabuk geçiyor yıllar
İNSAN zamanın nasıl geçtiğini anlamıyor. İzmir Gazeteciler Cemiyeti “Şeref Divan Üyemiz Şadan Gökovalı’yı ölümünün birinci yıldönümünde anıyoruz” diye bir mesaj geçince yine anladım. Şadan abinin ölümünün üzerinden 365 gün geçmiş bile... Onunla ilgili yazıyı sanki bir ay önce yazmışım gibi... Günler, yıllar geçiyor; geçen bir yılda çok sevdiğimiz dostlarımızı, tanıdıklarımızı sonsuzluğa uğurladık. Hepsini özlüyorum. Şadan Gökavalı’yı da... Hiç beklemediğim bir anda telefonuma düşen mesajlarını, beni yüreklendiren konuşmalarını, gönlüme dokunan sözlerini, şiir gibi anlatımlarını özledim. Şadan Gökovalı nurlar içinde uyusun...
Paylaş