Paylaş
Heyecanlıydı...
Dokuz yıl önce farklı nedenlerden dolayı ayrıldığı Cumhuriyet Halk Partisi’ne dönmüştü.
Çakmur, bu kararı, elbette CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile görüşerek, almıştı, ama bunun ötesinde aileden gelen büyük bir mirasın da önemli payı vardı.
Dayısı CHP milletvekilliği yapmış; İsmet İnönü’nün yakınında bulunmuş ve Çakmur Ailesi’nin tamamı sosyal demokrasiye gönül vermişti.
Çok genç yaşta; 27’sinde Buca Belediye Başkanı olmuştu.
Hem de Buca’nın Adalet Parti, Demokrat Parti geleneğinden gelmesine rağmen...
Ardından milletvekilliği, Gençlik ve Spor Bakanlığı...
Ve en sonunda İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı...
Yüksel Çakmur, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile dostluklarının hiç kesintiye uğramadığını söylüyor.
ROTAMIZ DEMOKRASİ
Özellikle 12 Eylül döneminde Zincirbozan günlerinde arkadaşlıklarının daha da perçinlendiğini söyleyen Çakmur, şöyle diyor:
“Deniz Baykal, Türk siyasetinin en önemli isimlerinden biridir. Beraber siyaset yaptık, beraber aynı kabinede görev aldık, beraber Zincirbozan günlerini paylaştık. Zincirbozan’da hepimiz için kırmızı çizgiler vardı. O sıkıntılı günlerde bile hep demokrasiyi savunduk, böyle bir mücadelenin içinden geçtik. Siyasetin duayen isimlerinden İhsan Sabri Çağlayangil ile unutulmaz anlar yaşadık. Baykal’ın da, benim de tek bir rotamız oldu. O da demokrasi... Demokrasi mücadelesi halkla yapılır. Ben CHP’den kopmadım, kopamam. Ne genetik mirasım, ne hayat görüşüm, ne de tecrübelerim CHP’den kopmama izin vermez. Baykal onurlu bir mücadele veriyor. CHP’deki arkadaşlarım ısrarla demokrasiyi savunuyor. Benim de onlardan uzak kalmam söz konusu bile değildi. Baykal ile aramıza hiçbir şey girmedi. Ne ben ona izin verdim, ne de Baykal... Kişisel hiçbir kırgınlığımız olmadı. Baykal ile her zaman görüştük, her dönemde kapıları açık bıraktık. Dost her zaman dosttur. O yüzden Baykal’ın isteği ve bilgisiyle ve CHP’deki arkadaşlarımın yakın ilgisiyle siyasete yeniden dönüyorum. Zaten bana ‘Sen hiç CHP’den kopmadın ki...’ dedi. Ben sosyal demokrasiden asla kopamam.”
Yüksel Çakmur, Baykal ile bir araya gelmemiş, ancak telefonla sürekli temas halinde olmuşlar.
Önümüzdeki günlerde Ankara’da bir yakın görüşme gerçekleşebilir.
Peki...
CHP İzmir’de ilçe kongreleri yapılırken, yakında da il başkanlığı seçimi olacakken; Çakmur’un tavrı ne olacak?
Her zaman kendisine iddialı hedefler koyan Çamur, yeniden aktif siyasete dönerken bu sefer neyi planlayarak adım atıyor?
BAŞKAN TARAFSIZDIR
Bu soruları Yüksel Çakmur’a sordum, şöyle yanıtladı:
“Bir büyükşehir belediye başkanı, bir ilçe belediye başkanı parti içi işlere karışmamalı. Bir grup adına hareket etmemeli. Delegasyonların içinde olmamalı. Neden mi? Çünkü başkanlar herkesin başkanıdır, seçimde kim nereye oy atarsa atsın tüm kentin başkanlarıdır. Bir belediye başkanı, ‘AKP’liye su götürmüyorum, MHP’linin sokağına asfalt atmıyorum’ diyebilir mi? Böyle bir şey olamayacağına göre, bir başkan da ilçe seçimlerinde taraf olmamalı. Demokratik yarışa katkı sağlamalı. Tarafsız kalmalı. Bir grubun belediye başkanı olmadığını kanıtlamalı. Müdahaleler demokrasiyi yaralar. Heyecanı azaltır. Aksine teşkilatların telaşlanmasına neden olur. Tecrübelerim bana bunları söylüyor. Kimseye bir laf söylüyor da değilim. Ama bu sürecin daha iyi yönetilmesi gerektiğini söylüyorum. Bazı sıkıntılar duyuyorum, uzaktan izliyorum. Bakıyorum, yaşananları not ediyorum. Bana da zamanında, yani başkanlık yaptığım dönemde kimi desteklediğim defalarca soruldu. Ben bu oyunlara asla gelmedim. Hep tarafsız kalmaya çalıştım. Bunun tanıkları var. Hizipçilikten uzaklaşmak gerekir. Bütün partilerden seçilmiş belediye başkanlarına da aynısı tavsiye ediyorum. Ne olur müdahale etmeyin. Gelin bütünleşin. Gelin bir arada olun. Tek yumruk olun. İnançla yürüyün. CHP’nin artık buna ihtiyacı var.”
HALKIN İÇİNDEYDİM
Yüksel Çakmur, dokuz yıl siyasetten uzak kaldığı dönemde neler yaptı, halktan uzak kaldı mı, günlük siyaseti nasıl yorumluyor ve en önemlisi CHP’nin İzmir’de verdiği görüntüyü nasıl değerlendiriyor?
