Paylaş
Genç ve başarılı şefleri destekleyen işletmelerin sayısı da her geçen gün artıyor.
Ben bu gelişmelerden en çok mutlu olanlardanım.
Çünkü yıllardır işlediğim konulardan birinin öne çıkıyor olması, kentin gündemine yerleşmesi ne kadar haklı olduğumu bir kez daha gösteriyor.
Milyarlarca insan bir yerden bir yere gidiyor. Artık eskisi gibi değil; bu seçimleri kendisi yapıp deneyimlemek istiyor.
O klasik turların yerini insanların kendi seçimleriyle şekillenmiş yeni destinasyonlar alıyor.
Ve hiç unutmayın ki; gastronomi bu alanı çok destekliyor.
Sevinerek görüyorum ki; Türkiye’nin yetiştirdiği iyi şefler yıl içinde misafir olarak buralara geliyor ve buradaki mekanlarda harika işler çıkarıyorlar.
Hepsini takip ediyorum.
Türkiye’nin San Sebastian’ı Urla oluyor, tezini güçlendiren çok örnek anlatabilirim.
Geçenlerde Ertuğrul Özkök, 2019’da öne çıkan ilk 20 kişi arasında OD URLA’nın şefi Osman Sezener’i de yazdı.
Haklıydı...
Bir yılda 40 binden fazla misafiri ağırlamıştı ve müşterilerinin yarısından çoğu İzmir dışındandı.
Bu bölgeye ilgi artıyor, artacak da...
Bugün o mekanlardan birini daha yazacağım.
Manej Urla...
Yerellik öne çıkıyor
bunun kıymeti artıyor
MANEJ Urla’nın kurucusu Yaşar Güvenen... Güvenen kızı Aylin’in atlara olan merakı için burayı kurar.
Ahırlar, padokla kalmaz, kısa sürede bir çiftliğe dönüşür.
Yıllar sonra da sadece kendi ürünlerini kullandıkları bir restoran açmaya karar verirler.
Manej Masa’nın başında şimdi İzmirlilerin çok yakından tanıdığı bir şef var; Sedat Arslan...
Alaçatı Kappa’da harikalar yaratmıştı Sedat Usta...
Burada da “tarladan sofraya” konseptini işliyor.
Çünkü Manej Urla öyle bir çiftlik...
Kendi yetiştirdikleriyle bir menü yaratma çabasındalar.
Dünyada da bu artık çok kıymetli...
İnsanlar kilometrelerce uzaktan kalkıp bu hayatı deneyimlemek için geliyor.
İçeride farklı atölyeler var ve bunları daha da artıracaklar.
Yaşar Güvenen, kızı için kurduğu hayali şimdi Urla’yı seven herkesle paylaşıyor.
Misafir şefler de geliyor
DEDİM ya;
Bir süredir başarılı şeflerin yanına misafir şefler de geliyor. Örneğin yılbaşı gecesi yine çok yakından takip ettiğim şeflerden biri geliyor. Sinem Çapraz...
Sinem, Sedat Usta’yla birlikte müthiş bir menü hazırlamışlar.
Sinem Çapraz; üniversitede çalışma ekonomisi okumasına rağmen bir yıl kurumsal sektörde çalışıp hayali olan aşçılığın peşine düştü. MSA’yı bitirip Ulus Sun Set’de çalıştı. Geleneksel Türk mutfağını modern mutfakla birleştirerek kendi tarzını yarattı. Mutfakta kullandığı her malzemenin en doğalını seçerek gıda terörüyle mücadele etmeye başladığında sağlıklı ve temiz beslenme fikriyle yeni bir mutfak yarattı.
Daha sonra Dr. Ayşegül Çoruhlu ile alkali beslenme üzerine çalışmalar yaptı. Bu arada yurtdışında bir çok eğitime katıldı. 2015 yılında Alaçatı’da Alajuice markasıyla bir Juicebar açtı. Bein Gurme’de 5 şef programındaki şeflerden biri oldu.
Sinem ve Sedat Usta’nın mutfağında lezzet kadar sağlık da vardır.
Gastronomide yeniliklere açık olun
BAZI insanlar alışkanlıklarını değiştirmek istemezler. Klasikçiler yani... Ben ise sadece müzikte klasiği severim. Ben deneyimlemeyi seviyorum, farklı lezzetleri tatmayı, farklı renkleri görmeyi istiyorum. Gastronomide de öyle... Her bölgenin kendine özgü lezzetleri var. Ben onlardan neden tatmayayım, neden hayatımın içine sokmayayım?
Bir de teknoloji geliştikçe yeni pişirme yöntemleri ortaya çıktı. Çok daha iyi ekipmanlar hayatımıza girdi. Onlardan da niye yararlanmayalım?
Üstelik bunları düşünen, hazırlayan, sunan, yeniliklere açık ve deneyimlerini paylaşan şeflerimiz de var artık...
Onların peşinden niye gitmeyelim?
Ben bu şefleri takip ediyor, onlarla birlikte oluyor ve gastronomi tartışmaları yapıyorum.
Bu çok da hoşuma gidiyor.
Size de tavsiye ederim.
Uzun masaları seviyorum
KALABALIK bir ailede büyüdüm. Bizde muhabbet sofrada olurdu. Herkes o gün ne yaptığını anlatır, sohbet uzar giderdi. O yüzden uzun masaları hep sevdim. Uzun masalar yeni arkadaşlıklar, yeni dostluklar sağlar. Şeflerin lezzeti uzun, sohbeti uzun masaları hep benim hoşuma gitmiştir. Siz de dostluklarınızı yemekle birleştirin. İnanın çok daha güzel oluyor.
Paylaş