Paylaş
Bodrum’dan Yaşar Anter’in haberi listemizin ilk sırasındaydı.
Haberi de Hürriyet Ege’nin manşeti yaptık zaten...
Haber şöyleydi.
İnsanların yoğun olarak denize girdikleri koylarda lüks yatlardan indirilen zodyak botların ve jet - ski’lerin dümeninde yaşları 7 ile 15 arasında değişen gençler oturuyordu.
Fotoğraflar büyük bir tehlikeye işaret ediyordu.
Masadaki birçok kişi “Her sene geçilen haberlerden” diye mırıldandı.
Doğruydu; benzer haberleri yıllar içinde birçok kez vermiştik.
İşin vahim olanı da buydu.
Demek ki, Türkiye’de yanlışlar düzeltilmiyor, eksiklikler bir türlü tamamlanmıyor.
15 yaşındaki o gençler botları belki büyüklerinden çok daha iyi ve seri kullanıyordur.
Ama her şeyin olduğu gibi bunun da bir prosedürü var.
Öyle olsaydı; bu araçları kullanmak için uygulanan onca sınava ne gerek var.
Büyük bir facia olmadan aklımız başımıza gelmiyor.
Gerçi felaket olsa da akıllanmıyoruz...
Korkarım, bu manşeti önümüzdeki yıl da yapmaya devam edeceğiz.
Çeşme’de hız limiti varmış meğer
Bütün yaz boyunca şu soruya cevap aramakla meşguldük.
“İzmir – Çeşme otoyolunda hız limiti uygulaması var mı?”
Baktık; açıklanan otoyollar arasında Çeşme yoktu.
“Çeşme hariç...” dedik.
Ama telefonlar kesilmedi, biz de yeniden araştırdık.
“Var” diyen de oldu, “Açıklanan listede kesinlikle yoktu” diyen de...
Sadece biz değil, bütün gazeteler aynı sorunun cevabının peşine düştü.
Karayolları yarım ağızla bir şeyler söyledi, emniyet yetkilileri de öyle...
Karayolları topu emniyete, emniyet topu karayollarına attı.
Neyse...
Aslında hız limitleri belli...
Otoyollarda 120 ile gitmeniz gerekiyor, yüzde 10’luk bir toleransı koyduğunuzda 131 gidebileceğiniz en yüksek hız anlamına geliyor.
Bu limitlere herkesin uyması gerekir.
Ancak ilk açıklama “Çeşme bu listenin dışındadır” denildiği için herkesin aklı karıştı.
Sonuç itibariyle cezalar gelmeye başladı.
Hariç denilen Çeşme otobanı meğer listeye dahil edilmiş.
Hem de açıklamaların yapıldığı 1 Temmuz’dan itibaren...
Şimdi soruyorum.
Devletin kurumları şeffaf, net olmak zorunda değil mi?
Önce “Yok” deyip, sonra sessizce ceza yollayabilir mi?
Bir İzmirli olarak kıskandım
Türkiye – Hırvatistan maçını izlediniz mi?
Müthiş bir seyirci vardı.
90 dakika susmadı, hatta şov yaptı.
Şimdi düşünün bu şovu İzmir’de hangi statta yapabilirsiniz?
Adres gösteremediniz değil mi?
İzmir iyi, UEFA standartlarında bir stadı hak etmiyor mu?
İzmirliler eskiden olduğu gibi milli maçlara evsahipliği yapmayı hak etmiyor mu?
İzmir kulüpleri iyi statlarda maç yapmayı, bizler de keyifli maç seyretmeyi hak etmiyor muyuz?
Ne oluyor bize?
Arkadaş nasıl bir ülke olduk.
İstanbul Ümraniye’de ilkokul bahçesinde servis mafyası birbirine giriyor; bir kişi ölüyor, üç kişi yaralanıyor.
Olay çok daha büyük bir faciayla bitebilirdi.
Ne denetim var, ne bir şey...
Daha 10 gün önce servis aracında bir anaokulu öğrencisi unutuldu.
Arkasından bakıyoruz; ihmaller zinciri var.
Aslında ne izin var, ne uygulanan yasal prosedür, ne de bir şey...
Nereye el atsanız elinizde kalıyor.
Ve ne yazık ki; çocuklarımız, gençlerimiz, hiçbir şeyden haberi olmayan masum insanlarımız yaralanıyor, can veriyor, zarar görüyor.
Bu iş sadece devletin denetimiyle de olmaz.
Herkes birer müfettiş olacak.
Herkes her detayın peşinden koşacak.
Başka türlü hiçbir şeyi düzeltemeyiz.
Paylaş