Paylaş
Geçmişte yazdığım bir yazı, kesip sakladığım bir haber ya da bir fotoğraf, beni alıp başka dünyalara götürüyor.
Anıları hatırlamak, dostlukları konuşmak, yaşanmışlıkları bir film şeridi gibi gözden geçirmek beni çok rahatlatıyor.
Elime 15 yıl öncesinin fotoğrafları geçti.
Ahmet Piriştina kahkahalarla gülüyor, Şinasi Ertan da ona katılmış, Ataman Bükey, Metin Akpınar var aynı karede...
Hürriyet’in İzmir’deki binasının hemen yanında Key Plaza’da ya da Fuar Kültürpark’ta çekilmiş fotoğraflar...
Ahmet Piriştina’yla Kipa’nın Genel Müdürlüğü’nü yapmış Yılmaz Attila Karşıyaka sahilinde yürürken...
Metin Akpınar ve Ahmet Piriştina’nın etrafında toplanmış çalışanlarla...
Elimden birçok kare geçerken; ben de bir gazeteci olarak tanıklık ettiğim günlere dönüyorum.
***
Ahmet Piriştina Tansaş Genel Müdürlüğü’nden ayrılmış, yeni bir model yaratmak için görüşmeler yapıyor.
Piriştina’nın kafasında İzmirli 100 işadamını bir araya getirerek yeni bir Tansaş yaratmak var.
O günkü konuşmaları hatırlıyorum; “Tansaş’lar küçük mağaza formatında, biz büyüğünü yapacağız. Hipermarket olacak” deniyordu.
İzmirlileri aynı masa etrafında toplamak, üstelik bir de ortak yapmak hiç kolay değildi. Piriştina, perakende sektöründe hızlı gelişmeler olacağını söylüyordu.
Bu yazıyı yazarken Piriştina’nın sözlerini duyar gibi oluyorum.
Şinasi Ertan’ın herkesi kucaklayan konuşmalarını...
Yılmaz Attila’nın o heyecanını...
Elbette Kipa’nın doğumunda emeği geçen 100 İzmirli önemli işadamını ve profesyonel kadroyu da unutmamak gerekiyor. Nezih Öztüre’nin Belçika Fahri Konsolosu olmasından dolayı Belçikalılarla kurulan bağlantılar.
Cem Bakioğlu’nun, Tufan Ünal’ın emeklerini...
Turhan Boro, Teoman Baygan, Sadrettin İşçimen, Samim Sivri, Osman Aydemir gibi isimlerin katkılarını...
Ve onlarca ismi buluşturan ortak hayali... Bunları neden yazıyorum.
Fotoğrafların bazılarının arkasına not düşmüşüm.
Kasım 1994, Aralık 1994 diye...
Kipa’nın Bornova’daki mağazasının açılışının üzerinden tam 15 yıl geçmiş...
***
Kipa’nın Genel Müdürlüğü’nü yapmış; Tesco’nun 2003’te Kipa’yı almasıyla Kurumsal İlişkiler ve Hukuk Direktörlüğü’nü yapan Yılmaz Attila’yla o günleri konuştum.
Attila şöyle dedi:
“Beni Kipa’da işe alan kişi Ahmet Piriştina’ydı. O zamanlar Tekstil Grup Sorumlusu olarak çalışıyordum. Çok heyecanlı bir dönemdi hepimiz için. İzmir için çok yeni bir konsepti hayata geçirmiştik. Mağaza önünde oluşan kuyrukları unutmak mümkün değil. Şirketlerin belli kurallar içinde kendilerini geliştirebildikleri sürece başarılı olduklarına inanıyorum. 15 yıl önce bir mağazayla işe başlayan, İzmir’e birçok yeniliği getirmiş olan Kipa, işte bu yüzden şimdi çok daha büyük, çok daha yaygın. Bu başarıda pay sahibi olmak, doğduğum şehre belli bir hizmet üretmiş olmak benim için çok önemli. İzmir’de sokakta yürüdüğümde insanların beni tanımaları, Kipa gibi akıllara, kalplere kazınmış bir isimle özdeşleştiriyor olmaları benim için büyük mutluluk.”
***
Arşivimdeki her zarfın içinde farklı anılar, farklı öyküler var.
Hep yabancıyı düşünüyoruz ya yerli turist
EGE Bölgesi’nin turizm potansiyelini anlayabilmek için dünyanın çeşitli yörelerini gezmekte yarar var; çünkü doğduğu ve yaşadığı bölgenin güzelliklerini kanıksayan insan, bunların değerinin farkına varamıyor. Yurtdışında doğal veya tarihi güzellikler diye sunulanlara baktığınızda, görüyorsunuz ki, sizin yaşadığınız bölgede mükemmelleri var.
Doğal güzelliklerimizin kısmen farkındayız belki; ancak tarihi zenginliğimizin değerini çok az bildiğimiz bir gerçek. Bunda tarihsel bilincimizin yeterince gelişmemiş olmasının etkisi varsa da, asıl sorun tarihi değerlerimize ulaşmada ve tarih konusunda doğru bilgilendirmede yaşanan eksiklikler...
Turizmi fazla gelişmemiş ülkelerde bile bir turizm bürosuna uğradığınızda, birkaç gün boyunca gezebileceğiniz şehir turları önerirler sizlere. Sabah otobüsle otelinizden alırlar, profesyonel bir rehber en azından İngilizce konuşarak şehir turunda sizi bilgilendirir ve akşam otelinize, o şehrin önemli turistik yerlerini görmüş ve bilgilenmiş olmanın mutluluğuyla dönersiniz. Sadece yabancı değil, yerli turistlerin de ilgi gösterdiği bu turları organize etmek çok mu zor?
***
Ege Bölgesi’nde bu işin öncülüğünü İzmir üstlenebilir. Büyükşehir ve çevre belediyelerin üniversitelerle işbirliğiyle açılacak kurslarda yetiştirilecek öğrenciler, rehber olarak kullanılabilir. Böylece öğrencilere kısmi zamanlı çalışma şansının yanında alternatif bir meslek de kazandırılmış olur.
Aklıma ilk gelen güzergahlar: Agora, Kadifekale, Asansör ve müzeler; Efes ve Kuşadası; Bergama ve Ayvalık; Manisa ve Sart...
***
Hafta sonları ve tatillerde daha çok turistlere yönelik bu turlar, hafta içinde belediye otobüsleriyle öğrencilere, yaşlılara ve engellilere düşük ücretle veya ücretsiz sunulabilir. Aynı model daha sonra Manisa, Aydın, Balıkesir, Denizli, Muğla, Afyon, Kütahya, Uşak gibi illerde de uygulanabilir. Yerli veya yabancı bir konuğumuz geldiğinde birlikte hoş zaman geçirmek, bölgemizi tanıtmak ve bu arada kendi bilgi dağarcığımızı geliştirmek de olası olur. (Prof. Dr. Ülgen Zeki Ok’un kaleminden, ulgenok@ulgenok.net)
Paylaş