Paylaş
“Yurtdışından ev mi alsak, çocuklarımızı yurtdışında mı okutsak...”
Sizi bilmem ama benim hiçbir yere gitmek gibi bir niyetim yok.
Ben bu ülkeyi seviyorum arkadaş...
Bu coğrafyayı, insanlarımızı seviyorum.
Biliyorum...
Her yaşadığımız ayrı bir travma, her gelişme hepimizi hayretler içinde bırakıyor, her terör saldırısı vicdanımızı kanatıyor ama ben yine de buralardan vazgeçebileceğimi zannetmiyorum.
Ama değişmesini istediğim şeyler de var.
Güçlü bir demokrasi istiyorum örneğin...
Çarkların yavaşlamadığı, olaylara ve şartlara göre değişmediği, geleceğimizi güvence altına alabilecek güçlü bir demokrasi...
Adalet istiyorum örneğin...
Kendim için değil, hepimiz için, bütün Türkiye için adalet istiyorum.
En küçük bir endişeye bile yer bırakmayacak kadar adil, eşit, vicdanları rahatlatan ve demokrasimizi taçlandıracak bir yargı sistemi istiyorum.
Geniş özgürlükler istiyorum örneğin...
İnsanımızın rahatlıkla konuşabileceği, kimsenin konuştuğundan dolayı linç edilmeyeceği bir Türkiye istiyorum.
Birinci gündemin siyaset olmadığı bir ülke istiyorum örneğin...
Çünkü hayatta siyasetten başka şeyler de olduğunu biliyorum. Ve hayatın kalan bu kısmını daha çok seviyorum.
Çok şey mi istiyorum; zannetmem...
Ama şunu biliyorum.
Benim bir yere gitmeye hiç niyetim yok.
Zeybekci’nin tezine
Yüce’den bir katkı
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin bir önerisi var.
Diyor ki...
“EXPO Ege’yi hayata geçirmek istiyoruz. Bu projenin peşinde olalım. EXPO Ege, Ege’yi bir şehir gibi görme projesi. Projeyle Ege’nin başkenti İzmir, çok daha zengin hale gelir. Anadolu’nun en güzel şehri İzmir, Aydın, Manisa, Denizli, Uşak, Muğla’yı da alarak takılarını tamamlamış olur.”
EGEV’in yani Ege Ekonomiyi Geliştirme Vakfı’nın eski Başkanı Uğur Yüce’nin bu teze bir katkısı var.
O da diyor ki...
“Bakan Nihat Zeybekci’nin ısrarla üzerinde durduğu EXPO Ege’nin; sahiplenilip projelendirilmesi, koordinasyonu, dış ülkeler nezdinde promosyonu EGEV tarafından yapılmalıdır. Bu EGEV’e müthiş bir hayat öpücüğü olur. EGEV Türkiye’de bir emsali dahi olmayan müthiş bir vakıf ve de oluşumdur.”
Yüce’ye katılıyorum.
EGEV; kalkınma ajanslarının olmadığı bir dönemde bu işlevi gördü.
Bölgenin gerçeklerinden hareket ederek müthiş öneriler geliştirdi.
Bununla da kalmadı; dünyadaki doğru örnekleri ve modelleri masaya koyarak İzmir için, Ege’nin diğer kentleri için yeni projeler geliştirdi.
Bugün artık ülkeler kadar kentler ve bölgeler de yarışıyor.
İzmir’in böyle bir avantajı var.
Kedini anlatabileceği, dünyanın ilgisini çekebileceği özellikleri bulunuyor.
Bakan Zeybekci’nin bu konuda ısrarını çok anlamlı buluyorum.
Yüce’nin de bu katkısının Ekonomi Bakanlığı’nda karşılık bulacağına inanıyorum.
Festival tadında kutlanmalı
Maratonlar giderek daha çok ilgi çekiyor.
Binlerce kişi bu büyük buluşmalarda yer almak için kilometrelerce yol gidiyor.
Türkiye’de de başarılı örnekleri var.
İstanbul’u artık herkes biliyor.
Son dönemde Antalya’dan da herkes bahsediyor.
İzmir maraton heyecanı için bulunmaz bir kent...
Aslında bizim de bir maratonumuz var.
Hem de bu yıl dördüncüsü yapılacak.
“9 Eylül Yarı Maratonu” 4 Eylül Pazar günü yapılacak.
21 kilometrelik bir parkuru var.
Aslında İzmir’in kurtuluş günü olan 9 Eylül’ü kutlamak için bunlar bulunmaz fırsatlar...
Ve bence 9 Eylül haftasını İzmirliler artık bir festival tadında kutlamalılar...
Rektör seçebilmek
AK Parti Grubu Meclis’e rektör seçimlerinin kaldırılmasıyla ilgili bir yasa teklifi sunmuştu ancak bu teklif son dakika geri çekildi.
Seçimlerin üniversiteyi yıprattığı bir gerçek ama bana formül, adayı YÖK’ün belirlemesi değil.
Dünyada doğru ve güzel örnekler var.
Üniversiteler oldukları kentin hayatını doğrudan etkiliyor.
Batıda rektörler mütevelli heyetleri ve kentin geniş katılımıyla seçiliyor.
Bana da bu doğru geliyor.
Paylaş