Aynalar sadece olanı gösterir

ŞÜKRÜ Küçükşahin, köşesinde, Cumhuriyet Halk Partisi’nin bugünkü durumunu çok güzel özetlemiş.

Haberin Devamı

Diyor ki...
“Sav ve arkadaşları kabul etmeyebilir; ancak hem Kılıçdaroğlu’na ‘lider itibarı’ vermediler hem de toplumda, ‘Onu biz yarattık’ algısı yarattılar. Uzatmaya gerek yok, sonuçta Kılıçdaroğlu, Sav’la yolunu ayırınca toplumda, kendi kadrosunu yaratarak seçime gideceği beklentisi oluştu.
Ancak yeni Parti Meclisi (PM) Kılıçdaroğlu damgası taşısa da CHP kitlesini çok memnun etmedi, topluma da ‘yönetebilir bir takım’ güveni vermedi. Takım, sadece parti yönetimi demek değil; ‘başkanın adamları’, ‘başkanın savaş odası’ diye tanımlanan danışman kadrosu da en az o kadar önemli. Kılıçdaroğlu şunca zamandır bir ‘savaş odası’ ekibi dahi kurmaz veya kurmak istemezken, Erdoğan her fırsatta böyle bir kadro ile poz verdi. Aslında CHP’de, Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra Türkiye’yi en az iki kez dolaşan yöneticiler de güçleri oranında büyük performans gösteren örgütler de oldu. Ancak bütün bu çalışmaların etkin bir şekilde organize edilemediği görüldü.”
Küçükşahin’in Türkiye geneli için yaptığı bu tespit aslında İzmir, Ege için de önemli...
Örneğin, İzmir teşkilatı, bir öncesi seçimde alınan oy oranına takılıp kaldı. 30 ilçenin 28’ini alarak büyük bir seçim başarısı yakalanıp, referandumda da benzer performans sergilenince zannedildi ki, 12 Haziran’da “tulum” çıkarılacak.
Evet; CHP İzmir’de oylarını artırdı, bir önceki genel seçimden daha fazla oy aldı ama siyasette çok önemli bir unsur olan psikolojik üstünlüğü biraz yitirmiş oldu.
Adalet ve Kalkınma Partililerin kendilerine sordukları “30 ilçenin 28’i nasıl kaybedilir” sorusu bu sefer CHP’liler için “İzmir şehir merkezinde oy farkı nasıl bu kadara indi” sorusuna dönüştü.
Küçükşahin yazısının sonunu şöyle bitirmiş:
“CHP, yeni bir yönetimle 6 ay sonra yeni bir kurultaya gidiyor. Oradan çıkacak kadro yerel seçimde CHP’ye ya şenlik yaşatacak ya da matem.
Yani Kılıçdaroğlu’ndan sade üyesine her CHP’li aynanın karşısına geçmeli...”
Özetle...
İzmir CHP’de de kim “Her şey yolunda, hiçbir sorun yok” diyorsa yanılıyor.
Çünkü aynalar sadece gerçeği, olanı gösterir.

Haberin Devamı

Madem bayramlar ilişkileri tamir etme fırsatıdır

Haberin Devamı

Örneğin, bayramlar özel günler değil midir? Varsa dargınlık, yanlış anlama bu durumu tersine çevirmek için daha uygun bir gün var mıdır?
Bence fırsattır. Bir süredir İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile ilçe belediye başkanları arasında bir randevu krizi yaşanıyor. Kocaoğlu, “Randevu isteyen yok” deyip tartışmadan sıyrılmaya çalıştı; ilçe belediye başkanları ise önce, “Aylardır randevu alamıyoruz” dediler sonra da CHP genel başkan yardımcılarının İzmir’e gelmesinden sonra, “Sorun yok” dediler.
Demek ki; yanlış anlayan, anlamayan medyaymış. Biz gazetecilermişiz.
CHP’de bayramlaşma olmuş; milletvekilleri, bazı ilçe belediye başkanları katılmış ama büyükşehir belediye başkanı katılmamış.
Madem bayramlar ilişkileri tamir etme fırsatı olarak algılanıyor, belki de bu fırsat da kaçırılmış oldu.
Belki diğerine, Kurban Bayramı’na...

Haberin Devamı

Bu panik niye

Hadi diyelim, Türkiye Futbol Federasyonu yanlış yapıyor. Şike soruşturmasında süreci zamana yayarak kendine pozisyon belirliyor, bu arada gelişebilecek olaylara göre tavır almaya çalışıyor.
Hadi diyelim, UEFA yanlış yapıyor. Türkiye’den gelen on binlerce mesajdan etkilenip Fenerbahçe’nin başkanını ve yöneticilerinin Metris’te olmasından dolayı da takımı Şampiyonlar Ligi’nden men ediyor.
Ya Fenerbahçe yönetimi...
Mehmet Yılmaz, köşesinde çok güzel yazmış; “Bu panik niye?” diye.
Mehmet Yılmaz soruyor:
“Bu kulübe voleybol kızlarda dünya şampiyonluğu ve iki kere Avrupa ikinciliği kazandırmış bir sponsora böyle mi yaklaşılır? Bir yandan mali sıkıntı çıkacak diye oyuncuları dağıt, diğer yandan en iyi sponsorunu at. Bu ceza kime ve niye? Fenerbahçe yönetim kurulu üyeleri kuşkusuz ki değerli insanlar ve işlerini iyi bilen işadamları. Beklenmeyen bir kriz çıktığında şirketlerini böyle mi yönetiyorlar ki bir panik havasına kapılmış gibi görünüyorlar?”
Etrafıma bakıyorum, Fener taraftarı olabildiğince takımına destek veriyor. Fener kartı alıyor, Fenerium mağazaları tıklım tıklım; kombine biletler gelecek yıl için de satılıyor. Ya yönetimin bütün umutları tükendi ya da yönetim panik içinde ne yaptığını bilmiyor.
Oysa bugün soğukkanlı düşünme ve karar verme zamanı...

Haberin Devamı

Doğru strateji

Halkına dokunabilen belediyeler, başkanlar özlemindeyiz. Bunu çok sık yazıyorum. Belediye başkanlarımız halkın içinde olmalı, halkın isteklerini belirlemeli ve hissetmeli. Başka çaresi yok. Bugünün siyaseti bunu gerektiriyor. Konak Belediyesi’nin bir uygulaması hoşuma gitti. Belediye görevlileri sokaklara gidip anketler yapıyormuş. Halka “ne istediklerini” soruyorlarmış. Başkan Hakan Tartan da, buradan gealecek cevaplara göre yardımcıları ve danışmanlarıyla hizmet üretiyormuş. Çok doğru bir strateji... Halka rağmen hiçbir şey olmuyor.
Halkın ikna olduğu politikalar da hemen cevap buluyor.

Yazarın Tüm Yazıları