Çakmur, dokuz yıl boyunca İzmir’de kaldığı günlerde hep aynı saatte kalkıp sporunu yapmış, ardından da siyasete hiç ara vermemiş gibi Karşıyaka’daki evinin önünden otobüse binmiş Güzelbahçe’ye, Narlıdere’ye, Buca’ya, Hatay’a, Menemen’e...
İzmir’in her tarafına gitmiş, gelmiş; vatandaşlarla sohbet etmiş, sıkıntılarını dinlemiş, yol göstermiş, yardımcı olmaya çalışmış.
Bu dönemi şöyle anlatıyor:
“Büyükşehir başkanlık dönemimde çok radikal kararlara imza attım. Karşıyaka’da iskelelere girilmiyordu. Minibüsler kent içi trafiğini alt üst etmişlerdi. Metro meselesi çok gecikmişti, halkın sıkıntıları vardı. Bunları tek tek projelendirmiştim. Bu kadar tempo arasında da halkla teması gece 20.00’den sonra hatta sabaha kadar yapıyordum. Başkanlıktan sonra bu tempomu hiç kaybetmedim. Yine evden çıkıp İzmirliler’in yanına gittim. Hiçbir koltuk peşinde koşmadan, halkın başkanı olmaya çalıştım. İzmirliler’in her zaman ilgisini gördüm. Hepsine sonsuz teşekkür ediyorum. Yaşamda iz bırakan şeyler yapmak istedim hep. Bireysel başarılar yerine toplumsal başarıları hedefledim. CHP’ye döndüm. Artık aşk, şevk ve ideallerimle CHP’de mücadele edeceğim...”
Gece gündüz çalışacağım
Türkiye’nin kötü yönetildiğini ifade eden Yüksel Çakmur, AKP’nin karşıtlar oluşturarak siyaset yaptığını söylüyor. Ekonominin kamuoyuna sunulandan daha kötü olduğunu, özellikle esnafın, dar kesimin zor günler yaşadığını belirten Çakmur, “Bu hükümet bir daha iktidara gelmemeli” diyor ve şunları söylüyor: “Benim kimseyle alıp veremediğim yok. Aziz Kocaoğlu, İzmir’in CHP’li belediye başkanıdır. Başarılı olmasını isterim. Parti
örgütü sokaklarda, kahvelerde, halkın olduğu
her yerde olacak. Yorulmayacaksınız, terleyeceksiniz. Sloganla değil, eylemle sokakta olacaksınız. CHP’de bunları yapacağız. Bunun için çaba harcayacağım. Baykal da bilir. Gece gündüz çalışırım. Hep birlikte çalışacağız. 2011’de Türkiye’de her şey değişecek ve bunu da İzmir’den
başlatacağız.”
ÇAKMUR’DAN ÇARPICI SÖZLER
? Başkan Aziz Kocaoğlu’na karşı olmam mümkün mü? Kimseye karşı değilim ama kendi görüşlerimi de çekinmeden söylerim. Ben böyleyim. Yüksel Çakmur’u İzmirliler böyle tanıdı. Değişemem...
? CHP gibi bir partide görev seçilmez. Küçüktü, büyüktü denmez. CHP için her şeyi yaparım. Gerekirse canımı feda ederim. İzmir’den iktidara yürüyüşü başlatacağız.
? İdeallerimin peşindeyim. Türkiye’yle, İzmir’le ilgili hayallerim var. Akan suya ivme kazandırmalıyız. CHP’de yeni bir hava yaratmalıyız. Kavgayı da değil, özeleştiriyi ön planda tutmalıyız.
? Kimse ‘Bu oyları ben aldım’ demesin. Hükümet de demesin, muhalefet de... Belediye başkanı da, bir başkası da... Oy halkındır. İster verir, ister geri çeker. Kimse boşuna böbürlenmesin.
? Belediye başkanları, il başkanları, ilçe başkanları iç içe olmalı. Böyle miyiz? Tam değiliz. Programlarda, projelerde birlikte olalım. Olayları kişiselleştirmeyelim.
? Bireysel bir hırsım ve isteğim yok. Ama bir beklentim var. O da CHP’de içe dönük değil, dışa dönük bir mücadelenin yapılmasıdır. Makam kavgasını bırakalım.
İL BAŞKANI OLACAK MI?
Ölçerek biçerek siyaset yapmam
Hem 2004’te, hem de 2009’da başka partilerden büyükşehir belediye başkanlığı teklifi aldığını hatırlatan Yüksel Çakmur, “bir bölen” olmak istemediği için aday olmadığını söylüyor. Cumhuriyet Halk Partisi’nin bugün yapması gerekenleri de şöyle özetliyor: “Ben sosyal demokratların oylarını bölen bir kişi olarak anılmak hiç istemedim. Bunu Baykal da çok iyi biliyordu. Türkiye çok önemli bir süreçten geçiyor. Özeleştiri yapmalıyız. İktidar da bunu yapmalı, muhalefet de... Bölünmeler güçsüzlük yaratır. Benim makamda gözüm yok. Sayın Baykal’ın, CHP’li arkadaşlarımın bana nerede ihtiyaçları varsa, ben orada olacağım. Bütünlük hissi ve duygusunu tüm Türkiye’ye gösterelim. Ölçerek, biçerek siyaset yapmam. Başarı ve etkin olmak, benim siyasetteki olmazsa olmazlarımdır. Ben tecrübelerimi paylaşmak için yeniden CHP’ye dönüyorum.
Bu içtenliğimi de Baykal bilir.”
Paylaş