Paylaş
Ve bugüne kadar kendisiyle ilgili çok sayıda haber yaptım, yazı yazdım.
Her zaman İzmir ile ilgili pozitif şeyler duymuşumdur.
Yani benim gibi bardağın dolu tarafını görenlerdendir.
İlk defa ağzından kentle ilgili eleştirel bir açıklama duydum.
“Artık güzel değiliz” demiş.
Aslında benim de eleştirdiğim bir konuya değinmiş.
Yurtdışına çıktığımda artık tek bir şeyi kıskanıyorum.
Şehircilik, mimarlık, estetik...
Yoksa Avrupa’da olup da bizde olmayan hiçbir şey yok.
Ne demiş Ekrem Demirtaş...
“İzmir’in varoşları gecekonduyla doldu, yalılar yıkılıp sefertası gibi binalar yapıldı. Yönünü denize doğru çevirerek bakan konuklarımız ‘güzel şehriniz var’ diyor. Ama artık güzel değiliz. Güzel yapılar yapılmıyor...”
Bu konuşmayı Mimarlar Haftası nedeniyle yapmış başkan...
Özeleştiri de yapıyor.
“Başta yerel yönetimler, hepimiz suçluyuz. Karşı koymadık, direnmedik. Biz de dahil, tüm meslek odaları, ‘karşıyız-karşı’ demek dışında, daha güzel İzmir için çaba göstermeliyiz...”
Ve bir tavsiyede bulunuyor.
“Mimarlarımıza çok iş düşüyor. Karşı olma dışında, katkı yapan, İzmir havası taşıyan eserler yapan mimarlar yetiştirmeliyiz...”
Biliyorum, eleştirince kızıyorlar.
Ama doğru değil mi?
Meslek odalarının tek işi eleştirmek mi olmalı, herkes iyi öneriler de bekliyor.
Demirtaş; “Artık güzel değiliz” derken, içinin cız ettiğini biliyorum.
Hala güzeliz ama değişmesi gereken çok şeyimiz de var.
Medyatik davalardan biraz uzaklaşalım
Odalarımız bence şu medyatik davalardan çıkıp, sıyrılıp gecekondularımıza baksınlar.
Örneğin kentsel dönüşüm denen o sihirli kavramın içi çoktan boşaltıldı.
“Yık, yap”a dönüştü.
Ama biz hala aynı davalar üzerine yorumlar dinliyoruz.
Çuvaldızı kendimize de batıralım
Diğer meslek odalarını eleştirirken çuvaldızı kendimize de batıralım.
Hiçbir meslekte bizdeki kadar acımasızca eleştiri yoktur.
Gazetecilikten bahsediyorum.
Eskiden bu böyle değildi.
Örneğin ben gazeteciliğe başladığım yıllarda bir usta çırak ilişkisi vardı.
Ve bu çok önemliydi
Anlamlıydı...
Gazetecilikte bazı geleneksel, adı konmamış kurallar vardı.
Hala yok değil ama zayıfladığını söylemem lazım.
Herkes eleştiriye açık olacak ama son dönemde yapılanlar biraz edebi, adabı, izanı, insafı aşar oldu.
Ayıptır, günahtır.
Kimse nerede duracağını bilmiyor, kimse söylediği sözün nereye gideceğini düşünmüyor.
Bırakın mesleki dayanışmayı, yan yana bile gelmemeye özen gösterenlerden bahsediyorum.
Ve her zamanki gibi diyorum ki...
Kötü düşünenleri Allah’a havale ediyorum.
TRAFİK
Son 10 gündür, bir saatte işe gidemedim.
Çevre yolundan gidiyorum, tıkalı...
Karşıyaka sahilinden gidiyorum, tıkalı...
Altınyol’dan gidiyorum, tıkalı...
Uzun zamandır yazıyorum.
İzmir’in trafiğinde bir gariplik var, çözemiyorum.
Paylaş