Bu hikayeler benim hep içimi acıtır

Haberi okumuşunuzdur.

Haberin Devamı

50 yıllık evli Altan ve Ülker Çetin çifti, en sevdikleri yer olan Çeşme’de baş başa tatil yaptıktan sonra gece el ele verip Ege’nin o derin sularında kaybolup gittiler.

Geride şöyle de bir not bırakmışlar.
“Çok mutlu bir yaşam sürdük. Yaşlılık ve hastalık sorunlarından kurtulamıyoruz. Kimseye yük olmadan gitmeyi tercih ettik...”
Sonradan öğreniyoruz ki; Kanada’da yaşayan oğullarıyla zaman zaman anlaşamadıkları olaylar varmış.
Telefonlarındaki son mesaj da oğullarına gitmiş.
“Eşyalarımızı ve arabamızı sattık. Her şeyimizi ihtiyaç sahiplerine dağıttık. Geride hiçbir anı kalmadı. Şimdi gidiyoruz. Hoşçakal...”


***


Bazı olayları karşıdan okuyamazsınız.
Dört duvar arasında olanları bilemezsiniz.
Söylenen lafları, verilen sözleri, yapılanları yapılmayanları duyamazsınız.
O yüzden ben birilerini eleştirirken, bazı olaylara yorum yaparken hep ihtiyatlı olmuşumdur.
Ama bu hikayeler beni hep çok üzer.
Canımı sıkar, içimi burkar.
Çünkü bilirim ki; bazen büyük öfkelerin altında aslında küçücük olaylar vardır.
Konuşamamaktan, derdini anlatamamaktan, kendini iyi ifade edememekten olur bütün bunlar...
Bazen inatlaşmalar, bazen egolar, bazen gereksiz refleksler...
Aslında tatlı bir söz, küçük bir dokunuş, el uzatma, sıkıca sarılma her şeyi çözecektir.
Ah şu konuşamamak...
Ah şu gereksiz inatlar...
Ah şu gönül koymalar...


***

Haberin Devamı


Çoğu zaman anlamsızdır.
Düşündüğünde incir çekirdeğini doldurmayacak olaylar vardır arkasında...
Sadece iş hayatımızda mı, özelimizde de böyle değil mi?
Şunu biliyorum.
İnsan en yakınlarındakine daha çok kapris yapar, nazlanır.
Nasıl olsa anne, baba, çocuk garantidir; diye düşünürler.
Ama başkalarına gösterilen hoşgörü asıl en yakındakilere gösterilmez.


***


Benim için birisine “Hoşçakal...” diyebilmek her zaman çok zor olmuştur. Diyemem de, söylemek de istemem.
O yüzden benim lügatımda hiç yoktur.
Ayrılıklar hep zor gelmiştir.
Hele hele böyle öykülerde...


Anıları yok etmek zordur

Büyük ve geleneksel bir aileden geliyorum.
Kalabalıklar içinde olmayı çok severiz.
Anılar biriktirmeyi de...
Ne olursa olsun, nerede olursa olsun, hangi şartta olursa olsun bana göre insanın kendini en iyi hissedeceği yer ailesinin yanıdır.
Hep iyi tesadüfler mi karşımıza çıkar; hayır...
Hiç de hoşumuza gitmeyen, canımızı çıkan olaylar da olur.
O yüzden “Geride hiçbir anı kalmadı” sözü bana dokundu.
Anıları unutmak, çöpe atmak, derin sulara gömmek hiç de kolay değildir.


Berlin’deki o zirve aklıma geldi

Yıllar önce Alman hükümetinin davetlisi olarak Almanya’ya gittim. Birçok şehri dolaştık, farklı sivil toplum örgütleriyle bir araya geldik, gezinin sonunda da Berlin’deki bir medya zirvesine katıldık.
O gün benim içinde bulunduğum panelin konusu “azınlıklar, özgürlükler, sınırların kalkması”ydı.
Konuştum, konuştuk, tartıştık...
Herkes kendi ülke gerçeklerini anlattı, hayalindeki dünyayı tarif etti.
Ben de öyle yaptım.
Sonra da; farklı panelleri izledim.
Örneğin Almanya’daki güncel bir olay tartışma konusu yapılmıştı.
Olay şuydu.
Bir bakımevinde kronik hasta olan bir kadın ölmüştü. Kadının tek oğlu tatildeydi. Uzun süredir hasta olan annelerinin cenaze töreninin tatil sonunda yapılmasını istemişlerdi.
Alman medyası bunu tartışıyordu.
Diyorlardı ki...
“Nüfus yaşlanıyor, ömür uzuyor. Yaşlıların bakımları için alternatifler üretilmeli...”
Ve bazı yazarlar şöyle bir öneri bile getiriyorlardı.
“Acaba yaşlıların çocukları tarafından bakılması yasal bir çerçeveye oturtulmalı mı?”
Bu olay bana o Berlin’deki zirveyi hatırlattı.
Türkiye’de ölüm yaşları uzuyor.
Uzadıkça benzer sorunlar da karşımıza çıkıyor.
Ama...
Şunu söylemeliyim.
Hayat güzeldir.
Aralarında kötüler de olsa anılar biriktirmek güzeldir.
Aile olmak güzeldir.
Çocuklar güzeldir.
Sevmek, anlamak, anlayabilmek güzeldir.


Elimizi uzatalım

Yine de kimseyi eleştirmeyelim, suçlamayalım, herkesi olduğu gibi kabul edelim, karşı tarafı değil önce kendi üzerimize düşeni yapalım. Sonra da olayları akışına bırakalım. Bırakırken de krizleri yönetelim. Elimizi uzatalım. Diyaloğu eksik etmeyelim. Sevgimizi, sevdiğimizi belli edelim.

Yazarın Tüm Yazıları