Paylaş
TÜRKONFED yani TÜSİAD’ın da içinde olduğu Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu’nun Başkanı Tarkan Kadooğlu Cizreli...
Bakın neler diyor.
“İnsanlar tedirgin ve huzursuz. Bizim de sahip olduğumuz kaygıları fazlasıyla yaşıyorlar. Barış süreci çok iyi gidiyordu, çok mutluyduk. Çünkü insanlar barışı tattılar, bu saatten sonra savaşı desteklemezler. Kim yapıyorsa karşısında halkı görür. Halk artık Cudi Dağı’nda piknik yapmaya başladı. Bu zevki bırakıp da savaşa razı olmazlar.”
Kadooğlu’nun bir de önerisi var.
“Bu ülkenin insanlarında kardeşlik ruhu var. İnsanlarımız bir ayrışma içinde değil. Bir bütünlük içinde olduğumuz için ne BM’den, ne ABD’den gözlemciye ihtiyaç olmadığına inanıyorum. Ülkenin belli dinamiklerine sahip, akıllı ve güçlü insanlarla bölgesinde sevilen kişilerden oluşacak gözetim heyetiyle bu işler çözülebilir. İş dünyasından da heyete insanlar alınmalı. Bu TÜSİAD, MÜSİAD, TOBB olur, diğer STK’lar olur...”
***
Bu tartışmaların yoğun yapıldığı her dönemde ben de şöyle bir cümle kullandım.
“Diyarbakır’ın hassasiyeti kadar İzmir’in de hassasiyetlerini unutmamak gerekir...”
Nasıl bir İzmir’den bahsediyorum.
Her konunun, her problemin, her çözümün rahatlıkla ve sansürsüz, eldivensiz tartışıldığı bir İzmir’i anlatıyorum.
Bakın...
İzmir’de Kürtçe Hamlet’in oynandığı günlerde daha silahlar susmamıştı, çözüm süreci tartışmaya açılmamıştı, akil insanlar heyeti yola çıkmamıştı, Nevruz’da Öcalan’ın mektubu okunmamış “Artık silahlı mücadele dönemi bitti, şimdi siyaset dönemi” denmemişti, Kandil’de “Türkiye’yi terkediyoruz” açıklaması yapılmamıştı. Ama İzmir bildiğiniz İzmir’di; demokrasiyi savunan, insan haklarını öne çıkaran, evrensel değerleri çoktan kendi değerleri yapmış olan, Kürt Türk ayrımı yapmayan ve asla yapmayacak olan, kendi yaşam biçimine müdahale edildiğinde konuşan, konuşmaktan çekinmeyen, demokrasiye sıkı sıkıya bağlı olan bir İzmir...
***
O yüzden diyorum ki...
Türkiye’nin en büyük konfederasyonunun başkanı, Cizreli Tarkan Kadooğlu’nun hassasiyetleri ne kadar önemliyse; İzmir’in Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun hassasiyetleri bir o kadar önemli...
Ki o Aziz Kocaoğlu; CHP’lilerden bile tepki görmesine rağmen gittiği Diyarbakır gezisinde
“Biz, ülkemizde kalıcı barışın sağlanabilmesi için, öncelikle insanlarımızın birbirini daha iyi tanıması, kaynaşması ve bu süreçte en etkin adımların yerel yönetimler tarafından atılması gerektiğine inanıyoruz. Barışı kalıcı kılan halk olacaktır” demiştir.
***
Türkiye’nin demokratikleşme sürecinde bundan sonra kentlerin diyaloğu öne çıkmalıdır.
Barışı kalıcı yapacak halklardır...
Paylaş