Paylaş
Geçenlerde otel Bernadet’teydim.
Vedat Bey anlattıkça, yazmalıyım dedim.
Gelin sizi pazar günü bu öyküye ortak edeyim.
***
Otel, ismini 1955 Ankara doğumlu, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi mezunu, sanatta yeterlilik diploması sahibi, öğretim üyesi, grafiker, evli ve iki çocuk annesi Şefika Berna Tunalı Mimaroğlu’ndan alıyor.
Berna yurtdışı seyahatlerinde yabancılarla karşılaştığında veya rezervasyon yaparken ismi kolay anlaşılsın diye kendisini “Bernadet’teki gibi Berna” diye tanıtırmış.
Yerli yabancı birçok mutfakta başarılı olmuş bir amatör aşçı, ödül sahibi sanatçı (1978, 6. Uluslararası İstanbul Müzik Festivali Afişi birinciliği gibi), ileri seviyede bir kayak ve rüzgar sörfü sporcusu olan Berna, 2000’li yılların başında adı önce rüzgar sörfüyle duyulmaya başlayan Alaçatı’ya gelir ve 2015’te aramızdan ayrılana kadar ailesiyle birlikte her sene gelmeye devam eder.
Alaçatı’ya gelir gelmez onun rüzgarına, havasına, suyuna ve mimari dokusuna hayran kalan Berna, konaklama seçenekleri de henüz gelişmemiş olduğundan bir seferinde “keşke burada bir evimiz olsa” der.
Eşi her seferinde “Yazlık evler kullanılmıyor, atıl kalıyor” diyerek öneriye sıcak bakmaz.
Berna da her seferinde, “O zaman ev gibi zevkli ve rahat bir otel yapalım bütün sene kullanılsın” diye cevap verir.
Bernadet Oteli’nin Yeni Mecidiye Mahallesi’ndeki hikayesi 2003’te işte böyle, boş bir arsayla başlar.
Ancak, Mimaroğlu Ailesi’nin yoğun iş temposu bunu engeller.
Ta ki, 9 sene sonra 2012’de Berna’nın “Madem oteli yapmıyoruz, o zaman kendimize küçük parselde bir ev yapalım” demesine kadar...
İzinler, projeler derken, evin inşaatına Mart 2013’te başlarlar.
Aynı senenin kasım ayında, Berna 19’uncu kez ziyaret ettiği Hindistan’dan dönüşünde kendini yorgun hisseder, kontrollere gider ve lösemi olduğunu öğrenir.
Vedat Mimaroğlu, o gün bir karar verir ve 30 senelik profesyonel çalışma hayatını sonlandırır.
Berna ve çocukları adına “İkinci Balayı” diye koydukları, iki yıllık sürecin tamamını baş başa, el ele, diz dize, koyun koyuna geçirirler.
***
Bu arada, iyi bir haber gelir; Mısırlı bir doktorun büyük şans eseri Almanya’da bulduğu tam uyumlu donör sayesinde nakil yapılır. Sonuçlar olumludur. Berna, Alaçatı’da yarım kalan inşaata döner.
Her şey yolunda giderken nakilden dört ay sonra korkulan olur, hastalık geri dönmüştür.
İkinci nakil için apar topar New York’a giderler.
Uzun tedavi döneminde Vedat Mimaroğlu, mutfağa girer, özel kokteyller hazırlar, özel menülerle misafirlerini ağırlar.
Evde çayın altını yakma fırsatı bile bulamayan Vedat Bey, bu tedavi döneminde usta bir şef olarak Türkiye’ye dönecektir.
Ancak, tedaviler sonuç vermemektedir. Berna’nın doktoru farklı tedavilere, hatta deneme aşamasında olan bazı ilaçları kullanmasına rağmen sonuç alamadıklarını eşine ender rastlanacak bir netlik ve zarafetle kendisine ifade eder.
Berna’nın da kendi rızasıyla 3 ila 6 ay olarak tahmin edilen kalan zamanı, en güzel şekilde evlerinde ailesiyle geçirmek üzere dönerler.
Vedat Bey, sürüncemede kalmış olan ev projesini yetiştirebilmek için yoğun bir çaba sarf eder ve dört ayda bitirip Berna’yı eve sokarlar.
Eve girdiği ağustos başından itibaren tekrar hastaneye yatmak zorunda kaldığı kasım sonuna kadar evde dolu dolu 6 hafta geçirebilirler.
Berna doğum günlerinde hediyesini Vedat Bey adına kendisi alırmış.
Bu sefer Vedat Bey, Berna’ya 1000 yaşında olduğu söylenen bir zeytin ağacını hediye alır ve boş olan arsaya diker.
İşte Bernadet Otel’in tam ortasında şimdi bu zeytin ağacı var.
Berna Mimaroğlu’nun çok istediği, hayalini kurduğu otelin misafirleri de bu öyküyü bilsin istedim.
Güzel fikirler hayata geçmeli
PEKİ Vedat Mimaroğlu, Berna’nın sonsuzluğa gidişinden sonra neler yaptı?
Kendisine bir sebze bahçesi yaptı. Bir de marangozhane... Bunları kendi imalatı üzüm ezme presi, elma parçalama makinası, ev yapımı pekmez, pestil, reçel, turşu, şerbet, dondurmalar izler.
Bernadet, yap, sat, kurtul villalarından Berna’nın hayal ettiği “ev gibi zevkli ve rahat bir otele” dönüşür.
Her şeyiyle Berna’nın izlerini yaşatacak olan bu girişimin aynı zamanda bir sosyal sorumluluk projesine de dönüşmesini istiyorlar şimdi...
Sevenleri tarafından onun adına başlatılmış olan Darüşşafaka’nın Eğitimde Fırsat Eşitliği programına, yapımı Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı tarafından Urla’da gerçekleştirilmiş olan Koruncuk Köyü’ne ve Alaçatı’daki çocukların sanatsal gelişimine katkı sağlayacak programlarına destek oluyorlar.
Bernadet’te misafirler sebze bahçesine tohum ekiyorlar, tadımlara katılıyorlar, istediklerinde mutfağa girip bir şeyler hazırlıyorlar, paylaşmak istediği konularda sunumlar yapıyorlar, çamur tornasında cam, seramik veya ahşap atölyesinde çalışıyorlar.
Bernadet böyle bir hikaye işte...
Vedat Bey, bazen mutfağa giriyor ve Berna’ya yaptığı yemekleri misafirleri için de yapıyor.
Şuna inanıyorum...
İnsanlar ölür, fikirler ölmez.
İyi ve güzel fikirleri destekliyorum.
Paylaş