Bir çocuğun özgürlük tarifi en doğrusudur aslında

Haberin Devamı

Mustafa Balbay kısa bir süre önce Silivri’den Sincan Cezaevi’ne aktarılmıştı. Oğlu Deniz; bunun üzerine “Baba Ankara’ya geldin niye eve gelmiyorsun” diye sormuştu. Mustafa “Sen büyünce geleceğim” deyince; “O zaman anne benim hemen büyümem lazım” yanıtını vermişti. Mustafa Balbay evden ayrılırken Deniz sekiz aylıktı, şimdi beş yaşında... Meslektaşım Metehan Demir; “Deniz’e bu ülkenin ileride anlatacak çok şeyi var. Ama neyi nasıl anlatacağız bilemiyorum” demiş. Haklı... Başka Türkiye yok; hepimiz daha demokrat bir Türkiye özlemi içindeyiz. Ama bunu gerçekleştirebilmek için Deniz’e, Deniz’lere doğru cevaplar verebilmeliyiz. Dürüst davranmalıyız, demokrat kalmalıyız. Çünkü şeffaf, her şeyin konuşulduğu, tartışıldığı bir ülke istiyoruz. Deniz; babasıyla geçirdiği ilk gece “Bundan sonra beraber yatabilecek miyiz? Kısa kalmayacaksın değil mi?” diye sormuş.
Bir çocuğun özgürlük tarifi, en güzel tariftir aslında...

Haberin Devamı

Bir çocuğun özgürlük tarifi en doğrusudur aslında

SAHİCİ KALABİLMEK

Özgürlük sayfalar dolusu yazmak, saatlerce konuşmak değil belki de... Balbay’ın oğlu Deniz’in dediği gibi “Bu gece babamla yatacağım” demektir. Buna yürekten inanıyorum. Bu kadar net, bu kadar sahici...
Mutluluk da böyledir. Şaşalı, parlak, destansı, romantik kelimelerle bir mutluluk tarifi yapmak değildir. Deniz’in dediği gibi sarılmaktır, öpmektir. Bir çocuk temizliğiyle, saflığıyla, samimiyetiyle kalabilmektir.
O yüzden sahici insanları çok seviyorum. Biliyorum sayıları az, biliyorum bugünün dünyasında sahici olmak zor.
Ama doğrusu bu...
İdeali bu...
Mutluluklar avucumuzun içindeyken; sımsıkı sarılalım.

“Gelecek biriktirmek” ne kadar önemli

Mustafa Balbay; dün “Umutsuzluk yalnızlıktan doğar” dedi. Çok haklıydı. En umutsuz kaldığımız anlar kendimizi yalnız hissettiğimiz anlardır. İşte öyle zamanlarda insan ne yapacağını bilemez, nasıl davranacağını düşünemez. O yüzden yine Balbay’ın “Gelecek biriktirdim” sözünü de çok anlamlı buluyorum.
Geçmişle hesaplaşmak yerine geleceğe bakanlardanım...
“İflah olmaz iyimserim” sözünü o yüzden çok kullanıyorum.
İnsan kötü anıları unutmayı; iyilerini hatırlamayı öğrenmeli...
Biliyorum zordur.
Ama unutmak; insanı rahatlatan bir şeydir.
Unuttuğunuzda içinizdeki öfke de azalıyor.
Yine Balbay’ın bir sözünden devam edeyim.
“Kızgın değilim. Haddimi biliyorum. Bir yerinden tutmaya karar verdim” diyor.
Tutmaya çalıştığı; demokrasi mücadelesinden başka bir şey değil.
Ben toplumun bazı konularda ikiye, üçe bölünmesinden sıkıldım.
Herkes farklı düşünebilir, herkesin farklı çözümleri olabilir; ama demokrasi dediğimiz şey işte böyle bir şeydir. Sabretmektir, hazmetmektir...
Öğreneceğiz; demokrasiyi içimize sindirmeyi öğreneceğiz.

Haberin Devamı

Sezar’ın hakkını Sezar’a verelim

Gazetecilik zordur. Yıpratıcı bir meslektir. Gazetecilerin başkanı, temsilcisi olmak daha da streslidir. Zordur... Sezar’ın hakkını Sezar’a vermeliyiz. Mustafa Balbay eğer umutsuz kalmamışsa, kendini yalnız hissetmemişse bunda herkesten çok Atilla Sertel’in büyük payı vardır. Mustafa Balbay; İzmir milletvekili ama önce gazeteci... Ve Atilla Sertel de; Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı olarak; hemen hemen her hafta Balbay’ın yanındaydı. Sadece Balbay’ın mı; bütün tutuklu gazetecilerin de yanında... Ben de bir gazeteci olarak şöyle bir Türkiye özlemi içindeyim. Gazeteciler meslek sınırları içinde özgür olmalılar, objektif kalmalılar. Çünkü güçlü demokrasiler için medya çok önemli bir yerdedir, Hem iktidarlar, hem muhalefet için bu böyledir.

Yazarın Tüm Yazıları